Sevgili Okuyucular dün pazar günü olması sebebiyle bazıları için tatilin son günü olarak görünse de esasında çok ama çok heybetli bir gündü. 26 Ağustos tarihi itibariyle birçok övünç duyacağımız olayların yıl dönümü olduğu tarihtir. Bugün bana konuşmak yakışmaz; bugün ben susacağım tarih konuşacak.

26 Ağustos 1071 – Malazgirt Zaferi

Malazgirt Savaşı, 26 Ağustos 1071’de Muş’ta bulunan Malazgirt ovasında meydana gelmiş, Selçuklu Sultanı Alparslan ve Doğu Roma İmparatoru Romen Diyojen arasında gerçekleşmiş, Anadolu’nun Türklere yeni yurt olmasını sağlamış olan meydan savaşıdır. 

Bu zaferden bahsedip de Sultan Alparslan’dan bahsetmemek olmak. Bu zafer öncesinde Alparslan’ın bir askeriyle yaşadığı olay anlatılır; mutlaka sizler de duymuşsunuzdur da ben yine de hatırlatayım.

Sultan Alparslan 27 bin askeriyle Bizans topraklarına ilerlerken, keşfe yolladığı askerlerden biri huzuruna gelir ve “ Sultanım 300 bin kişilik düşman ordusu bize doğru yaklaşıyor “ der. Sultan Alparslan da “ Biz de onlara yaklaşıyoruz “ der ve sonrasında Anadolu’ ya Türklüğün mührünü vurur. Ruhun şad olsun.

26 Ağustos 1922 – Büyük Taarruz

“ Sarışın bir kurda benziyordu. 

Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı. 

Yürüdü uçurumun başına kadar, eğildi, durdu. 

Bıraksalar ince uzun bacakları üstünde yaylanarak 

ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak

Kocatepe'den Afyon ovasına atlayacaktı. “

Nazım Hikmet şiirinde bu şekil anlatıyordu; Mustafa Kemal’in Anadolu topraklarını düşmana teslim etmediği zamanları. 

Mustafa Kemal, Büyük Taarruz Planı için, “Ya bunu gerçekleştiririz ya da gerçekleştiremezsek zaten bittik” dedi ve emrini verdi. Bu strateji zafer getirecekti, çünkü Başkomutan tecrübeli ve tecrübenin yanında hakikaten keskin ve atılgan zekâlı bir kumandandı. Azmetti, direndi, mücadele etti ve Kahraman Türk Ordusuyla bu cennet vatanımızı düşmana teslim etmedi. 

Anlayacağınız Sevgili Okuyucular;

Sultan Alparslan “ Biz geldik “ dedi. Mustafa Kemal  “ Biz hiçbir yere gitmiyoruz “ dedi.

İKİ BÜYÜK LİDER – İKİ BÜYÜK ZAFER – KUTLU BİR GÜN

BİZDE GURUR GÜNLERİ BİTMEZ; NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!