Bir esnaf arkadaşın yanına uğramıştım hafta sonu. Bir sohbetin ortasına denk geldim.

  Daha önceden hiç tanımadığım biri (kelli felli bir tip) “ rakamlarla konuşurum arkadaşım” diyordu oradakilere, “ büyük devlet olmak böyledir, kapına değil 5 milyon sığınmacı 10 milyon gelse açacaksın. Tarımda birinciyiz, sağlıkta Dünyanın kıskanacağı işlere imza atıyoruz, …” 

  Birçok şeye tahammül gösteririm de, karşımdaki beni “hiçbir şeyden anlamaz havasına girerse” dayanamam. 

   Tarımda geçen yıl ki ihraç rakamları hakkında bilginiz var mı diye sordum.

Cevap vermedi. Klasik bir iki slogan attı, o kadar. Ancak ben ona Konya yüzölçümü kadar olan Hollanda’nın 2016 yılında 94 milyar Euro ihracat yaptığını hatırlattım. 

Ancak o Hollanda son iki üç yılda devlet kasasından tek bir tane yol veya stadyum yapmadı ama sponsorluklarla bir çok spor kompleksi kazandırdı. Kişi başı milli gelir 51 bin dolar ( Dünya dokuzuncusu) 

  Peki bizde milli gelir ne alemde diye sordum  “o rakamlarla konuşurum” diyen kelli felli beyefendiye ! Yine bir iki slogan ama yanıt gelmedi …

Ben söyledim, geçen yıl 9 bin dolardı, bu yıl en az yüzde 20 eksildi gerisini siz hesaplayın. 

  Sağlıkta durum hiçte o arkadaşın anlattığı gibi değil. O değil ama ben rakamlarla anlatayım. Güzel ülkemizde 

  67 bin okul

  1220 hastane

  6300 sağlık ocağı (aile hekimliği dahil)

Ancak 85 bin cami var. 60 bin kişiye 1 hastane 350 kişiye 1 cami düşüyor. 

 Koskoca ülkede 77 bin doktor var. Din görevlisi sayımız 90 bin. 

   Normal bir günde gidip bir dahiliye doktoru için sıra alın, eğer sabahın en erken saatinde gidip sıra almadıysanız o gün size 60 ila 70 arası bir sıra denk gelecektir. Bu normal mi? 

   MR için tomografi veya Ultrason için aynı güne sıra almak yalnızca acil durumlarda mümkün oluyor. Yoğun bakımlardaki durumu anlatmayayım bile! 

Yoğunluk oldukça fazla. Resmen hastası bol bir toplum olduk. Mevcut hastaneleri kapatıp şehir dışına “ ŞEHİR HASTANELERİ “inşa edeceğimize olanların kapasitesini yükseltip, acil olarak nitelikli sağlık personeli yetiştirmeliyiz. 

  O rakamlarla konuşmayı seven kelli felli adam sıvışmasaydı ona ülkedeki işsizlik rakamlarını, geçim zorluklarını, mutfaktaki enflasyonu ve son yılda kapanan iş yerlerini rakamlarla anlatacaktım. Nasip değilmiş. 

   Ben hancıyım mutlaka bir gün yine karşılaşırız diye umut ediyorum. Bu kez gitmesine izin vermeyip ona rakamlarla nasıl konuşulur anlatacağım. Ancak onun bir daha o sokağa gireceğini sanmıyorum.