Alaplı’dan deniz yolu ile çimento sevkiyatı yapmak üzere “iskele” projesi hazırlanıp onaya sunuluyor, ancak daha sonraki gelişmelerde iskelenin “limana” dönüştüğü gözlemleniyor.
İddialar bu şekilde…
İskele olarak ihaleye çıkan bir projenin sonradan “limana” dönüşmesi rekabet koşullarına aykırı…
Eğer ihale “liman” ihalesi olarak yapılsaydı, Alaplı ve yakın çevresinde bulunan pekçok sanayici ve iş insanı da bu ihaleye katılabilir ve böylece hakkaniyet ölçüleri çinde bir ihale gerçekleşmiş olurdu.
Eğer gerçekten iddia edildiği gibi, bu proje iskele olarak ihaleye çıkıp, sonradan “limana” dönüştüyse, bunun nasıl olabildiğini yetkili makamların makul ve mantıklı bir şekilde açıklaması gerekiyor.
Marmara Çimento yetkilileri ile resmi makamların bu konuya açıklık getirmesi bekleniyor.
***
İşin başka boyutu…
Alaplı’da 2010 yılında bürokratik engellere takıldığı için ertelenen bir ALPORT LİMANI projesi var.
Projesi ve ÇED raporu onaylanmış, o tarihlerde tam 15 bakanlıktan onay almış, yatırımcısı hazır bir proje…
Bir başka deyişle Alaplı ve çevresinin hayat damarlarından biri olacak, ilçenin ve bölgenin geleceğine ışık tutan bir proje…
Şimdi bir kıyaslama yapalım…
İskele liman hizmeti verebilir mi?..
Hayır, veremez…
Oysa ALPORT LİMANI gerçekleşirse hem iskele, hem de liman hizmeti verebilir, böylece Marmara Çimento ve benzeri tüm sanayi kuruluşları bu limandan faydalanabilir.
***
Alaplı’ya bir liman gerekli mi, gerekli…
İlçedeki bütün sanayici ve iş insanları aynı görüşte…
Projenin hızlandırılıp sonuçlandırılması biraz da baştan bu işin “lideri” olarak görülen Alaplı TSO Başkanı Recep Ocak’ın tutumuna bağlı…
Recep Ocak baştan çok hevesli görünüyordu, şimdi biraz yavaş hareket ediyor.
Mesela, geçen Perşembe günü ilçedeki STK temsilcileri ile yapılacak toplantı gerçekleşemedi.
Sayın Ocak’ın farkında olması gereken şudur…
Demir tavında dövülür.
Bu işler mehter takımı gibi iki ileri, bir geri gidilerek sonuçlanmaz.
Hani, ne demişler…
“ Nerde hareket, orda bereket “
Alaplı’nın bereketi ise bu projenin gerçekleşmesine bağlı…
