Devrek’te CHP’nin ilk aday adayı Çetin Bozkurt…

Devrek emekli Belediye Başkan Yardımcısı Çetin Bozkurt’u zor bir süreç bekliyor.

Öncelikle partisi içindeki “adaylık” yarışı…

Çünkü, aday adaylığını açıklaması beklenen birkaç isim daha var, parti içindeki adaylık yarışını kimin önde bitireceği henüz belli değil…

Bu bir…

Diyelim ki, Çetin Bozkurt bu yarışı önde tamamladı ve CHP’nin Devrek Belediye Başkan Adayı oldu…

Çetin Bozkurt’un asıl “zor seçimi” o zaman başlıyor…

Devrek Belediyesi Ak Parti yönetiminde… Üstelik, Ak Parti’nin Devrek’te Serdar Kelebek gibi güçlü bir ilçe başkanı da bulunuyor.

Dahası var…

CHP’nin Devrek’teki “ A Takımı” bu seçimlerde var mı, yok mu, belli değil…

Başta Songül Saraç ve Şeref Aydınlı olmak üzere Devrek siyasetinde etkili pek çok isim siyasete “ilgisiz” görünüyor. Songül Saraç “aday olmayacağını” daha önce açıklamıştı, Şeref Aydınlı’nın da siyasetten iyiden iyiye uzaklaştığı anlaşılıyor.

Geçenlerde Devrek’te CHP’li Belediye Meclisi üyelerinden biri ile sohbet ediyoruz.

Bu koşullarda CHP’nin Devrek’te seçim kazanmasının çok zor olduğunu söyledi…

Hatta daha somut ifadelerle, “ Songül Saraç aday olsaydı CHP seçimi kazanırdı, ancak öyle bir niyeti yok, dolayısı ile CHP için çok zor bir seçim olacak” şeklinde konuştu.

Devrek’i, Devrek insanını, Devrek Belediyesi’ni ve Devrek siyasetini iyi tanıyan bir isim…

Üstelik CHP’li Belediye Meclisi Üyesi…

İşte bu da ikincisi…

Çetin Bozkurt’un adaylığı kesinleşirse eğer, kendisini ve ekibini çok zor bir seçim bekliyor...

Ne var ki, siyaset de “zoru başarmak” sanatı değil mi zaten?..

CHP’li vekiller “tribünde” mi?..

Seçim sürecinin güncel sorusunu hatırlatalım…

CHP Zonguldak milletvekilleri Deniz Yavuzyılmaz ve Ünal Demirtaş, aday belirleme sürecinin içinde mi, dışında mı?..

Bir başka deyişle…

CHP’li vekiller sahaya indi mi, yoksa hala tribünde mi?..

Bu konuda rivayet muhteliftir…

Deniz Yavuzyılmaz yakından tanıdığımız bir siyasetçi…

Esasen, parti içinde aktif siyasetin içinde yer almayı seviyor. CHP’nin Zonguldak’taki son dört yıllık serüveni içinde bu durum açıkça görüldü. Parti içi siyasetin her kademesinde ve her aşamasında Deniz Yavuzyılmaz vardı.

Önseçimden milletvekili adaylığına, daha sonraki kongrelerden yeniden milletvekili adaylığına değin, nerde partiiçi siyaset varsa, orada DenizYavuzyılmaz da bulunuyordu.

Çoğu kez CHP siyasetine yön verdi, şekil verdi…

Özellikle Merkez İlçe seçimleri ile bazı ilçelerin kongrelerinde son derece etkili oldu.

Aynı Deniz Yavuzyılmaz şimdi “tribünde” olmaktan sıkılır diye düşünüyorum.

Ünal Demirtaş’ın “Her adaya eşit mesafe” söylemi biraz klasik, biraz da politik bir söylem gibi duruyor.

Milletvekilleri elbette “insan” olarak her adaya eşit mesafede olur ama, siyasette “eşit mesafe” diye bir kavram bulunmuyor.

En azından pratikte böyle değildir.

Milletvekilleri “partilerinden yana” tavır almak durumundadır. 

O zaman “eşit mesafe” diye bir şey kalmıyor.

Seçim kazanma şansı çok yüksek olan bir aday ile, seçim kazanma şansı “sıfır” olan bir aday arasında “eşit mesafe” olabilir mi?..

Sayılır günler çabuk geçtiğine ve seçim zamanı çabuk geleceğine göre…

Eğer hala “tribünde” iseler, bir an önce “sahaya” inmeleri siyasetin tabiatı gereğidir.

Zonguldak’ta alınacak seçim sonuçlarından milletvekillerine de siyasi bir fatura çıkacaktır çünkü…