2025-2026 adli yılı açılışı nedeni ile Zonguldak Valiliği önünde tören düzenlendi.
Zonguldak Barosu tarafından gerçekleştirilen törene Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem, Cumhuriyet Başsavcısı Gökhan Kapağan, Baro Başkanı Avukat Türker Kapkaç, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Profesör Doktor İsmail Hakkı Özölçer, resmi kurum ve kuruluş temsilcileri, sivil toplum örgütü temsilcileri ile Avukatlar katıldı.
Adli Yıl açılışı dolayısı ile düzenlenen tören, Cumhuriyet Başsavcısı Gökhan Kapağan ve Baro Başkanı Avukat Türker Kapkaç’ın Atatürk anıtına çelenk sunumu ile başladı.
Ardından saygı duruşunda bulunularak İstiklal marşımız okundu.


GECİKEN ADALET ADALET DEĞİLDİR


Açılışta bir konuşma yapan Cumhuriyet Başsavcısı Gökhan Kapağan Adli yılın hayırlı olması temennisinde bulunarak şu duygulara yer verdi;”Malumunuz, geçtiğimiz hafta sonu 30 Ağustos Zafer Bayramımızı kutladık. Bu vesileyle başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere; vatan savunmasında, 15 Temmuz hain darbe girişiminde ve maden kazaları başta olmak üzere görevleri başında şehit olan tüm kahraman şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize ve yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.Yeni bir adli yıla başlıyoruz. Yeni dönemde, Zonguldak ve bağlı adliyelerimizde tüm hâkim, savcı ve personelimizle birlikte “Geciken adalet, adalet değildir” anlayışıyla hareket ederek, yargının daha etkin ve hızlı bir şekilde gerçekleşmesi için elimizden gelen gayreti göstereceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Son kararnamelerle başka adliyelere giden meslektaşlarımız oldu. Ancak yeterli sayıda meslektaşımız göreve başlamış bulunuyor. Yargıda artan iş yüküyle karşı karşıya olduğumuz bir dönemdeyiz. Bu kapsamda Adalet Bakanlığımızın destekleriyle; uzlaşma, arabuluculuk gibi alternatif çözüm yollarını etkin şekilde kullanarak yargının üzerindeki yükü hafifletmeye çalışacağız. Yargının önemli unsurlarından biri olan insan kaynağı açığını da bakanlığımızın katkılarıyla büyük ölçüde azalttık. Hâkim ve savcı yardımcılarımız eğitimlerine devam etmekte olup, ilerleyen süreçte görevlerine başlayacaklardır. Yine yardımcı personel için açılan 20 bin kişilik kadronun 3 bin 500’ü ilan edilmiş, kalan 16 bin 500 kadro da peyderpey duyurulacaktır. Son dönemlerde bakanlığımızın katkılarıyla yargı camiamıza birçok adalet sarayı ve lojman kazandırılmıştır. Zonguldak merkez ve ilçelerinde de çalışmalar yapılmış ve yapılmaya devam etmektedir. Bu konuda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Sözlerimi fazla uzatmadan, 2025–2026 Adli Yılı’nın vatanımıza, milletimize ve yargı camiamıza hayırlı olmasını diliyor; hepinize saygı ve selamlarımı sunuyorum." dedi.

AVUKATLAR BASKILARLA KARŞILAŞIYOR

Baro Başkanı Avukat Türker Kapkaç ise Hukuk devletinin ancak bağımsız bir yargı ve özgür bir savunma makamıyla var olabileceğini ifade ederek şu duygulara yer verdi;” Büyük Zafer’in 103. yıl dönümünde; başta Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile vatan uğruna canlarını feda eden aziz şehitlerimizi buradan bir kez daha saygıyla anıyorum. Yeni adli yılın başlangıcında, yargının kurucu unsurlarından biri olan savunmanın temsilcileri olarak; mesleğimizin onurunu, hukuk devletinin vazgeçilmez ilkelerini ve adil yargılanma hakkının yaşamsal önemini, toplumun ortak vicdanına katkı sunmak amacıyla bir kez daha kamuoyuna hatırlatma sorumluluğundayız. Hukuk devleti, ancak bağımsız bir yargı ve özgür bir savunma makamıyla var olabilir. Bugün ise yargının bağımsızlığının zedelendiği, savunmanın sistematik biçimde baskı altına alınmaya çalışıldığı bir tablo ile karşı karşıyayız. Yürütmenin yargı süreçlerine doğrudan müdahalesi, mahkeme kararlarının uygulanmaması ve keyfî tutuklama pratikleri, yurttaşların hukuka ve adalete olan güvenini derinden sarsmaktadır. Tutuklama tedbiri bir ceza aracına dönüştürülmüş; yalnızca avukatlar değil, gazeteciler, seçilmiş belediye başkanları, demokratik ve anayasal haklarını kullanan öğrenciler de gözaltına alınıp tutuklanarak keyfî uygulamaların hedefi hâline getirilmiştir. Bu durum yalnızca bireylerin özgürlüğünü değil, doğrudan toplumsal barışı ve hukuk devletinin temelini tehdit etmektedir. Savunmanın ve toplumsal muhalefetin cezalandırılması, aslında adaletin yargılanmasıdır.
Baroların bağımsızlığına yönelik yargı müdahaleleri de yalnızca yönetimsel bir tasarruf değil, doğrudan hukukun üstünlüğüne yöneltilmiş ağır bir saldırıdır. Baroların ifade özgürlüğünü kullandıkları için hedef alınması ve yönetimlerine müdahale edilmesi, demokratik meşruiyeti zedelemektedir. Meslektaşlarımız yalnızca mesleklerini icra ederken karşılaştıkları baskılarla değil; ağırlaşan ekonomik koşullar ve saldırılar nedeniyle de ciddi bir varoluş mücadelesi vermektedir. Avukatların ekonomik ve mesleki güvenceden yoksun bırakılması, savunmayı işlevsiz hâle getirmekte; bu da doğrudan adil yargılanma hakkını imkânsızlaştırmaktadır.
Öngörüsüzce açılan hukuk fakülteleri, mesleğin niteliğini ve geleceğini tehdit etmektedir. Devlet üniversitelerinin kontenjanlarının azaltılması olumlu bir adım olsa da yeterli değildir; vakıf üniversitelerinin kontenjanlarının da aynı şekilde azaltılması, başarı sırasının yükseltilmesi ve hukuk eğitiminin niteliğini artıracak adımların atılması zorunludur.
23 Ocak 2025’te açıklanan 2025–2029 Yargı Reformu Stratejisi’nde avukatlara ilişkin hedefler dikkat çekicidir. Serbest çalışan avukatların iş alanlarının genişletilmesi, bağlı çalışan avukatlar için mesleğin onuruna uygun bir ücret rejimi oluşturulması, stajyer avukatlara destek sağlanması, kamu avukatlarının özlük haklarının düzenlenmesi, zorunlu müdafilik ödemelerinin artırılması ve adli yardım ödeneğinin yükseltilmesi hayati önem taşımaktadır. Türkiye Barolar Birliği’nin ve baroların ısrarlı taleplerini içeren bu düzenlemelerin yalnızca meslek için değil, toplumun adalete erişim hakkı için de kritik önemde olduğunu hatırlatıyoruz.
Ancak, bu hedeflerin hayata geçebilmesi için toplumda hukuka güvenin yeniden tesis edilmesi zorunludur. Bu, yalnızca yeni yasaların çıkarılmasıyla değil; Anayasa ve mevcut yasaların eksiksiz uygulanmasıyla mümkündür. İfade özgürlüğü, basın özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı güvence altına alınmadıkça, adalet duygusu onarılamaz. Bağımsız yargının ve güçlü bir savunmanın teminatı; ekonomik ve mesleki açıdan güvenceli avukatlardır. Avukatların, gazetecilerin, öğrencilerin ve seçilmiş yöneticilerin özgür olmadığı bir ülkede adaletten söz edilemez. Bizler, bağımsız savunmayı, meslek örgütlerimizin özerkliğini ve hukukun üstünlüğünü koruma kararlılığımızı bir kez daha kamuoyuna duyuruyoruz. Yeni adli yıl; yalnızca yargının kurucu unsurları olan avukat, hâkim ve savcıların değil, bütün yurttaşların adalet mücadelesinin yılı olmalıdır.Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nde; temel hak ve özgürlüklere, Cumhuriyetin temel ilkelerine, demokratik, laik, sosyal hukuk devletine, yargı bağımsızlığına, evrensel hukuk kurallarına olan inanç ve bağlılığımızla, yeni adli yılın tüm yargı mensuplarına, çalışanlarına ve adalet bekleyen tüm vatandaşlarımıza hayırlı olmasını diliyor, hepinize saygılarımı sunuyorum.”

0Cee8363 C1E2 468A 97Bb 740Bb4A0B37F26798Dfa 2F86 4D1F 9079 Feb965D3D007

Kaynak: Haber Merkezi