Devlet kuran Şeyh Edebali'den…

Devleti Yıkmaya çalışan sahte Mehdi'ye…

TARİKAT ve HAKİKAT

Tarih boyunca tarikatlar hep vardı…

İslam öncesi tümüyle batıl ve şeytani fikirlerden oluşan tarikatlar tarih sahnesinde yer aldığı gibi, günümüzde de siyonizm ve satanizm gibi kaynağını şeytani fikirlerden alan tarikatların etkin bir şekilde faaliyetlerini devam ettirdikleri görülüyor.

Özellikle "dünya egemenliği" peşinde koşan siyonizmin tüm insanlık için büyük bir tehlike oluşturduğunu vurgulamak gerekiyor.

İslam sonrası "İslam adına" ortaya çıkan mezhep ve tarikatlardan gerçekten İslam'ın aslına ve özüne uygun, dini öğretmek ve yaymayı amaçlayan mezhep ve tarikatlar dışında, çok sayıda sapkın ve dini istismar eden tarikatların da ortaya çıktığı görülüyor.

***

İslam sonrasında " Ehli Sünnet" çizgisinden ayrılmayan tarikatlar içinde İslam'ın aydınlık ışığını tüm dünyaya yaymaktan başka amacı olmayan, dini istismar ederek dünyalık peşinde koşmayan, kendilerini tümüyle Allah yoluna adamış "gönül sultanları" ile geçmişin ve günümüzün sahte şeyhlerini, sahte imamlarını, sahte Mehdi'lerini birbirine karıştırmamak gerekiyor.

Seyyid Abdülkadir Geylani, İmam Bahaattin Buhari, Mevlana Celaleddin-i Rumi, Hacı Bayram-ı Veli, Hacı Bektaş-ı Veli gibi daha pek çok halkımızın gönlünde yer etmiş İslam alimlerinin hiçbir zaman "dünyevi" kaygıları olmamış, kendilerine maddi çıkar sağlamak bir yana bir lokma-bir hırka ile yaşamayı tercih etmiş, mevki-makam sahibi olmayı istememişlerdir.

Bir örnek verelim…

Bugün ülkemizde en yaygın mezheplerden biri olan Hanefi Mezhebinin kurucusu İmam-ı Azam Ebu Hanife, zamanın hükümdarının Bağdat Kadılığı teklifini hiç düşünmeden geri çevirmiş, bu yüzden zindana atılmış ve zindanda şehit olmuştur.

Yine Anadolu'nun İslam ve Türkleşmesinde büyük etkisi olan ve " Alperen" olarak adlandırılan öncü din adamları bu yolda büyük çaba harcamış ve Anadolu'nun Türk vatanı olmasında büyük emek vermiştir.

Çatalağzı'nda türbesi bulunan şehit asker Pir-i Hamza, yine Ankara yolu üzerindeki bir köyümüzde türbesi bulunan Baba Hızır, bölgemizin Türk ve İslamlaşmasında büyük çaba harcamış öncü din adamları olarak halkımızın gönlünde yer etmiştir.

***

İslam'ın adını kullanan, dinimizi istismar eden, sapık ve çıkar tarikatlarına gelince…

Bunlar dün de vardı, bugün de var…

Selçuklu döneminde devleti içten yıkmaya ve ele geçirmeye çalışan HAŞHAŞİLER gibi…

Cumhuriyet tarihimiz boyunca pek çok sapkın ve batıl tarikat ortaya çıkmış, Atatürk'ün bu nedenle tekke ve zaviyeleri kapatmasından sonra da yeraltı faaliyetlerini sürdürmüşlerdir.

Tümüyle çıkar amaçlı bu tarikatlar gerçek kimliklerini, gerçek yüzlerini saklayarak, sözde "İslam adına"  hareket ettikleri görüntüsü ile  halkımızın dini duygularını istismar etmiş, bu yöntemle trilyonluk servetler elde etmiş, devlet yönetiminde etkili olmaya çalışmış ve her türlü çirkinliği " İslam maskesi" altında kamufle etmeyi başarmışlardır.

Bu tarikatlara bel bağlayanlara zaman zaman devletimiz tarafından yapılan operasyonlarda ortaya çıkan gerçeklerden ders alınmamış, işi sözde "şeyh" olarak tanınan ahlaksız bir adamın edep mahallini öpmeye kadar götürmüşlerdir.

Yakın tarihimizde teröristler İslam'ın adını kullanmış, ahlaksızlık çeteleri İslam'ın adını kullanmış, tefeciler ve faizciler İslam'ın adını kullanmıştır.

Son yıllarda bu tarikatlardan bazıları devletimiz tarafından yapılan operasyonlarla tümüyle çökertilmiştir.

***

Şeyh Edebali, Osmanlı Devleti'nin manevi kurucusudur.

Osman Gazi'nin kayınbabası Şeyh Edebali'nin " Ey Oğul !" diye başlayan öğütlerinde Osman Gazi'nin şahsında ülkemizi yöneten ve yönetecek olan tüm devlet adamlarına nasihatte bulunulmuştur.

Devlet kuran Şeyh Edebali ile devletimizi yıkmaya çalışan sahte şeyh Fethullah Gülen arasındaki farkı anlamayan kalmamıştır herhalde…

Vatan kuran Şeyh Edebali…

Vatan satan Fethullah efendi…

FETÖ silahlı terör örgütünün elebaşı Fethullah Gülen yıllarca gerçek yüzünü saklayarak milletimizin dini duygularını istismar etmiş, müritleri (örgüt üyeleri) vasıtası ile trilyonluk servetlere kavuşmuş, dış destekli sinsi planlar ile devletin içine sızmış, "kainat imamı" iddiası ile kutsal olan ne varsa yıkıp geçmiş, bu sahte Mehdi'ye ram olanlar, Allah'ın emirlerini unutup, onun emirlerine uymuştur.

Oysa Kur'an-ı Kerim'de Fatiha Suresi'nde çok açık, çok kesin ve asla aksine hareket edilemeyecek bir ayet vardır.

Mealini aktaralım…

" Yalnız sana kulluk eder, yalnız senden yardım dileriz"

Bu ayet "vahdaniyet" inancını anlatır.

Gerisini "kula kulluk edenler" düşünsün artık…