Çarşı pazar gezmeyi severim. Market raflarındaki günlük yaşanan AKSİYONUN mutlak izleyicisiyim. O günlük ırzına geçilen etiketleri izlemenin tuhaf bir bağımlılık yaptığını kabul ediyorum. Örneğin hiçbir ürünü bir hafta arayla aynı fiyattan alamamam artık heyecan verici gelmiyor. Daha fazla adrenalin daha fazla aksiyon arıyorum. Enflasyon denen arkadaşın eski Türk filmlerindeki tecavüzcü Coşkun yada gazozcu Nuri Alço ile akrabalığı olduğundan şüphem yok.Bu iki karakterin (yada karaktersizin)  filmlerde her bir haltı yiyip sonra da pişkin pişkin ortalıkta gezmesi gibi bu ENFLASYON denen tipte aynı, yalnızca geliri düşük gruplara sarkıntılık edip lüks konutlara/köşklere saraylara bulaşmıyor. Varlığından yalnızca bizlerin haberi var. Bizlerden baksa kimseye ilişmiyor besbelli ! Baksanıza TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) nun bile bu arkadaştan haberi yok. 

   Üretmeyen ülke fakirleşir. Üretmeyen üretene muhtaç kalır, mahkum olur. Üretmeyen borçlanır. Üretmeyen ezilir, güçsüzleşir. Bir gün gelir üreten üretmeyene vermeyebilir, ne yapacaksın? Bana bile yetmiyor sana niye vereyim derse ağlayacak mısın? 

 Kimsenin ibadethanelerle sorunu yok, ama milyonlarca insanımızın iş sorunu var. Aş sorunu var. Ülkede ezan okunmayan tek bir bile gün olmadı ama sırf hamaset olsun diye” ezanlar susturulmaz” demek moda oldu. 

   Sosyal devlet halkına sürekli yardım yapan devlet demek değildir. Evlerine kömür gönderiyoruz,kapılarına gıda kolisi yolluyoruz, hastanede az bir ücretle bakıyoruz, eğitim özelleri saymazsak ücretsiz, ee parklar var bahçeler var “ sosyal devlet daha nasıl olsun” diyenlere yazıyorum, bu yaptığınız yardımlar sosyal devlet için değil ASOSYAL MİLLET içindir. İşin özü “ nankör, aldın koliyi kapat çeneni” . Ya yarınlarda ne olacak? Niye milyonlarca işsiz insana “iş aş sağlayacak” projeleriniz yok? Neden bu kadar önemli konuda cami inşaatları kadar hassas davranmıyorsunuz? Peygamberimiz (S.A.V.) bir gün ağacın altında pinekleyenleri görünce selam bile vermemiş, niye selam vermediği sorulunca “onlar aylak aylak oturuyorlar, o yüzden selam vermedim” dediği niye sizi rahatsız etmiyor? 

   Bırakın yarınlar da ne olacağını, daha yeni okullarda eğitimi uzaktan yapalım, EBA ile bu işi hallederiz dediler, yüz binlerce öğrenci ilk günden EBA ya ulaşamadı. Kiminde uygulamayı karşılayacak TV ünitesi yada bilgisayar/tablet yoktu, kimin de yeterli İNTERNET ERİŞİMİ ….

  Sorunlar çözülmedikçe, sorunlardan rahatsız olanları suçlayarak işin içinden çıkamazsınız. O çok güvendiğiniz anketörleri sahaya çıkarın. Gerçek rakamları öğrenin. Ülkenin çözüm bekleyen sorunları var. Ve inanın bunlar arasında “yapımı süren camiler ne zaman bitecek” , yandaşlara ödenecek paralar nasıl sağlanacak, kışlık saray hangi yurt köşesinde olsun gibi konular hiç yok!  

   Eğer sorunlarımızı merak ederseniz sıralayayım. Bu kış doğalgaz faturası ne kadar gelecek? Peynirin kilosu günlük ücretten fazla mı olacak? Evladım okulda nasıl sağlığını koruyacak? Bu düşük maaş işkencesi daha ne kadar sürecek? TÜİK in başına toplama çarpma bilen biri ne zaman atanacak?