Ölüm, düşündüğümüzde hepimizin içini ürperten, yokmuş gibi yaşadığımız ama eşimize, dostumuza bir yakınımıza geldiğinde kendini hatırlatan sonra yeniden unutulan bence son derece faydalı entelektüel bir kavram. Yaşam döngüsünün bir parçası,  yenilere yer açmak için birilerinin ölmesi gerekir.  Bu kadar basit aslında, o kadarda üzerinde kafa yormaya gerek yok. Nasıl eskiyen kıyafetimizi çöpe atıp  yerine yenisini alıyoruz, onun gibi birşey. Bizde eskiyeceğiz, yaşlanacağız ve ölüp yerimizi yeni doğanlara bırakacağız. 

Hiç düşündünüz mü? Vakit geldiğinde, ölüm yaklaştığında, bu fani dünyadaki sürenizin  son anlarına geldiğinizde, geriye dönüp baktığınızda en çok nelerden pişman olacağız? Hepimiz bir koşuşturmanın içindeyiz hep daha fazlasını istiyoruz. Zengin olmak istiyoruz,  evimiz olsun, arabamız olsun, yatımız katımız olsun, bolluk bereket içinde yaşayalım istiyoruz. Çalışıyoruz çalışıyoruz daha çok çalışıyoruz. Her şey paramı, mutlu olmak için zengin olmak şart mı? Para ile Mutluluk doğru orantılı mı?

Bronnie Ware, Avustralyalı bir kadın yazar. Hayatı boyunca bir çok değişik işte çalıştıktan sonra ölüm döşeğindeki hastalara bakıcılık yapmak için bir hastanede işe başlıyor. Bu sayede bir çok insanın son anlarına şahitlik ediyor. Onlarla yakınlık kurup hayatlarına dair yaptığı sohbetlerden aldığı notlarla bu kitabı yazıyor; “Ölmeden Önce En Çok Pişman Olduğuz 5 Şey”

Kitaba göre ölüm döşeğindeki insanların en çok pişman olduğu 5 şey şöyle;

1-Keşke kendi hayatımı yaşama cesareti gösterebilseydim.

2-Keşke o kadar çok çalışmasaydım.

3-Keşke duygularımı açıklama cesareti gösterebilseydim.

4-Keşke arkadaşlarımla daha fazla vakit geçirseydim.

5-Keşke daha mutlu olmama izin verseydim.

Bakın bunların hiçbiri parayla zengin olmakla ilgili değil. Hiçbiri keşke daha zengin olsaydım, daha lüks bir hayat yaşasaydım demiyor. Ölüm döşeğindeki insanlar hep ellerinde olup da yapabilecekken yapmadıkları şeyler için pişman olmuşlar. Para hayatımızda elbette önemli ama sadece bir araç olarak kalmalı, amaç olmamalı. Pek çoğumuz şimdiki maddi durumumuzla aklımızı kullanıp hayatın içine girerek, derinleşerek, yeni şeyler yaparak şimdikinden çok daha mutlu olabiliriz. Üzerine düşünürsek hepimizin yapabileceği,  bizi daha mutlu edecek bir sürü bir şeyler vardır. Yaşayabildiğiniz kadar yaşayın hayatı. Cesur, olun içinizden ne yapmak geliyorsa yapın. Ölüm döşeğine yattığınızda yaptıklarınız için değil, yapmadıklarınız için pişman olacaksınız. Daha çok sevin, daha çok risk alın, daha çok hata yapın, daha az ciddi, daha çok neşeli olun

Düşünün bakalım. Güneşin doğuşunu en son ne zaman izlediniz? Ay ışığında sahilde en son ne zaman yürüdünüz? En son ne zaman çocuklaştınız? En son ne zaman mutlu oldunuz? En son ne zaman balıklama daldınız hayata?

Zaman hızla akıp gidiyor. Fazla vaktiniz kalmadı. Bahaneler üretmeyin, sağlığınız yerindeyse başka hiçbir şeye ihtiyacınız yok. Uykudan uyanın  hayatın değerini bilin, hayatı tatmak kolay ama yaşayıp gidip de hayatın tadına bakmadan ölüp giden insanlarla dolu çevremiz, siz onlardan olmayın, sürüye uymayın mutlu olun.

Bu arada size sürüden ayrılmamanızı kim söyledi?

Sevdiğim söz: “En çok kendimden özür dilerim, bana çok yanlış yaptım.” – Ceyhun Yılmaz

Konu hakkındaki düşüncelerinizi aşağıdaki e-mail adresine yazabilirsiniz. Diğer görüş ve önerileriniz için de yazabilirsiniz.

e-mail: [email protected]