Maske takılsın.
Sosyal mesafe korunsun.
Hijyen olalım.
Bu üç kural çok önemli.
Çok değerli.
Artık hayatımızın .
Yaşamımızın.
Bir parçası.
Hem de çok önemle.
Bugün adına Zonguldak il genelini maske takmayanları çoklukla görüyoruz.
Hem de pek çok kişide.
Maske takmıyorlar.
Uyarıyoruz.
Bir de üstüne laf işitiyoruz.
Maske takmayanları ikaz ediyoruz..
Ellerinde maske taşıyanlar.
Ceplerine koyanlar.
Ama sokakta.
Mahallede.
Şehir merkezinde.
Her yerdeler..
Maske takmayanlar ve bilerek takmayanlar.
İlk defa köşemden kolluk kuvvetlerini göreve davet ediyorum.
Trafik polisleri hariç.
Çünkü onlar ceza yazmayı da kesmeyi de bilmiyor.
Öğrenmeyi de düşünmüyorlar.

Emniyet müdürlüğümüz polis ekipleri.
Jandarma kolluk kuvvetleri.
Zabıta görevlileri.
Halkımızı uyaralım.
Halen daha inat eden varsa.
O zaman 392 TL. ceza kesilsin.
Evet, zaman dahilinde kendi adıma ben de unutuyorum.
Maske takmayı.
Hemen geri dönüp maskemi alarak sokağa çıkıyorum.
Ya da sırt çantamızdan yedek olarak hemen temin ediyoruz.
Maske takmak hem kendi sağlığımız adına önemli.
Hem de karşı tarafın sağlığı adına değerli.
Onun için herkes maske taksın.
Bundan sonra ki yaşamımız bu şekilde olacak..
Bir de sokak ve caddede maskesini çene altına çekerek veya indirerek sigara içenler var.
Bunlara karşında ciddi önlem alalım.
Sigara içmek de sokakta yasaklansın.
Hem sağlık açısından hem de görsel görüntü açısından,çok kötü ve çirkin bir görünüm
oluyor.


MESLEĞİMİZ ÜZERİNE


Gerçekten kutsal bir mesleğimiz var.
Önemli bir görev yerine getiriyoruz.
Gazeteciliğimiz yapıyoruz.
Tabi ki, her geçen gün yeni gelişmeleri an ve an izliyoruz.
Zonguldak  yerel basını olarak  bilgi dağarcığımızı geliştiriyoruz.
Mesleğimiz  her gün büyüyor.
Dijital olarak da çok gelişiyoruz.
Teknoloji  çağına da ayak uydurmalıyız.
İletişim anlamazlığı kimsede olmamalı.

Mesleğimiz iletişim bilmezliği kaldırmaz.
Yani iletişim özürlülerine mesleğimizde yer yok.
Bedavacılara hiç yok.
Aç kaldıkça, başarısız oldukça ve dilenci gibi mesleğe sarmal olanlara hiç yer yok.
Bu dediğimiz kriter yoksunlarını mesleğimiz ile ilişkilendiremeyiz.
Bizlerde karşılığı ise sıfırdır.
Kendi alanında mesleğimiz adına profesyonelliğin adımlarının atılması.
Hepimiz adına çok önemli.
Önüne gelenin gazetecilik yapamayacağının bilinmesi.
Gazetecilik çok konvansiyonel bir meslek.
Kendi içinde bir çok dalı içeriyor.
O kadar çok bölüm başlığı var ki, konu başlığı mevcut ki.
Hepsi  ayrı bir özen çalışma gerektiriyor.
Maalesef ilimizde mesleğimize bulaşıcı hastalık gibi yapışanlar yok mu?
Pek çok.
Temizleye temizleye bitiremiyoruz.
Bitirdikçe yenilerini görebiliyoruz ve emekli olanlarında geri dönüşlerinde ki, düştükleri çamur
durumu da görebiliyoruz.
Ne diyoruz ve söylüyoruz.
Yerel zordur ve çalışmak daha da zordur.
Bir çok değişik meslek koluna girenler.
Tüm o meslek kollarına hep iflas ediyorlar.
Başarısız oluyor.
Beceriksizler topluluğu.
Tekrar bizim mesleğe maalesef musallat oluyorlar.
Tabi ki, bu gibileri ve benzerleri.
Tedavülden miadı dolanlar.
Son kullanma tarihi bitenler.
Görsel, yazılı, işitsel ve görüntülü ortamdan kaldıracağız.
Pasifize edeceğiz.

Geçmişte olduğu gibi.
Bugün olacağı gibi.
Yarında bu dediklerimiz geçerli.
Mesleği hak etmeyenler.
Kirletenler.
Pisletenler.
Bizim meslekten edebiyete intikal edene kadar uzaklaştıracağız.
Geri dönmelerine izin vermeyeceğiz.
Hem de kökten.
Bu zararlı ahlak yoksunu maddelerden kurtulacağız.
Resmen bulaşıcı hastalık gibiler.
Aşı bile fayda etmiyor.
Ağır kronik vaka.
Tedaviye bile cevap vermeyen cinsinden .
Bunlar bizim mesleğin içindeki sözde olsa da karalama defteri .
Nokta..