Konu, CHP milletvekili Öztürk Yılmaz televizyon ekranında söyleyince açıldı. Ve bu konu için ortada ne bir tartışma ne de bir gereklilik vardı. Oysa muhalefet partisine mensup bir vekilin ülkede konuşacak onlarca ve hepsi de halkın gerçek sorunlarını yansıtacak konuyu bırakıp hiç gündemde dahi olmayan ve uzman olmadığı bir konuda iktidara büyük koz vermesi çok düşündürücü. Bana göre bırakın vekil olmayı CHP gibi bu ülkede kurucu unsur olan bir partiye üye dahi yapılmamalı bu sayın Öztürk Yılmaz ….

  Nedenlerden biri, az önce yazdığım uzman olmadığın ve konuşulmasının halkın hiçbir reel sorununa katkı sağlamayacak bir konuda televizyon ekranlarından boş muhabbet yapman. Niye tam zamanıyken EYT li olup emekliliğe takılanların hakkında konuşmuyorsun sana ayrılan o kısa sürede . 

  Ekonomik sorunların getirdiği gündemi nasıl atlarsın? 

  Reel hayatın içinde ezilen halkın asıl problemlerini niye tartışmazsın? 

  Sağlık, eğitim ve çalışma hayatındaki tüm sorunlar çözüldü mü ki sen işi gücü bırakıp “Türkçe ezana “ kadar geldin? 

  Sınır güvenliğimiz, sığınmacıların ülkeye getireceği büyük sorunlar ve bugüne kadar getirdikleri ciddi yük niye senin asıl gündemin olmaz . 

İncil; Latince okunuyor ve İtalya’da da Norveç’te de hatta Afrika daki Hıristiyan ülkelerde de Latince okunur ve ibadet dili Latincedir. Buna karşılık her ülke bu kutsal kitabın kendi dillerindeki tercümelerini yayınlıyor. Günah değil, bir Pazar günü bir kiliseye ziyarete gidin( merak etmeyin kiliseye girmek sizi dinden çıkarmaz, orası da Allah’a ibadet yapılan kutsal mekandır) bakın oradaki Pazar ayini hangi dilde yapılıyor. Ortodoks, Protestan veya Katolik kiliseleri olması fark etmez.  Yüce dinimiz İslam’a göre tüm Kitaplara, tüm peygamberlere iman etmemiz gerekmiyor mu? Hiçbir Müslüman ne İncil’e nede Tevrat’a,Zebur’a aşağılayıcı bir dil kullanamaz. Kiliseler, havralar da tıpkı camiler gibi kutsal ibadet yerleridir. Savaşta bile bu ibadet yerlerine zarar veremezsiniz. Hesap gününün tek sahibi ALLAH’tır. O gün herkes kendi hesabını vermeye çalışacaktır. 

  Tevrat ve Zebur’un dili İbranicedir. Museviler Dünyanın dört bir köşesinde ibadetlerini İbranice yapıyorlar. Ancak İngilizce de yayınlanan Tevrat var, Zebur var Rusca yayınlanan da. Her ülke kendi lisanıyla okunsun diye kutsal kitapları tercüme ettirmiştir. Bir çok ülkede Kuran da meal olarak bir çok dilde yayınlanmıştır. 

  Bu arada Zebur’a tabi bir millet olmamasına karşılık Museviler Cumartesi ayinlerinde Zebur’dan pasajlar da okurlar. İbadet dili ortak ama insanlar Yaratana yakarışlarını kendi lisanlarıyla yapacaklardır elbette. Siz “ duanızı” doğal olarak kullandığınız lisan ile yaparsınız. Kim buna engel olabilir ki? Ezan; tüm Müslümanları “ ibadete çağıran” ve inanan ve camiye gitmek isteyen herkesi uyaran çağrı olduğuna göre elbette ortak dille olmalıdır. 

   Türkçe ezan macerası bu ülkede muhafazakar partiler tarafından öyle bir kullanıldı ki, hala kullanılmak isteniyor, CHP sırf bu yüzden iktidarını kaybetmiştir. Oysa bu ülke halkının biraz hassasiyetine önem verseler bu konu gündeme bile gelmemeliydi. Niye durduk yerde bu tartışmayı yaratıyor ve asıl sorunları tartışmaktan uzaklaşıyorsunuz? Üstelik uzman olmadığınız bir alana girip en büyük rakibinize “ en vakıf olduğu alanda KOZ veriyorsunuz? İnsanın kafasına olmadık ihtimaller geliyor. 

  Mecliste bulunan muhalefet milletvekillerinden en büyük ricam, lütfen biraz İNSANCA yaşamak için gerekli “ asgari ücretten, emekli maaşlarından, gıda fiyatlarından, milli üretim niye artmıyor gibi konulardan gündem oluşturun. Bırakın herkes onu Yaratanla nasıl iletişim kurmak istiyorsa öyle kursun …. Emin olun hepimizin yakarışını duyuyordur … Hem laiklikten söz edip hem de milletin dinine ayar vermeye kalkmayın . …Atatürk; ne büyük bir dahi olduğunu bu konuda da göstermiş ve zamanında DİYANET İŞLERİ başkanlığını kurmuş. Bu tip hassas konuları işin ehli insanlara teslim etmiş.