Duyulmuyor. Oysa o denli çok ki! Nereye gitsem, nerede oturup bir bardak demli çay içsem
etraftan hep duyuyorum o sessiz çığlıkları.
Kimi bir öğrenci velisi kimi öğrencinin kendi çığlığı … her iki/üç yılda değişen eğitim-
öğretim sisteminden ve hala ne olduğu belli olmayan sınav programından dolayı çığlık
çığlığa!
Bazı yerlerde çığlık daha keskin duyuluyor. İşsizlik nasıl bir bela, ancak yaşayan ve o
durumda bir aile geçindirmek durumunda olanlarınki katlanılır gibi değil. Duymuyorsunuz
değil, duymak istemiyorsunuz!
Emekliliği bekleyip yaşa takılanların( EYT) çığlığını uzun yıllardır duyarım. NE
UMUTLAR YAŞLANDI, gel zaman git zaman …. Hala mı duymuyorsunuz?
Komik asgari ücretle iş bulup, “nankörlük etme, bu işi bulamayanlar var” diye tehdit
edilenlerin çığlığı pek yüksek çıkmıyor. Korkuyorlar, ya o işi de kaybederseler!
Kaldı mı diye hiç merak etmiyorsunuz ama bu ülkede hala KOBİ denen kesimin KÜÇÜK
ÖLÇEKLİ grubu inatla direniyor. Keyiften değil mecburiyetten bu direnç! Ne yapacaklar?
Sessiz çığlıkları arada bir pansuman edilip yola devam ediyorlar. Çareleri yok, hadi kapattın,
yarın ne halt edeceksin? Siz hiç işi gücü olmayan bir insanın gündüzleri nasıl geçer
düşündünüz mü? Kahveye gitsen para, AVM de gezsen yorulsan bir cafeye otursan para, uzak
bir yere gidip kafa dağıtsan para, eve dönmek ayrı bir para …. Bu çığlıkları duymak için tek
kalbin, iki kulağın yeteceğini zannetmiyorum. Az önce yazdıklarımdan fazlası yoksa boşuna
uğraşmayın, duyamazsınız.
Sendikalı olduğu için işini kaybedip, elinde hiçbir yetkisi/yazdıklarından dolayı hiçbir etkisi
olmayan yerel medyanın köşe yazarlarına derdini anlatanların sessiz çığlıklarını kim duydu ki
siz de duyacaksınız!
Emekli olayım diye 25-30 yıl çalışan ve onca yılın sonunda “asrın müteahhidinden” fazla
vergi ve prim ödeyen birinin, emekli olunca aldığı bana göre “ insanlık suçu” sayılması
gereken bin küsur lira maaşla yaşadığı dramın çıkardığı sessiz çığlık Alaska’dan duyulur.
Ama orada bir yerleşim olmadığından kimse duymuyordur muhtemelen!
Ama tüm bunlar değil meselemiz! 3 yaşındaki 1600 cc silindir hacmi& motor gücü araçlara
400 lira zam, yok daha yaşlı ve düşük hacimdeki olanlara 300 lira falan zam çok olmuş! Vay
canına, meğer o zam olmasa aslında her şey yolundaymış ta, tek sorun o zamlarmış! İnsanda
önce Allah korkusu olacak, sonra insan/yurt/çevre sevgisi olacak.
Az önce sıraladığım problemlerin yanında araçlara yılda ödenecek 200-300 lira fazla vergiler
“çerez “ kalır. Lütfen biraz empati yapalım, hangi sessiz çığlığı duyuyorsunuz?