Az sonra yazacağım fıkrada anlatıldığı gibi bir ekonomik gidişat söz konusu. Çok iyi biliyorum ki yarınlarda tüm sorumlular hiçbir hataları yokmuş gibi işin içinden sıyrılacak ve madem çok biliyordunuz o halde niye hiç uyarı yapmadınız denecek diye tarihe not düşüyorum. Yoksa hiçbir uyarının dikkate alınmadığını gayet net biliyoruz. 

   Temel hurdası çıkmış yaşlı arabasını satmaya karar verir. Fakat araca hiç talip çıkmaz. Çevresindeki uyanıklardan biri Temel’e akıl verir. Derki “ Temel arabanın kilometresini git bir tamirciye düşüttür, o zaman araba az kullanılmış diye belki kolay satılır”. Temel bu fikre sıcak bakar ve gider aracının kilometresini düşürtür. Aradan bir hafta geçer ve Temel’e kahvede sorarlar; “ Temel niye arabanı satmaktan vazgeçtin ?”  Temel gayet rahat bir şekilde yanıt verir “ ula niye satayum oni daha 5 binde “ …

  İnsanoğlunun tarihteki en büyük mağlubiyetleri en hazin hikayeleri hep gerçeklerden uzaklaştığı yada gerçekleri görmek istemediği dönemlerde yaşanmıştır. Dünya yuvarlaktır ve Güneş etrafında dönüyor diyen GALİLEO Galilei; dönemin Engizisyon mahkemesi tarafından yakılarak idamına karar veriliyor. Deniyor ki “ hata yaptım de, yanıldım de, senin cezanı ev hapsine çevirelim” . Ee can tatlı, yaşlı bu büyük bilim adamı çaresizce hata yaptım diyor ama eve giderken “ her şeye rağmen Dünya dönmeye devam ediyor “ diye ekliyor. Dönemin engizisyon mahkeme heyetinden kimsenin adını bugün hatırlamıyoruz ama GALİLEO hala büyük bir bilim insanı olarak tarihteki yerini almış durumda. Gerçekler siz isteseniz de istemeseniz de değişmez. Sizler yalnızca duymak istediğinize kulak verirseniz bizim Temel gibi elinizdeki hurdaya çıkmış aracınızı henüz 5 binde/ çok az kullanılmış diye garajda tutmaya devam edersiniz. 

   Ülkedeki tarım ve hayvancılık sektörü uzun yıllardır eksik ve hatalı sübvanseler yüzünden patinaj yapıyor. Ülkedeki tarım alanlarının yalnızca  ¼ yani çeyreği üretken durumda. Bunda 2003 yılından beri dönem dönem uygulanan üretim yapmayana teşvikler yüzünden boş kalan tarlalar, fındıklıklar, çaylıklar kısmi etkendir. Kente göç önemli bir sorun kaynağıdır. Aslında bu bir değil 2 hatta 3 sorunu taşımaktadır. İlki üretim yapacak köylü/tarımsal alanda maharetli insanlar topraktan uzaklaştılar. Üretim azaldı. Ciddi sorun ( 1) 

  Kente göçle kentte hızla çoğalan gettolar ve altyapı bekleyen büyük insan yığınları oluştu. Ciddi sorun (2) Bu altyapıların maliyeti hazineye ve yerel yönetimlere büyük yük getirdi. 

   Kente göçle birlikte zaten gitgide artan işsizler ordusuna yeni yeni insanlar eklendi. “ Ne iş olsa yaparım abi” diyen yüz binler, kalifiye iş gücüne de büyük darbe vurdular. Ciddi sorun (3) Yani ne var canım herkes köyde mi yaşasın, onların hakkı yok mu şehirde yaşamaya diye “ uyduruk hümanist söylemler” bugün gazetelere dahi yansımayan, sosyal medya olmasa hiç haberimiz olmayacak insanlık dramlarına yol açmıştır. 

   Devlet biberonundan beslenen ve ülkelerine gitmeye hiç niyetleri olmayan 6 milyon civarında sığınmacılarla SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMAYAN ilginç bir ekonomik modeli zorluyoruz. Hayırlı olsun.