Sevgili Okuyucular yemin ederim artık gına geldi; ben bunu dile getirmekten yoruldum. Arkadaş gram anlam veremiyorum; futbol müsabakaları öncesinde stat etrafındaki alkol tüketimi. İnanın aklım almıyor; deplasman otobüslerinde ellerde alkol şişeleri, çoluğun çocuğun yanında ağızdan çıkan hiçbir söze dikkat edilmeden maça gitmek. Otobüsteki alınan mazot yetmez, sonra stat etrafında ve hatta maçın klasmanına göre tribünde alkol alınımına devam etmek. Gençler, çocuklar orada az dikkat edelim falan demek zaten yok; devam ringo ringo şişeler, ağız dolusu küfürler.

Kim nerede alkol alıyorsa alsın ilgilenmiyorum ama çoluğun çocuğun yanında almayın arkadaşım.  Onların ulaşamadığı yerlerde ne yapıyorsanız yapın inanın umurumda değil. Arkadaş azıcık dikkat edelim çocuklarımızın yanında hareketlerimize; alkolle de yetinilmiyor ki daha tribünde yapılan taşkınlıklar, küfürler ve daha niceleri… Bunun hakeme küfür etmesi, rakibe küfretmesi, kendi oyuncuna küfretmesi, rakip taraftara küfretmesi, sahaya yabancı madde atması, rakip taraftara saldırması, kendi taraftarıyla tartışması var; bakın saymakla bitmiyor. Bu dediğim olaylar olurken tribünde bebek olabilir, çocuk olabilir, kadınlar olabilir, küfrettiğiniz kişilerin ailesi olabilir; bunları düşünmek lazım.

Spor; dostluk, barış ve kardeşlik değil miydi; gerçi bu cümleyi bile küfre bağladılar. Amatör düzeyde baktığımızda spor, bir ruhtur, paylaşımdır; bazen küçük bir beldedir, bazen kocaman bir köy, bazen de bir mahalle. Esasında aileden biridir; yaz aylarında çocuklarımızı yolladığımız eğitici niteliği olan bir yerdir. Bakın Altınordu Futbol Kulübüne eğitim öğretim yuvası haline getirilmiş kulüp ve devamlı futbolcu yetiştiriyorlar. Amatör spor kulüpleri, takımlar çocuklarımızı zararlı ve kötü alışkanlıklardan uzak tutmak içinde yolladığımız yerlerdir, bazen de çocuklarımızın özgüvenlerini kazanmasına destek olacak yerlerdir. 

Hiç kimse kusuruma bakmasın, darılmasın, gücenmesin de bana; bilerek ya da bilmeyerek çocuklarımızı zararlı ve kötü alışkanlıklara heveslendirdiğimiz ya da yönlendirdiğimiz kadar eğitime, spora, edebiyata, spora, müziğe, bilime heveslendirsek, cesaretlendirsek ve yönlendirsek bugün ne Türk Futbolu bu halde olurdu, ne Zonguldak bu halde olurdu ne de memleket. Kimse kızmasın bana, hep birilerini eleştirmeyi severiz ya hani, bugün iğneyi kendimize batırma zamanı. Yalnız bu dediğimi yaparken objektif ve dürüst olmanızı öneriyorum. Her şeye rağmen hiçbir şey yokmuş gibi devam etmek isteyenler olursa da eğer lütfen rica ediyorum ve hatta hayatımda daha önce hiç yalvarmadım ama bunun için yalvarabilirim; ne yapıyorsanız yapın ama çocuklardan uzak yerlerde, onların ulaşamayacağı yerlerde yapın. Cidden yetti; yeter artık.