“ Söz vermiştim kendime; yazı bile yazmayacaktım. Yazı yazmak da bir hırstan başka ne idi? 
burada namuslu insanlar arasında sakin, ölümü bekleyecektim; hırs, hiddet neme gerekti? Yapamadım. Koştum tütüncüye, kalem kâğıt aldım. Oturdum. Adanın tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa küçük değnekler yontmak için cebimde taşıdığım çakımı çıkardım. Kalemi yonttum. Yonttuktan sonra tuttum öptüm. Yazmasam deli olacaktım."  

Bu sözlerin sahibi olan “ Yazmasam Deli Olacaktım “ diyen Sait Faik Abasıyanık; ne kadar doğru bir cümle kullanmış, en azından benim açımdan. Ben de çoğu zaman yazmazsam ölürüm sanıyorum; çoğuna saçma gelebilir ama ciddi ciddi bunu düşünüyorum. Şimdi sormak istiyorum sizlere; “ Sadece yazarlar mı yazı yazar yoksa herkes yazabilir mi? Ne dersiniz yazmak bir meslek midir? “. Fikri olan var mı? Bence kâğıdı kalemi olan herkes yazabilir; kendince kendi fikrince. Gerçi kâğıda kaleme bile gerek kalmadı artık: akıllı telefonlar, bilgisayarlar, tabletler; anlayacağınız zemin futbol oynamaya gayet müsait. Ama en güzel yazma daktilo ile oluyor. Çat pat sesleri eşliğinde müthiş keyifli bir hal alıyor. Aman sakın annenizin yanında daktilo ile yazayım demeyin yoksa her an kafanıza terlik yiyebilirsiniz.

Sait Faik edebiyatımızın önemli isimlerinden biridir. Türk öykü ve roman yazarı olan Sait Faik’in şair tarafı da bulunmaktadır. Özellikle öykü alanında Sait Faik, Türk edebiyatının en önde olan yazarlarındandır. Çağdaş hikâyeciliğe yaptığı katkılarla edebiyatımızda neredeyse bir dönüm noktası yaşatmıştır. Edebiyatımıza onlarca hikâye, 2-3 tane roman ve yanlış hatırlamıyorsam bir de şiir kitabıyla katkıda bulunmuş olan Sait Faik’e edebiyatımıza kattıkları için teşekkür ediyorum. Çok haklısın Sayın Abasıyanık; Yazmazsak deli oluruz. Ruhun şad olsun.

Bakın burada ne var yazdığım kitabım, kitabımı yazmaya başladığım daktilom ve üstadımın en sevdiğim kitabı bir arada.