5. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri kapsamında Kamu İşveren Heyeti, masaya ilk teklifini sundu. 

Hükümet: 2020 ve 2021 yıllarında maaş ve ücretlere yansıtılacak artışlara ilişkin olarak; 

2020 için % 3,5 + %3  

ve 

2021 için %3 + % 2,5 

önerdi.

Birincisi; Bu oranlar; Hükümetin açıkladığı ekonomik hedeflerle uyumlu değil 

İkincisi: Bu oranlar,  Hükümet tarafından deklare edilen enflasyon tahminleri ve beklentilerine uygun değildir.

Üçüncüsü; Hükümetin teklifi, faiz oranlarındaki düşmeyi, kurdaki aşağı yönlü hareketi, elektrik, doğalgaz ve diğer bazı temel ürünlerin fiyatlarındaki yukarıya yükselişi yok sayıyor.

Memurların masum isteğine karşın, hükümet cimri davranarak çok düşük bir zam önerdi.

Memur ekonomik kurtuluş isterken, hükümet görmezden gelmemeli. Siyasi irade, toplu pazarlık masasına, kamu görevlilerini refaha kavuşturma değil cefayla buluşturma teklifi sunduğunu görmeli, teklifin eksiklerini ve hatalarını da bir an önce gidermelidir.  3 milyon memur, 2 milyon emekli, aileleriyle birlikte 20 milyon kişiyi doğrudan ilgilendiren, nüfusumuzun 4’te 1’inin iki yıllık geleceğini şekillendirecek toplu sözleşme görüşmeleri büyük bir hayal kırıklığına doğru gidiyor.

Kamu-Sen’in açıklamasına göre; geçtiğimiz yıl gerçekleşen resmi enflasyon %20,3 oldu.  4 kişilik ailenin vazgeçemeyeceği, zorunlu harcama tutarı 1032 lira artarken memur maaşlarına koca bir yıl için toplam 441 lira zam yapıldı. 

Ayrıca TÜİK’in açıklamasına göre yalnızca kiraya son bir yıl içinde gelen zam 100 lira.  Ailenin aylık gıda harcamasına gelen zam ortalama 197 lira. Doğalgaza bir yıl içinde gelen zam %18,6. Elektriğe %34,8 zam yapıldı.   

Memur sendikaları tepkilerinde son derece haklı

5.Dönem Toplu Sözleşme sürecinde hükümet masaya yeni zam teklifiyle gelmeli.

**

SEBEBİ GAYET AÇIK”

İçişleri Bakanlığının aldığı kararla Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk ve Van Büyükşehir Belediye Başkanı Bedia Özgökçe Ertan görevlerinden uzaklaştırıldı. Yerlerine Diyarbakır, Van ve Mardin valileri kayyum olarak atandı. Belediye başkanlarının görevlerinden alınmaları ile ilgili olarak ise birçok gerekçe öne çıkıyor. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Mızraklı, önceki dönemde kayyumun terör bağlantıları nedeniyle işten çıkarttığı 248 kişiyi, göreve başladıktan sonra belediyeye geri alarak belediye binasını adete bir PKK karargahına çevirdi. Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Türk, 313 işçiyi HDP'li olmadıkları gerekçesiyle işten çıkartmış ve yerlerine terör bağlantılı kişileri getirmişti. Türk bunlara ek olarak belediyede çalışan şehit yakınlarını tespit ettirerek hepsinin iş akitlerini sonlandırmıştı. 

Van Büyükşehir Belediye Başkanı Ertan hakkında ise geçtiğimiz günlerde HDP'li olmayan ilçelerin yardım taleplerini reddederek diğer HDP'li illerin belediyelerine yardım yaptığı gerekçesiyle Van Cumhuriyet Başsavcılığı, tarafından soruşturma başlatılmıştı.

Diyarbakır, Mardin, Van büyükşehir belediye başkanlarının görevden uzaklaştırılmasına dair İçişleri Bakanlığı’ınca yapılan açıklamada, görevden alınan belediye başkanlarının PKK’lı teröristlerin yakınlarına iş imkanı ve ailelerine maddi destek sağlamaya çalıştıklarını, bunun için de şehit yakınlarına mobbing uyguladıkları tespit edildiğinin altını çizdi.

Yani teröre karşı yürütülen kararlı mücadele sonucunda büyük bir acziyete düşen PKK/KCK terör örgütü ve uzantıları; HDP’li belediye başkanları aracılığıyla belediyelerin imkânları illegal amaçlar için kullanıldı.

Teröristlerin cenazelerine giden, terörist ailelerine para yardımı yapan, terörist yakınlarını belediyede istihdam eden, şehit yakınlarını işten çıkartan, HDP’li olmayan işçileri işten çıkartan, Teröre lojistik destek sağlayan, teröristlerin isimlerini sokaklara veren, terör propagandası yapan, ölen teröristler için PKK marşı işliğinde esas duruşa geçen ve  söyleyen belediye başkanlarına tabi ki devletimiz buna göz yumamazdı ve yummadı da.

Devletimiz gereğini yaparak bu üç belediye başkanını da görevden aldı.

Bundan dolayı çok memnunuz.

Olması gereken buydu

5 ayda belediyeleri PKK karargahı yapan bu belediyelerin belediye başkanları görevden alınmamış olsaydı 5 yıllık görev sürelerince kim bilir neler olurdu.

İyi ki erkenden görevden alındılar.

İçişleri Bakanlığı’nın görevden alma yazısı gayet açık:

“Anayasa ve kanunlarda görev ve sorumlulukları tanımlanan, Devletin bütünsel organizasyonunun bir parçası ve temel görevi vatandaşların mahalli ve müşterek nitelikli ihtiyaçlarını karşılamak olan bazı belediyeleri terör faaliyetlerinin desteklenmesi için militan kaynağı, mali kaynak ve araç-gerecin temin edildiği lojistik merkezlere dönüştürmeye çalışmışlardır. Hatta bu belediyeleri ülkemizin diğer bölgelerinden ayrı bir yönetim modelinin parçası haline getirmeye çalışarak Anayasamızın 3. maddesinde açıkça tanımlanan, ülkemizin devleti ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne kasteden bir araç olarak kullanmışlardır. Bu durumun adli ve idari soruşturmalar ile tespit edilmesi sonucu; Bakanlığımızca terör örgütleri ile iltisak-irtibatı olan, terör örgütlerine destek verdikleri yönünde tespit ve deliller bulunan belediye başkanları Anayasanın 127 nci maddesi ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 47 nci maddesine istinaden görevden uzaklaştırılmış, yerlerine Belediye Kanununun 45 inci maddesi uyarınca belediye başkan vekilleri görevlendirilmiştir…”

Sadece Belediye başkanlarının görevden alınması yetmez. Hakların da soruşturma açılan HDP milletvekilleri de görevden alınmalı.

Hiç bir devlet, kendi kuyusunu kazan bir terör örgütünün faaliyetlerine, ona destek olanlara izin göstermez,

Belediye başkanların görevden alınması nedeniyle "Yeni bir darbeyle karşı karşıyayız" şeklinde açıklama yapan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’na yazıklar olsun. Hadi HDP’den gelen tepkiyi anlayabiliyorum da CHP’li milletvekilinden gelen bu açıklamayı anlamak mümkün değil.

Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak, parçalamak isteyen terör örgütüne destek olan belediye başkanlarını görevden alınması ne zaman darbe oldu.