Zonguldak’ın Çaycuma ilçesinde kaybolduktan 5 gün sonra su kuyusunda cansız bedeni bulunan 17 Hasret Akkuzu olayının yankıları sürüyor
CHP Zongludak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, cinayeti işleyen şahsın daha öncesinde 5 cinayet işlemiş olması üzerinden adalet sistemini eleştirdiği açıklamasında şunları aktardı: “Henüz hayatının baharındaki Hasret Akkuzu’nun yaşamını yitirdiği bu olay, yalnızca bir cinayet dosyası değil; adalet sistemimizin çürümüş yapısını gözler önüne seren bir trajedidir.
Hasret’in cansız bedeninin bir su kuyusunda bulunmasının ardından tutuklanan ve suçunu itiraf eden şahsın, 2001 yılında ikisi çocuk dört kişilik bir aileyi katlettiği gerekçesiyle hüküm giydiği, 2016’da başka bir cinayet davasında ceza aldığı, buna rağmen açık cezaevine alındığı ve izinli çıktığı sırada firar ettiği ortaya çıkmıştır.
Bu denli ağır suç geçmişine sahip bir kişinin toplum içine böylesine yeniden çıkabiliyor ve yeni bir cinayete karışabiliyor olması kamu vicdanında derin bir yaraya daha yol açmıştır.
Bir yandan seçilmiş belediye başkanlarının, bir tweet atan gazetecilerin, protesto hakkını kullanan gençlerin ve hatta sanatçıların tutsak edildiği, gece baskınlarıyla göz altına alındığı Türkiye’de, diğer yanda geçmişte katliamlar yapmış kişiler aramızla rahatça dolaşabilmekte ve yeni suçlara bulaşabilmektedir.
Bu tablo, adalet sistemimizdeki çürümenin, çifte standardın ve araçsallaştırılmış yargının en çarpıcı göstergesidir.
DAHA ÖNCE 5 CİNAYET DAHA İŞLEMİŞ
Hasret Akkuzu’nun katılımını daha önce 5 kişiyi daha önce 5 kişiyi öldürmesine rağmen serbest bırakılmasının son derece yanlış olduğunu ifade eden Yavuzyılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü”
Ağır suçlardan hüküm giymiş kişilerin denetimli serbestlikten yararlanma şartları acilen yeniden düzenlenmeli, İnfaz sistemine “risk analizi” zorunluluğu getirilmelidir. Kamu güvenliğini hiçe sayan “otomatik tahliye” uygulamaları derhal gözden geçirilmelidir.
Hasret Akkuzu’nun yaşamını yitirdiği bu acı olay, sadece bir şahsın eyleminin değil, sistemdeki ihmallerin ve adalet mekanizmasının zafiyetinin sonucudur. Bu ülkede hiç kimse, geçmişinde ağır suçları bulunan kişilerin kontrolsüzce toplumda dolaşabildiği bir düzende yaşamak zorunda bırakılmamalıdır.
Adaletin öncelikli görevi, ıslah olmamış kişileri topluma karıştırmak değil, vatandaşlarımızın yaşam hakkını güvence altına almaktır.
Biz bu çürümüş düzene, iki yüzlü adalete razı olmayacağız. Hasret’in susturulan sesi, Zonguldak’ın vicdanı ve Türkiye’nin adalet talebidir.”





