Hani Zonguldak'la özdeşleyen bir cümle vardı
kaç yıl önce ayrılmıştım buradan ama  Zonguldak'a ama eskisinden daha beter olmuş denirdi hep.
Çok uzun yılar Zonguldak'tan çıkmış olan bir vatandaşın on yıllar sonra Zonguldak'a geldiğinde karşılaştığı hayal kırıklığını yıllarca yaşadı Zonguldak.
Hatta ama ilimizi ziyaret eden başka bir milletvekilinin, "Hakkari'nin köy yolları bile Zonguldak'ın yollarından daha iyi" sözleri hala kulağımdadır.
İlimizi ilk kez ziyaret eden siyasetçilerin, "Bu nasıl bir şehir böyle" cümlelerinin altında ezildik yıllarca
Yıllarca hep bu utançla yaşadı Zonguldak
Gelişmeyen, kalkınmayan, güzelleşmeyen ve her yıl daha da kötüye giden bir Zonguldak utancıyla yaşadık.Ama artık bu utancımızdan kurtuluyoruz.
Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan'ın göreve gelmesiyle birlikte Zonguldak'ta değişim başladı. 
3 yıl olmadan bile Zonguldak şimdiden çok değişti! 
Zonguldak'ın çehresindeki değişimler göze çarpıyor
Zonguldak gerçekten eski Zonguldak değil
ve daha da çok değişecek. Tabi ki bu değişimler iktidar belediyesi olmasından ve İktidarın tüm imkanlarını Zonguldak Belediyesi emrine sunmasından kaynaklanıyor. Sahil park ve alt yapı düzenlemesi tamamlanmak üzere Zonguldak kent merkezindeki alt yapı çalışmaları tamamlanmak üzere, Zonguldak merkezde alt yapı çalışmalarından sora yapılacak olan çevre düzenlemesi ile birlikte çok farklı bir görünüme kavuşacak. Ve Uzun Mehmet camii bitti ve çevre düzenlemesiyle birlikte  şehrin girişine bir güzellik geldi. Lavvuar alanı projesi ihale edildi ve lavvuar alanı projesi tamamlandığında mükemmel olacak. hele hele Fevkani köprüsü yıkılıp şehir merkezinde bir ferahlama sağlanmasıyla birlikte Zonguldak daha yaşanılabilir, daha güzel, daha modern bir kent olacak.  Çok değil 2-3 yıl içinde Zonguldak'ı kimse tanıyamayacak.  Zonguldak'a dışarıdan gelen insanlara karşı başımız daha dik olacak.

**


SAVCILAR TERÖRİST DEVLET İSRAİL’İN İŞLEDİĞİ SUÇLAR İÇİN SORUŞTURMA AÇMALI

Tüm dünyanın gözleri önünde İsrail’in Mescid-i Aksa’da ibadet eden Filistinlilere yönelik gerçekleştirdiği saldırılarda şu< ana kadar 26 Filistinli kardeşimiz şehit oldu.
‘Yimakh shemo’ diye bir şarkı söyleniyor. İbranicede ağzı alınabilecek en ağır beddua. 
Bunu Kudüs'te sağcı yahudiler söyledi. Yanan Kudüs'le birlikte yahudiler hep birlikte bedduayı şarkı şeklinde söylediler.
Filistin halkının ibadet özgürlüğü temin edilmeli, Harem-i Şerif'in statüsü korunmalı ve masumlara yönelik saldırgan eylemler son bulmalıdır. İsrail’in Mescid-i Aksa’da ibadet eden Filistinlilere yönelik gerçekleştirdiği saldırıları şiddetle kınıyorum. 
İsrail'in yaptığı bu uluslararası bir suçtur.
Maalesef uluslararası mahkemelerin savcıları bu katliama seyirci kalıyor.
O zaman Türkiye'deki savcıları göreve davet ediyorum.
En azından Türkiye'de bir dava açılmış olur
Ayrıca İsrail'e ciddi yaptırımlar uygulanmalı. Elçiliği askıya alınıp, Kürecik kapanmalı, mallarına ambargo koymalı, başta hibrit tohum ve gübre ithalatı durdurulmalı, siha'lar ve iha' lar, Filistinlilere hibe olarak verilmeli.


**

HALKIMIZIN RAMAZAN BAYRAMI’NI KUTLUYORUM
Bayramlar, insanların birbiriyle kaynaştığı, birlik, paylaşma ve hoşgörünün güzel örneklerinin sergilendiği özel günlerdir. Ramazan Bayramı, milletçe sahip olduğumuz dostluk, kardeşlik, sosyal dayanışma ve yardımlaşma gibi ulvi duyguların yeniden canlandığı, halkımızı birbirine bağlayan müstesna bir bayramdır.
Milletçe birlik ve beraberliği gösterme imkanı veren bir Ramazan Bayramını daha idrak etmenin engin mutluluğunu ve sevincini hep birlikte yaşıyoruz.
On bir ayın sultanı Ramazan ayının manevi iklimini Zonguldak’ta birlik, beraberlik, kardeşlik ve dayanışma içerisinde yaşıyoruz.
Bayramların getirdiği barış, huzur ve kardeşlik ortamının değerini iyi bilmeliyiz. Özellikle bayram günlerinde, bugünlerin kazandırdığı alışkanlıkla tüm hayatımızda iyiye ve güzele yönelmeli, insanlara hoşgörüyle yaklaşmalıyız. Bizleri bir arada tutan değerlerimize sahip çıkmalı, birlik ve beraberliğimizi korumalıyız. Bu vesileyle halkımızın Ramazan Bayramını kutluyor, bayramın ülkemize, dünyamıza ve tüm insanlığa barış, kardeşlik ve huzur getirmesini diliyorum.


**


KISSADAN HİSSE..
Günlerden bir gün, köylerden birinde bir çiftçinin eşeği kör kuyuya düşer. Eşek saatlerce acı içinde kıvranır ve bağırır. Sesini duyan sahibi gelip baktığında zavallı eşeği kuyunun dibinde görür. 
Çaresiz çiftçi köylüleri yardıma çağırır. Köylüler kör kuyudaki eşeği kurtarmak için ne yapacaklarını düşünürler ama sonuçta onu kurtarmanın imkânsız olduğuna ve bunun için çalışmaya değmeyeceğine karar verirler. 
Tek çare, kuyuyu toprakla örtmektir. Herkes ellerine aldığı küreklerle etraftan kuyunun içine toprak atar. Zavallı hayvan, üzerine gelen toprakları, her seferinde silkerek dibe döker. Bir süre sonra ise ayaklarının altına aldığı toprak sayesinde her an biraz daha yükselir ve sonunda yukarıya kadar çıkar. Köylüler kuyudan dışarı çıkan eşeğe çok şaşırır. 
İşte hayat da bazen bizim üzerimize yüklenir ve üzerimiz toz toprakla örtülüyormuş gibi olur. Bunlarla baş etmenin tek yolu, yakınıp sızlanmak değil, düşünüp silkinmek ve kurtulmak, aydınlığa adım atmaktır. Kör kuyuda olsak bile…