Sevgili Okuyucular hafta sonu Ankara’ya

İYİ Parti’nin 4.Olağanüstü Kurultayına gittim.

Takip edenlerinizin bildiği üzere İYİ Parti teşkilatlarında görev yapmaktayım ama sizlere kurultayı tarafsız bir gözle anlatmaya çalışacağım.

Öncelikle kurultaya çok yoğun bir ilgi vardı; 

Her şehirden delegeler, il – ilçe başkanları, teşkilat yöneticileri ve üyeler gelmişti.

Anlayacağınız cennet vatanımın her köşesinden gelenlerin olduğu katılımı yüksek bir kurultaydı.

Kurultayda Genel İdari Kurulu ve Merkez Disiplin Kurulu seçilecekti.

Kurultay salonu erken saatlerde doldu ve salonun dışına kurulan sinevizyonlarla salona giremeyen partililerin kurultayı izleme imkânı oldu.

Velhasılıkelam söz sırası İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener’e geldi,

Çok ciddi ve geniş kapsamlı bir konuşma yaptı; ülkemizin mevcut durumundan ekonomik önlemlere, eğitimden adalete, tarımdan hayvancılığa…

Daha sonra Sayın Akşener, bu kurultay için parti divanından “ Blok Liste “ kararı çıkmasına rağmen en büyük hayalim dediği “ Çarşaf Liste “ yönteminin kullanılması kararından ve bu karar sürecinden bahsetti.

Çarşaf liste nasıl oldu diye soranlar olabilir. GİK’e aday olmak isteyen delegelerden başvurular alındı; 240 tane aday çıktı. Bu arada GİK için 50 üye seçilecekti ve bunların %25 yani 13’ü kadın olacaktı.

İşte Sayın Akşener’in hayalim dediği çarşaf liste seçimi bu şekildeydi ve Akşener delegelere “ Kalem sizde aday da sizsiniz adayı seçecek olan da siz “ mesajını verdi ve peşine de “ Seçilen arkadaşlar da benim seçilemeyenler de benim “ diyerek birliktelik vurgusu yaptı.

Ayrıca Sayın Akşener çarşaf liste ve kurultay hakkında konuşurken “ TANIŞTIRAYIM; DEMOKRASİ “ diye açıklama yapması ve konuşmasının sonlarına doğru “ ŞİMDİ HAN SUSSUN, TÖRE KONUŞSUN “ sözleri salonda çok fazla alkış aldı.

Son olarak sizlere kurultayla ilgili bir gözlemimden bahsedip sözlerime son vermek istiyorum. Gerek salonun içinde gerek salonun dışında bulunduğum ve gözlemler yaptığım sırada o kadar çok genç gördüm ki sizlere ne kadar mutlu olduğumu anlatamam. Pırıl pırıl, özgüvenli, bulunduğu ortamın farkında olan, görünüşleri – duruşları – iletişimleri düzgün tabiri caizse pırlanta gibi genç kardeşlerimi gördüm.

Gençler çok önemli, hem de bu zamanlar da bilmem kaç kat daha önemli; orada Mustafa Kemal’in memleketi emanet ettiği bir sürü genç gördüm; 

Onur duydum, gurur duydum, şeref duydum.

Sevgi ve selamlarımla…