Bu yazı aslında 19 Eylül Salı günü yazacağım bir yazıydı.
Fakat rahatsızlık nedeniyle bugüne sarktı.
AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyesi Metin Külünk Zonguldak'ta yaşamıyor.
Zonguldak siyasetinden fayda görmüyor.
Fakat Zonguldak ile bağlarını da koparmıyor.

19 Eylül Salı günü Metin Külünk'ün, AKP eski İl Başkanı Zeki Tosun'u ziyaret edişi tüm basın kuruluşlarında haber oldu.
Külünk, yaşamadığı Zonguldak'a geliyor ve partisine 22 sene hizmet eden Zeki Tosun'a ziyarette bulunuyor.
Külünk ziyaret edene kadar, Tosun'a AKP'nin il-ilçe yöneticileri, eski ve mevcut AKP milletvekilleri ziyarette bulunmalıydı.
Özellikle AKP İl Başkanı Mustafa Çağlayan ve Allah'ın 'yürü ya kulum' dediği isimlerden biri olan AKP Zonguldak Milletvekili Muammer Avcı,
Tosun'a ilk ziyarette bulunanların başında yer almalıydılar.
Olmadı.
Kırılan 'vefa' zinciri Külünk sayesinde onarıldı, birleştirildi.

Zeki Tosun, 22 sene hizmet ettiği AKP'den, aynı özveriyi göremedi.
Oysa Zonguldak'ta yaşamayan, Zonguldak'ta kazanmayan/kazandırmayan, kazandığını Zonguldak'a yatırmayan nice isimler AKP'de adeta ödüllendirildi.
Hak ettiği değeri göremeyen Tosun, üstüne bir de vefasızlıkla tanışmak zorunda bırakıldı.
Zonguldak AKP teşkilatları Külünk'ün ziyaretine kadar, Tosun'u zor dönemden geçtiği bugünlerde yalnız bıraktı.

Külünk'ten iki gün sonra Çağlayan da Tosun'a ziyarette bulundu.
Geç kalınmış bir ziyaretti.
Öyle oldu, böyle oldu...
Sonunda geç de olsa Çağlayan ziyarette bulunup 'vefa' zincirine bir kaynak daha yapmış oldu.
Sıra Muammer Avcı'da,
Ahmet Çolakoğlu'nda,
Saffet Bozkurt'ta,
Hamdi Uçar'da,
Polat Türkmen'de...
Vefanın bir semt adından ibaret olmadığını göstermenin tam zamanı.
Haydi beyler, sıra sizde.
Görelim vefanızı.
**********

AKBABALAR, BAKACAKKADI'YA TÜNEDİ
'Başına Üşüşmek'; sürekli istemek, ısrar etmek, inat etmek, üşmek gibi anlamları ifade etmek için kullanılıyor.
'Akbaba'; Günümüzde, Eski ve Yeni dünya olmak üzere iki ayrı familyadan oluşan toplan 23 tür akbaba bulunuyor. 
Bunların da birçoğu, nesillerinin yok olması tehdidi ile karşı karşıya.
Nadir olarak avlanan akbabalar genelde 'leşçil' olarak yaşamlarını sürdürürler.
Yani yaşamlarının büyük bir bölümünü 'artık' yiyerek geçirirler.

Bazı zamanlar ve olaylarda; 'Başa üşüşmek' ve 'akbaba' birleştirilerek 'Akbaba gibi başına üşüştüler' şeklinde ifade edilir.
Son günlerde bu tabirin 'cuk' diye oturacağı olaylar yaşanıyor.

Akbabaların, nesillerinin yok olma tehdidi gibi 'dramatik bir gerçek'le karşı karşıya kaldığı bugünlerde, yeni bir akbaba türü keşfedildi.
Hem de Zonguldak'ın Bakacakkadı beldesinde!
Hem türünün ilk ve tek örneği, hem de neslinin yok olması gibi bir tehditle mücadele etmek zorunda da değil.
Bu türler, 'Sinek' gibi...
Sürekli ürüyor ve sürekli vızıldayarak gereksiz baş ağrısı yapıyorlar.

Bakacakkadı Beldesi'nde tüneyen, pinekleyen, geceleyen bu akbaba türlerini takibe aldık.
Bilimsel olarak bir tez ortaya koymak için konunun uzmanlarından destek istedik.
Yarın bir gün ön rapor çıkar, paylaşırız.
Ön rapor sonucu sonrası, 'leşçil akbabaların' neden ya da kim/kimler tarafından Bakacakkadı'ya salındıkları da deşifre olur.