28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na, partinin en alt kademesinden üst kademesine kadar birçok isim, "değişim" için tepki göstermeye başladı.
Gün geçtikçe büyüyen tepkilere, bir yenisi daha eklendi. 9 ilin CHP İl Başkanı, Kastamonu İl Başkanlığı'nda toplanarak ortak yazılı açıklamada bulundu. Zonguldak İl Başkanı Murat Pulat'ın da altında imzası olan metin, kamuoyu ile paylaşıldı.
Yazılı açıklamada, seçim sonuçlarından memnun olunmadığı ve acilen değişime gidilmesi gerektiği belirtildi. 9 il başkanı tarafından hazırlanan ve yayınlanan, Kılıçdaroğlu'na tepki metninde şu ifadelere yer verildi;
İl başkanlarının, seçim sonuçlarının kendilerini memnun etmediğini aktardığı açıklamada, "Seçim atmosferi, iktidar tarafından oluşturulan asimetrik koşullarda ve ağır antidemokratik zeminde biçimlenmiştir ancak iktidarın baskısıyla oluşturulan dışsal nedenler kadar içsel süreçlerin değerlendirilmesi de vazgeçilmezdir. Bu anlamda bir yüzleşme ve özeleştiri süreci bizim için kaçınılmaz, ertelenemez bir gerekliliktir. Hiçbirimizi memnun etmeyen seçim sonuçlarının pek çok nedeni vardır." ifadelerine yer verildi.
CHP'de uzun süredir yönetim tarzı olarak merkezileşme anlayışının hakim olduğu belirtilen açıklamada, "Merkez ve örgütler arasında dinamik görüş alışverişi olanağı ortadan kaldırılmıştır. İl başkanlıkları, merkezin rutin işlerinin takip edildiği atıl örgütler haline dönüştürülmüş, siyasetsizlik bir siyaset hattı olarak yerleştirilmiştir. Partideki tüm seçme ve seçilme iradesi genel merkezin tasarrufuna mahkum edilmiş, her organdaki üye ve seçilmişlerin seçme hakkına müdahalede bulunulmuş, seçilme hakkı adaletten uzak biçimde kontrol altına alınmıştır. Bu durum siyasetin, merkez yörüngede bulunan siyasi aktörlerin kariyerizmine hapsolmasına sebep olmuştur." açıklamasında bulunuldu.
Olağan kongrelerin ertelenmesinin örgütün tazelenme imkanını engellediği savunulan açıklamada;
"Aday listelerinin kompozisyonu örgüt vicdanını zedelemiştir. 5, 6, 7 dönemdir milletvekili olmayı makul gören, bunu sindiren ve önüne geçmeyen irade, kamuoyu tarafından mahkum edilmiştir. Özellikle ittifak partilerine verilen kontenjanların ölçüsüz, hesapsız, verisiz bir biçimde sunulması, örgütlerin ve seçmenin tepkisine yol açmış, seçmen bu konuda ikna edilememiştir. Parti, fikri zenginliğini önemsemeden, ideolojik bulanıklığa hapsolmuş, sağdan oy alma kaygısı içinde rotasını kaybetmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi yeni dönemi, yeninin gerekliliklerini de gözeterek inşa etmelidir. Yenilenme kaçınılmazdır." denildi.
"Genel merkez, örgüt, seçmen ekseninde siyaseti yeniden örecek, Türkiye'nin yarınlarında yeniden güçlü seçenek olmamızı sağlayacak değişim acil bir ihtiyaçtır. Bu değişim öncelikle siyasi tazelenmeyi içermeli, siyaset yapma biçimini de değiştirebilen kadroları donatacak ufka sahip olmalıdır. Bugünün ihtiyacı, siyaseti genel merkez koridorları dışına taşıran, seçmen odaklı, sokakla ve hanelerle sürekli ve hayatın doğal akışı içinde alışveriş içinde olan, siyaseti teknik uğraşı olarak değil bizzat toplumsal mücadele aracı olarak gören anlayışın yönetim tarzı haline gelmesidir. Elbette bu değişim ancak yeni bir liderlik anlayışı ve yeni bir vizyonda ortaklaştırılacak merkez ve örgütün bütününü kavrayan zengin ve güçlü kadrolarla vücut bulacaktır."
(Haber Merkezi)