Sevgili Okuyucular bu ara biraz otomatiğe bağladım; halinizi hatırınızı soramadım, dikkat edin kendinize. Unutmayın sizden bir tane daha yok; ilaçları olan ilaçlarını ihmal etmesin, fırsatı olan kitabını okusun, belgesellere – bulmacalara devam, güzel hoş aile – arkadaş ortamlarınız da daim olsun inşallah. Bu zamanlarda durup dururken halinizi hatırınızı soran pek kimse olmaz; mutlaka işi düşmesi lazım ki sizlere o şekil yaklaşsın ama merak etmeyin ben karşılıksız sordum. Bizler birbirlerini görmeden bir bağ kurmuş bir kitleyiz; sizlerle çok dertleştim; burada çok yaralarımdan, endişelerimden ve hedeflerimden bahsettim. Ben bazen müthiş yoğun oluyorum da sizlere bir gün yazamayınca size ihanet etmiş gibi hissediyorum. “ Sen de kendini nimetten sanıyorsun” diyeniniz vardır belki de haklıdır ama tek bir tane bile her zaman takip eden bir okuyucum varsa o bile yeter bana. Bazıları işlerine geldiği zaman okur, kimi de malzeme kovalar ya da dedikodu çıkar mı buradan diye ama okuyan insandan zarar gelmez derim ben; okuyun, okuyalım, herkes okusun.

Sizlere çok sevdiğim bir sözden bahsedeceğim ama bu sefer sözün sahibi Oğuz Atay değil; gerçi baya zaman oldu ondan bahsetmedim buralarda, selam olsun üstada da ben konuma döneyim. Gandhi tam olarak şunu diyor; "Önce seni görmezden gelirler, sonra alay ederler, sonra seninle savaşırlar, sonra sen kazanırsın." Bana bu söylem mükemmel geliyor ve bu söz hakkında 3-5 koca tır dolusu sohbet edilir, yazılar yazılabilir; o kadar yoğun ve anlamlı bir söylemdir. Ben bu sözü aşırı severim ve hayat felsefemde de yer verdiğim bir söylemdir. Gandhi’nin sözünde detaya inersek 4 evre vardır. Mutlaka herkes bu evrelerde bilmeyerek bile olsa yaşamıştır da adlandıramamıştır. Pek kişiye özgü bir evreler değildir; herkesin başına gelebilecek türdedir; bir şeyler için uğraşan, hedefleri doğrultusunda hareket eden. Beni sorarsanız eğer? Ben görmezden gelinme evresini çok yaşadım, inanın resmen görünme mücadelesi verdiğim dönemler oldu. O zamanlar yanlışlar da yaptım; kendini göstermenin yolları konusunda pek bilgim ya da bir tecrübem olmadığı için. Ama her hatadan bir kazanım elde ederek tecrübe kumbarasına attım ve hatalarımı arşivimde biriktirdim. Baktım ki görmezden gelenler görmeye başladı ama bu sefer bambaşka bir konu çıktı karşıma; alay etmeye başladılar. Direkt olarak belki yüzünüze etmeseler de gerek yanında olanlar gerekse size uzak olan insanlar sizler ortamdan ayrılınca arkanızdan sizleri masalarına dalga konusu ederler, kendilerince alay ederler, gülerler, sahte kahkahalar atarlar ve daha niceleri… Ama en çok yanınızda olduğunu düşündüğünüz insanlar tarafından alay edildiğinizi öğrenince katlanılmaz bir hal olur bu durum. Bunu da aşmasını öğreniyor insan ve kumbaraya bir tecrübe daha atıyorsun. Kumbaran ne kadar dolarsa o kadar da arşivin belleğin o kadar da dolu oluyor. Bu uykusuzluk ve umutsuzluk olarak size geri dönebiliyor ama insanların tamamına güvensiz damgasını vurmanızı istese de bu arşiv siz ona karşı çıkın ve hala güvenecek insanların olduğuna inanın yoksa yok olursunuz. Belki tekrar bir alayla karşı karşıya kalacaksınız ama umudunuzu kaybetmeyin; hala temiz, güvenilir, sağlam insanlar var türlerini kaybetmek üzere olsalar da. Her neyse ben alay evremi de aştım; kavgalar veriyoruz, savaş dönemindeyim. Alakalı – alakasız söylemler, çamur at izi kalsınlar, çeşitli sınamalar ve daha niceleri…  Hayatımın belki de en uzun paragraflarından birini yazdığım satırlardayım şimdi onu da fark ettim ama size bir sır vereyim mi? Aramızda kalsın ama anlaştık mı? Bazen ciddi sancılar, umutsuzluklar, imkansızlıklar yaşasam da ben BA – ŞA – RA – CA – ĞIM !!!

Kendime özgü isteklerimden, kendi geleceğimden vazgeçtim, belki de çocukluğumdan beri istediğim şeyleri hiç yaşayamayacağım ama Gelecek ve Memleket kaygım için bir şeyler başaracağım ve bu küf tutan dünyayı birkaç saniyeliğine de olsa güzelleştireceğim. Gönlüm yanımda olup destek olmanızdan yana ama “ Sen ne diyorsun ya? “ diyorsanız da canınız sağ olsun. Başkomutan Mustafa Kemal ne demiş; “ Zafer, "zafer benimdir'' diyebilenindir. Başarı ise "başaracağım" diye başlayarak sonunda "başardım" diyenindir.” Gazamız mübarek, Rabbim yar ve yardımcımız olsun.