Türkiye’nin son 16 yılına vurulan en belirgin damga şüphesiz AK Parti damgasıdır. 16 yıldır iktidarda tek başına kalabilen, halktan istediği oyu her daim alabilen, ülkede yaşanan tüm olumsuzluklara karşın halktan hep güven oyu alabilen ve “durmak yok yola devam” diyen bir parti için yolun sonu mu gözüküyor?

Partiyi yıllarca ayakta tutan ve siysilerin “kemik oyu” dedikleri, lider odaklı ve kayıtsız şartsız biat ve teslimiyetçi olan bu kesimden son zamanlarda eleştirilerin dozu artmaya başladı. Hem sokakta, hem sosyal medya da sıkça rahatsızlıklarını dile getiren bu grubun şikayetlerini uzun zamandır konu başlıkları ile not alır duruma gelmiştim.

Yaklaşan yerel seçim öncesi rahatsızlıklarını giderek dillendiren bu kesimin parti tarafından kesinlikle dikkate alınması gerekiyor.

16 yıl öncesine baktığımız zaman halkın isteklerinin ve kurduğu hayallerin başında terörist başı Abdullah Öcalan’ın idamı geliyordu. AK Parti’de bu hayali gerçekleştireceği umudunu vermişti. Ayrıca Ayasofya’nın ibadete açılacağı umudu da 16 yıldır yerini karamsarlığa bırakmış durumda. Baş düşma olarak her daim önümüze sürülen ABD’nin İncirlik Üssü’nün kapatılma hayali de çoktan suya düşmüş halde.

Bir ülkenin tam bağımsızlığı radikal kararları hiçbir çekincesi olmadan uygulayabilmesidir.

Bu iktidarın alabileceği en radikal kararlar da taban açısından bunlardı.

Ekonominin düzelmesi.. Bu ülkenin ekonomisi hiçbir zaman halkın istediği boyutlarda zaten olmadı.

Osmanlı’nın 3 kıtaya hüküm sürdüğü, cihan devleti olduğu ve zamanın “süper gücü” olduğu dönemde bile Anadolu insanı ağır vergiler altında eziliyordu.

O yüzden bu ülkenin insanı bugün fakirlik rakamı olarak açıklanan 6 bin lirayı asgari ücret olarak almayı hayal bile edemez.

Bu coğrafya hep sıkıntı çekmiştir.

Bu coğrafya hep aybaşının, hasat sonunun hesabını ilk günden yapmıştır.

Adnan Menderes’in “her mahallede bir milyoner” hayali bile “işbilirciler” ile sınırlı kalmıştır.

O yüzden ne CHP tabanının, ne AK Parti tabanının ne de MHP ve diğer siyasi parti tabanlarının böyle hayalleri yoktur.

Sadece ve sadece “ele güne muhtaç olmadan” geçinme derdi vardır.

Siz bu milletin 30 bin evladını toprağa verdiren, 30 bin gözü yaşlı anaya sebebiyet veren bir “terörist başını” asamıyorsanız, ibadete açacağız dediğiniz Ayasofya’yı ibadete açamıyorsanız, baş düşmanımız dediğiniz ABD’nin tam kalbimizin orta yerinde olan askeri üssünü kapatamıyorsanız bizim bırakın ekonomiyi siyasi ve diplomatik bir başarımız da yok demektir.

İstediklerinde “papaz”ı aldılar..

Peki biz bir uçak dolusu bilgi ve belge gönderdiğimiz halde Fetöcübaşını neden alamıyoruz?

İşte size güvenen ve kayıtsız şartsız oy veren taban artık bunları soruyor ve cevap bekliyor.

AK Parti  her şey düzelecek umudunu hep diri tutarakkendine en büyük sermayeyi edindi.

Yapamadıkları için “hep önümüzde engeller var” dendi. Halk her defasında “hak” verdi ve ardından da “oy” verdi. Tek başına iktidar “al senin olsun” dedi ; Başbakanlık, “al senin olsun” dedi; Cumhurbaşkanlığı “al senin olsun” dedi, Parlamenter sistem ile ülke ilerlemiyor dedi, Başkanlık sitemi mi istiyorsun “al istediğin olsun” dedi ve son olarak “BAŞKAN” yapın düzelecek her şey dediniz. “Tamam bunu da veriyorum al BAŞKAN ol dedi”. Halk ne istediyse verdi verdi de verdi.

Başkanlıktan sonra halk da büyük beklentiler oluştu. Çünkü verdi de verdi. Maalesef BAŞKANLIK SİSTEMİ’nin ülkeye getirileri şimdiye kadar hiç iyi olmadı. Bu sistem geldiğinde dışarıdan gelen hamlelerde bile ülke ekonomisi sarsılmayacak ve çok güçlü ekonomimiz olacak denilmişti .Denildiği gibi olmadı dolar fırladı ekonomi tepetaklak oldu. Milletin hiç mi suçu yok pekala ? Elbette ki var lüksü seven bir milletiz ayakkabımızın altı delik olsa da üstü boyalı gezmeyi seven bir milletiz. Bankalara esir yaşamayı seven bir milletiz. Bunu da göz ardı etmemek lazım. Ancak insan gördüğünden geri kalmak istemez. Bolluk ve refahın adresi istikrarlı bir yönetim değil mi?

Bu taban size bunu 16 yıl sağladı ise, artık siz de elinizi vicdanınıza koyun.

Size 16 adım atmış olan bu millete bir adım da siz atın.

16 yıldır belediyelerden tutun, tüm kamu kuruluşlarında korkunç bir israf var. Türkiye’nin 81 vilayetinde hep bu israflar konuşulur durur. Halk fakirleşirken belli bir kısım giderek zenginleşti. Özal’ın hayalini kurduğu ve oluşturmaya çalıştığı “orta direk” bitti. Bu ülkenin evladı verdi de verdi.

Ekonomik kriz var kemer sıkın..

Boğulana kadar sıktı.

Darbe oluyor koşun dediniz.

Bu millet tankın altına yattı.

TL’ye yatırım yapın dediniz.

100 doları olan bozdurdu.

Milyon doları olan ellerini ovuşturdu.

Bu partinin tabanı darbede ülkesine, sandıkta partisine her daim sahip çıktı. Artık bu iktidarın da bu halka bir adım atması gerekiyor.

Hem de ciddi adımlar.

Peki nedir bu ciddi beklentiler?

Dünya liderliği mi, İslam ülkelerine liderlik mi?

İnanın kimsenin artık umrunda değil.

Peki nedir istekleri. İşte bir kaçı: “ 1- EYT mağdurlarından söylenilen ifadelerden dolayı özür dilenmeli ve tekrar gündeme gelmeli (Seçimden sonra lafını artık yemiyorlar) 2- Özel sektör işçisinin maaşı adeta hiç olup gidiyor %27 vergi dilimi ile maaşlar buhar olup gidiyor bu dilim azaltılmalıdır AK Parti döneminde oldu. Memura emekliye verildi ama işçi 16 yılda çok ezildi. 3- Asgari Ücretli iyi bir zam bekliyor çünkü her şeye öyle zam geldi ki fiyatlar el yakıyor. 4- Esnaf çok zor durumda nasıl ki büyük firmaların iş adamlarının vergileri siliniyorsa esnafında sigorta ve vergi borçları silinsin ya herkes ödesin ya da herkesin ki silinsin ben ödenmesinden yanayım şayet ama büyük firmalara bu güzellik yapılıyorsa esnafa da yapılsın. 5- Kamu kurumlarındaki israf şiddetle önlenmeli.

İşte halkın beklentileri, daha doğrusu acil beklentileri bunlar. Yani ekonomik olarak o kadar zor durumdayız ki şimdilerde ne terörist başının asılmasını ne Ayasofya ne de İncirlik akıllara gelmiyor. 

Her daim ülkesine her şartta sahip çıkan bu Anadolu insanına artık sahip çıkılmalı.

Halk ayakta durmalı ki devlet ayakta durmalı.

Diyeceksiniz ki o söz “devlet yaşamalı ki halk yaşamalı” değil miydi?

Evet doğrudur.

Öyleydi. Bu halk devletin yaşaması için zaten tüm mücadeleyi veriyor.

Şimdi de devlet artık bu halka bir umut vermeli, hayat vermeli. 

Taban çatlak veriyor diyoruz ya, aslında taban artık bu yükü çekemiyor.