Önce ne demiş ona bakalım; “ Ben böyle bir geliri hiçbir yerde alamam, bu performansımla bana 10 bin euro yıllık ücret verecek bir takım bulmam imkansız” . Diyen kim ? Galatasarayın yıllardır alt yapıda idmana çıkartıp, bir türlü beklenen seviyeye çıkartamadığı Türk asıllı İsviçre vatandaşı olan yabancı futbolcusu Endoğan Adili ! 

  4 yıl önce İsviçre’nin Basel takımından 400 bin euro karşılığında transfer ettiği bu oyuncuya 4 yıl boyunca tam 4 milyon lira ödedi Galatasaray kulübü! Peki kaç maç oynadı bu uyanık ADİLİ ? 0 (sıfır) yani hiç resmi maça çıkmadan 1 dakika bile yararlanmadığı bir oyuncuya 4 yılda 4 milyon lira öde ve kalan 1 yıllık sözleşmesini feshetmek istendiğinde sana az önce yazdığım cümleyi söylesin. Bu tip işler yalnızca Galatasaray’da mı oluyor? Hayır, aksine diğer kulüpler daha beter örneklerle dolu, bu oyuncuyu seçmemin tek nedeni “ en doğru şekilde durumu izah etmesi” ! “ Kalıp bu sezon kendimi kanıtlamak istiyorum da diyebilirdi. Neme lazım “ dürüst çocukmuş” . Diyor ki bana bu parayı Dünyada kimse vermez, buldum böyle bir yeri niye bırakayım? Burada ne bu oyuncu da nede menajerinde bir hata var! Sen transfer etmek istemişsin, 400 bin euroyu 4 yıl önce Basel takımına ödemişsin. Oyuncu Florya’ya gelmiş, idmanlara çıkmış, kampa gidelim demişsin kampa katılmış, seni bir takıma kiralayalım demişsin, gık demeden gitmiş. Kapı gibi sözleşme yapmış menajeri, 1 yıl daha o kağıtta yazan parayı ödeyeceksin. 

  Burada kime kızmalısın? Bu oyuncuyu kim önermiş? Kim izlemiş? Transfere kim onay vermiş? Hangi menajer araya girmiş? Kimler 10 bin euro yıllık ücreti olacak bir oyuncuyla yıllık 1 milyon lira ödemek üzere sözleşme yapmış? Bu paralar gerçekten bu oyuncuya ödenmiş mi? Yani arada başkaları da bu büyük pastadan pay almış mı? Kimseyi suçlamıyor, yalnızca olasılıkları ortaya koyuyorum. 

  İç piyasada Türk oyuncular pahalı diye Avrupa’dan genç oyuncu getirme modası vardı birkaç yıl önce. Hiçbir işi doğru dürüst yapmama huyumuz yüzünden bu işi de yüzümüze gözümüze bulaştırdık. SCOUT EKİPLERİ vardır kulüplerin, bu ekiplerin görevi içeride ve ülke dışında genç, yetenekli ve takıma yararlı olabilecek oyuncuları izleyip, en makul şartlarla kulübe kazandırmaktır. Son yıllarda kaç tane böyle oyuncu geldi yurt dışından? Kaç genç Türk oyuncu kazandırdık ülke futboluna? İnsaf yahu, insanda utanma olur? 

  Al kulüpten on binlerce doları gez Dünyayı ama bir tek olumlu icraatın olmasın! Ondan sonra kulüpler borç batağına düşüyor diye ağlıyoruz. 

  Bana göre nasıl bir mahalle bakkalı işletmesinin vergisinden, borcundan, KDV sinden ve tüm giderlerinden sorumlu ise kulüp yönetenleri de aynı sorumlulukla yükümlü olmalı. İlk kongrede “ ibra edildik “ deyip işin içinden sıyrılmamalılar! Kardeşim senin döneminde bu kulüp 30 milyon lira borçlanmış, ya öde ya da malına mülküne el koyacağız desen, öyle kanunlar olsa adamlar değil bir oyuncuya yatarken para ödemek takımın yıldızına bile ücret ödeyeceği zaman kılı kırk yarmaya çalışır. 

  Sorumluluk olan her görevde yükümlülük de olmalı. Kafasına göre davranmak, nasılsa sorumlu değilim rahatlığı işleri bu noktaya getirir. Başkalarının yaptığı hataların bedelini bizler niye ödeyelim?