Evet Sevgili Okuyucular, yerel seçim mevzuları ufaktan ortaya çıkmaya başladı. Sizler de mutlaka bunun farkındasınızdır; bu hareketliliği görüyorsunuzdur. Hele bir de benim gibi küçük bir beldede yaşıyorsanız; bu durumdan daha da haberdar olabilirsiz.

Genelde yerel seçimlerde partiye değil adaya oy verilir anlayışı olsa da ben bu durumun pek uygulandığını düşünmüyorum. Şahsen benim için parti de aday da önemlidir. Sizlere daha önceleri değişen siyaset anlayışından bahsetmiştim. İşte bu değişen siyaset anlayışı yerel seçimlerde adayların işlerini zorlaştırmıştır. Bugün neredeyse adayların projelerinin falan bir önemi kalmamışçasına bireysel çıkarlar ön plana çıkmaktadır. Burada direkt olarak seçmeni suçlamak da çok doğru bir hareket olmaz; adaylar da bu zemini hazırlamaktadır. Bize oy verirsen çocuğunu işe sokarız, bize oy verirsen kızının atamasını ayarlarız; daha bunun küçük altını var, kumanyası var, odunu – kömürü var, makarnası, bulguru ve niceleri. 

Ben şahsen üzülüyorum; çoğu bir çuval kömüre oyunu satarken kimileri de o kömürü çıkartırken can veriyor. Biz şehrimizde maden ocaklarında ne kayıplar verdik; emeğin memleketi olan Zonguldak bu acıları çok fazla yaşamıştır. Bu vesile ile tüm maden şehitlerimize ve iş kazasında hayatlarını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır diliyorum. Rabbim hakkıyla çalışıp ter döken tüm emekçilerimizin, işçilerimizin yar ve yardımcısı olsun inşallah.

Küçük yerlerde yaşıyorsanız bu seçim dönemleri biraz daha değişik, bazen heyecanlı bazen entrikalı çoğu zaman da bol dedikodulu ve gürültülü olur. Bu dönemlerde herkes küçük bir yerde yaşadığını unutur, o onla görüştü ondan, bu bunla görüşüyor kesin bundan diye kendince çıkarımlarda bulunur. Arkadaş biz küçük bir yerde yaşıyoruz unutmayın; burada herkes birbirini tanır. Bir bakarsın senin ideolojinle uzaktan yakından alakası olmayan biri aday olabilir; onunla konuşmak seni onun ideolojisinden ya da oncu yapmaz. O senin zaten çocukluk arkadaşın ya da mahalleden bir abin ya da değer verdiğin bir büyüğün olabilir. O sebepten diyorum ki yerel seçim dönemleri bu gerçek unutulmamalıdır. Herkes herkesle diyalog kurabilir; malum aynı coğrafyalarda doğduk, aynı okullarda okumayı öğrendik, aynı camiye cumaya gittik, aynı sahada top oynadık, aynı kahvehanelerde çay içtik, aynı dolmuşlarda yolculuk ettik. Bırakın bu kadar ortak değeri olan insanlar konuşup iki kelam etsin ki daha akrabalık konularına hiç girmedim.

Çok fazla uzatmak istemiyorum; yine yeni siyaset anlayışın sonucu olan bir durumdan söz edip sözlerimi bitireceğim. Yeni siyaset anlayışı birinin aday olması için siyasi yeterliliği, eğitimi, dürüstlüğü, duruşu, projeleri gibi olguların üstünde bir kavram doğurdu. Maddiyat denilen arkadaşı sahneye çıkardı; bu da belki de yüzlerce siyasi olarak yeterli memleket sevdalısı vatandaşlarımızı korkuttu ve geri adım attırdı. Ne demiş Napolyon “ Para – para – para “ Üzülüyorum; ne yazık ki durum böyle… İstisnaları mutlaka vardır, olmalıdır da. Ama en çok sinir olduğum grup da kendileri hiçbir çaba göstermeyen, mücadele etmeyen kişilerin diğer insanları oncu buncu diye yaftalamasıdır. Herkesi yaftalamakta uzman olan o kişiler kendilerini nasıl nitelendiriyorlar ki? “ Her devrin adamı mı çıkar avcısı mı yoksa çamur at izi kalsın karalama kampanyası güden biri mi? ” Ne dersiniz?