Bu benim ilk köşe yazım…

Değinmek isteğim konular belli ki herkesin sitemidir.

Belki de yaşadığımız ülkenin eskiden kalma bir alışkanlığıdır.

Başımıza bir felaket gelmeden önlem almasını bilemiyoruz.

Önce felaket, sonra önlem ! 

Doğal afet kapımızı çalmadan önlem almıyoruz, deprem gelmeden depreme dayanıklı yapılar inşa etmiyoruz, büyük çaplı yangınlara karşı hazırlıksız yakalanıyoruz

Çok garip bir ülkenin, çok garip insanları gibiyiz.

***

Sel baskını olur partililer yarışa girer, “ En çok yardımı bizim partimiz yaptı” gibi boy boy fotoğraflar…

Sosyal medya yarışı içinde övündükçe övünürler, yangın olur oturdukları yerden laf üretirler, polisimiz, itfaiyemiz, kurtarma ekiplerimiz, gönüllü insanlarımız felaketin içine dalıp cansiperane çalışırken, onlar nutuk atmaya devam ederler.

Tıpkı şairin söylediği gibi :

“ Neler yapmadık ki bu vatan için

Kimimiz öldük

Kimimiz nutuk söyledik “

Siyasetçinin hesabı işte bu hesap !

***

Sanki ülkelerini en çok onlar seviyormuş gibi…

Gerçekten siz kimsiniz ?..

Bir siyasi partiye yamanıp, ceplerini doldurmak için çalışanlar mı?

Lüks makam arabalarına binip, “paşa torunu” gibi hava atanlar mı? 

Halkının bir kısmı yoksulluk, bir kısmı açlık sınırının altında gezen, işsizliğin had safhaya ulaştığı, rakı masalarında binlerce lirayı bir gecede harcayıp, evine ekmek götürmek için yirmi dört saat çalışan insanları hor görenler mi?

Pahalı takım elbiseler giyen, ipek kravatlar takan, üç-beş yerden maaş alan politikacılar, bürokratlar, şuranın buranın başkanları….

Gerçekten siz kimsiniz ?

Bu halkın, bu milletin temsilcileri mi?

Yoksa “reklam” uzmanları mı?

Anlayamadık gitti.