Zonguldak Valisi Ahmet Çınar, "Devlet Övünç Madalyası Tevcih ve Berat Töreni"nde öyle bir konuştu ki, binlerce kilometre uzakta ABD Başkanı Donald Trump'un kulakları çınladı...

Sayın Vali'nin baştan sona ibret içeren ve genç kuşaklarca örnek alınması gereken konuşmasının "Yalan söyleyen tarih utansın" sözlerini hatırlatan bölümüne geçmeden önce, ABD emperyalizmine ilişkin sözlerine üzerine basa basa dikkat çekelim...

İşte o sözler ...

" Hep söylüyorum bir söz vardır, Dünyanın jandarması diye... Bunu bugün Amerika için de kullanıyorlar. Bunlar jandarma falan değil... Jandarma kanun mücadelesi veren, halk mücadelesi veren, insanları koruyan bir teşkilattır, bir anlayıştır, bunlar dünyanın mafyasıdır, cinayet işlerler, kandırırlar, korkuturlar, çalarlar, çökerler, başkasında olanı alırlar ve bütün bu çaldıklarını da kendi insanları için harcarlar ve diğerlerini işte bugünkü manzara ile karşı karşıya bırakırlar.

Atilla ilhan Batı için demiş ki, yaşlı kahpe terimini kullanıyor. Mehmet Akif’te medeniyet denilen kahpe diyor bunlara ve 100 yıl önce onların halini görmüş. Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar diyor. O diş kırılacak. Tarih tekerrür eder diyorlar. Halbuki tarihten ders alınmadığı zaman tekerrür eder. Biz Allah'ın izniyle tarihten dersimizi aldık ve tekerrür etmeyecek.”

Sayın Valimiz diyor ki :

" Amerika dünyanın mafyasıdır"

Evet doğrudur, ABD dünyanın mafyasıdır, hem de azılı mafyasıdır...

Eğer Vali Çınar bu sözleri günümüzde değil de, 12 Eylül öncesinde söylemiş olsaydı, cuntacı ve Amerikancı generaller tarafından "vali" falan demezler, "komünist" diye iceri atarlardı.

Büyük olasılıkla "idam" cezası ile yargılanırdı.

Tıpkı ABD 6. Filosunu denize döken vatansever gençlere yaptıkları gibi...

Tıpkı " Kahrolsun ABD emperyalizmi" diyen gençlere "komünist" damgası vurdukları gibi...

O zamanın "cuntacı" generalleri ile bu zamanın " FETÖ"cü generalleri aynı tavanın balığıydı çünkü...

ABD"nin tavasında pişip pişip, iyice kızarmışlardı.

Neyse ki artık, insan tabiatına aykırı bir rejim olan komünizmin yerinde yeller esiyor.

O nedenle emperyalizme karşı çıkan vatansever insanlara "komünist" diyecek halleri de kalmadı.

 

***

 

Sayın Vali'nin "Devlet Övünç Madalyası Tevcih  ve Berat Töreni"nde yaptığı konuşma özellikle gençlerimize yakın tarilimiz hakkında ışık tutan sözler içeriyor.

Atatürk ile Sultan Vahdettin'in "düşman" gibi göstermenin, aslında Türkiye Cumhuriyeti ile Osmanlı Devletini düşman ilan etmek çabasından kaynaklandığı anlaşılıyor.

O nedenle Vali Çınar'ın, bu konudaki sözlerini de ibret-i alem için yayınlıyor, "yalan söyleyen" tarih sayfalarının yırtılıp, geçmişimiz ve geleceğimiz arasında sağlam köprüler kurmak adına tarihimizi olduğu gibi dosdoğru öğrenmek gerektiğini hatırlatmak istiyorum.

Şimdi de Vali Çınar'ın "statüko" tarihçilerine "tarih dersi" veren sözlerini birkaç cümle ile özetleyelim...

" Vahdettin'i düşman ilan etmeye çalışıyorlar. Lokantalarda bulaşıkçılık yaptı İmparatorun ailesi, bütün dünyanın imparatorluğunu korurken bu oldu.

Oysa Vahdettin'in, Mustafa Kemal’le güzel bir ilişkisi vardı. Mustafa Kemal onun yaveri, emir subayı.

Şimdi bu dediğimiz Vahdettin, Mustafa Kemal ile Kurtuluş Savayı'nı başlatmış. Anadolu’ya kendisi gönderdi. Ve o zamanın en iyi teknelerinden biri ile Bandırma Vapuru ile gönderdi. Ve parasını da verdi. Sonradan bir rejim değişikliği kafasında oluşan Cumhuriyete geçiş modelinde Mustafa Kemal, Sultanlıkla yollarını ayırdı. Ama biz o padişahı hain olarak öğrendik."

Şimdi bir kez daha tekrar edelim...

Eğer Sayın Valimiz bu sözleri 12 Eylül öncesinde söylemiş olsaydı akibeti hiç de iyi olmaz, cuntacı generallerin gazabına uğrardı.

Pekala, "saltanat rejimi" istemekle suçlanabilirdi...

Oysa, Sayın Vali'nin öyle bir niyeti olmadığı aşikar... Vali Çınar, Türkiye Cumhuriyeti'nin valisidir. Cumhuriyete sadakatinden hiç kuşku duyulmayan, Devletin ve halkın valisi olmak bakımından örnek bir validir.

Vali Çınar'ın cesaretle söylediği sözler, geçmişimizi inkar etmeyip, doğru öğrenmek bakımından tarih kitaplarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini hatırlatıyor.

 

En "ahlaklı" belediye başkanı !..

 

Her zaman söylediğimiz gibi yine baştan söyleyelim...

Eline, beline, diline sahip olabilen belediye başkanlarımız ile tüm kurum-kuruluş başkanlarını tenzih ediyoruz.

Sözümüz onlara değil...

Yüzüne "özel hayat" maskesi takınıp, kamu olanakları ile her türlü ahlaksızlığı, rezilliği, arsızlığı, hırsızlığı yapan belediye başkanları ile bu kapsamda bulunan tüm kurum ve kuruluş başkanlarına...

Hemen söyleyelim...

Kimsenin "özel hayatına" karışan yok...

Ancak bumların anlamadığı, ya da anlamak istemedikleri birşey var...

Kamu olanakları ile "özel hayat" yaşanmaz...

Mesela...

Devletin parası ile hovardalık yapılmaz...

Makam otoları ile aşna-fişneye gidilmez...

Yolsuzluk karşılığı müteahhitlerin bu tür kıyaklarına balıklama dalınmaz...

Bütün bunları söyledikten sonra, diyelim ki bir "ilçe" belediye başkanı olsun...

Adamda ne ararsan var...

Yolsuzluk...

Hırsızlık...

Arsızlık...

Ahlaksızlık...

Zaten bu durum devletimizin yetkili organlarının da dikkatini çekiyor.

Ondan sonra da gazetelerde boy boy fotoğraflar...

" Aman başkan, yaman başkan !.."

Merhum Kemal Sunal'ın "ZÜBÜK" filminde canlandırdığı belediye başkanı karakterine bile taş çıkartan bu belediye başkanı nasıl olup da "hizmet ediyormuş gibi" görünüyor anlamak mümkün değil...

Adam hırsızın hırsızı, "en dürüst belediye başkanı" gibi görünmek istiyor...

Adam  ahlaksızın ahlaksızı " en ahlaklı belediye başkanı" gibi görünmek istiyor...

Sözde "belediye hizmeti" için "Angara"ya gidiyor, başka yerlerde gezindiği görünüyor.

Arayıp soran herkese * İller Bankası'nda" görüntüsü veriyor..

Aman başkan, yaman başkan...

Öyle böyle de değil...

Gerçekten yaman başkan !..