Sizin hiç yarım kalmış bir tanıdığınız oldu mu ya da yarım kalmış insan gördünüz mü, ne dersiniz var mı fikriniz? Bizim ülkemiz yarım kalmış insanlara çok zaman ev sahipliği yapmıştır. Ama yarım kalmış insanlar çeşitlilik gösterir, yani anlayacağınız tek tip yarım kalmış insan yoktur. Aynı zamanda zamanına göre de çeşitlilik gösterebilir. Kimi üç gün yarım kalırken kimi senelerce yarım kalabilir. 

Bizler yarım kalmış bir ülkede yaşamaktayız ta ki 10 Kasım 1938 tarihinden beri. İnsan hayatında annesini, babasını, kardeşini, eşini, bir sevdiğini kaybettiği zaman yarım kalır. Bu yarım kalmış insanların yarım kalmamak adına hiçbir şey yapamayacakları bir türüdür. Hiçbir şey yapamazsın elinden kayıp gider. Hazin, katlanılması zor bir yarım kalmadır bu; müthiş boşluklara, travmalara yer açabilir ve ne yazık ki bu durum uzun bir süre sürebilir. Üstadım Oğuz Atay şöyle bahseder bu durumdan; “ Ölüm değilse bizi ayıran, yazık olmuş, hata yapmışız.”. Sonra da başka yerde “ Önce biraz zor gelecek ama alışacaksın” demeyi de ihmal etmemiş ama bu kısmen doğru kısmen de yanlış bir saptamadır bence. Kişiden kişiye değişir; üstat da böyle düşünürdü bence.

Şimdi bir diğer yarım kalmış insanlardan bahsedeceğim; bu çoğu üç – beş gün süren cinsten olanından. Biriyle ilişki yaşayıp bittikten sonra yarım kalmış insanlardan bahsediyorum. Hele ki günümüzde çoğu en fazla beş - on gün süren yarım kalmışlardan bahsediyorum. Ama özellikle kadınların ilk iki günkü yarım kalmışlık acısını görseniz sanırsınız bir ömür sürecekmiş gibi yaşar ama bu konuda hiç de istikrarlı değildir. Erkeklerde ise ilk iki gün hiç umurunda değilmiş gibi davranır ama onunki daha sonradan yoğunlaşır ve biraz daha fazla sürer acısı. Kimse kusuruma bakmasın ama istatistikler kadınların ilk ayrılık sonrası daha çok acı çektiğini söyler ama erkeğe göre daha çabuk hayatına başkasını aldığını söylüyor. Erkeklerin acı şiddeti az ama acı süresi daha fazladır. Tabii ki de istisnaları kaideye almıyoruz. Yanlış bir tercih yapıp ayrıldıktan sonra bazı kadınlar tüm hatayı dünyanın tüm erkeklerine kestiği de olmuştur. Kendinde hata görmeden hem de. Daha sonra yine yanlış tercihte bulunanı da çok vardır. Bu durumla ilgili bir yerde bir söz okumuştum. “Kadınlar azizim, yaşadıkları toplum gibidir biraz da. Kötüden dem vurup yine kötüye vurulmakla!” yanlış hatırlamıyorsam böyle bir şey diyordu. Ne dersiniz, bu söyleme katılıyor musunuz? 

Evet, şimdi bir diğer yarım kalmış insan türünü açıklayacağım; sanırım ben de bu tipten olabilirim. Çok fazla şey yapmaya çalışıp hatta bu yapmak isteği şeylere başlayıp sonunu getiremeyip yarım kalan insanlar bunlar. Bu sonunu getirmeme durumu maymun iştahlı olma ya da heves kaçması gibi nedenlerden kayıtlı falan değildir. Bazen şartlar el vermez, bazen destek alma durumu olur ama destek bulamaz, bazen de yaptıklarına görmezden gelinir. Bu durumlar ne yazık ki yarım bırakabilir yapmak istedikleri şeyleri; bu da o kişi yarım kalmış insan olmaya sürükler. Çünkü bu adamlar bu durumlara çok fazla kafa yorar, devamlı düşünür; çıkar yolları arar ama tıkandıklarını anladıkları zaman yarım kalma artçıları çıkar. Gün geçtikçe bu artçılar komple bir yarım kalmış insana dönüştürür. Bu insanlar biraz kendilerini topluma adamış insanlardır, toplumsal hareketler yapmak isterler. Hem toplumsal bir şeyler yapmaya çalışırlar hem de tek başlarına mücadele ederler; böyle bir kaos durumu da vardır. Düşünsenize bir futbol takımda oynuyorsunuz, gol atıyorsunuz bir siz seviniyorsunuz; takımın diğer oyuncuları bırakın gole sevinmeyi sizin golünüzü kabul bile etmiyorlar, gol niteliği taşımıyor attığınız gol. Böyle garip bir durum işte bu.

Şimdi en başta sordum soruyu tekrar soruyorum sizlere. Sizin hiç yarım kalmış bir tanıdığınız oldu mu ya da yarım kalmış insan gördünüz mü, ne dersiniz var mı fikriniz? Bazen görüp de görmezden gelenler de olmuyor değil ya hani. Öncelikle umarım sizler de yarım kalmış insanlardan olmazsınız, ki oldum diyorsanız geçmiş olsun. Siz yarım kalmayıp çevrenizde yarı kalmış insanlar var ise eğer onların bir halini hatırını sorun; bakarsınız bir ihtiyaçları vardır. Unutmayın kimse durduk yere yarım kalmaz. Hadi yarım kalmamanız ve yarım bırakmamanız dileğiyle; görüşürüz.