Kastamonu'da 2018 yılında yaşanan dolu afetinde hasar gören ve tamiri için verdiği servisten kusurlu teslim edilen aracı için dava açan vatandaş, 5 yıllık davanın ardından hukuk mücadelesini kazandı.

Kastamonu'da 2018 yılında yaşanan dolu afetinde aracı zarar gören Sinan Yıldız, tamiri için Ankara'da bulunan bir Volkswagen servisine gitti. Yıldız, 35 gün sonra teslim aldığı aracın kaportasında dalgalanmaların ve motor aksamında da arızaların olduğunu tespit etti. Servisten aracındaki sorunların tekrar giderilmesini talep eden Sinan Yıldız, ‘ret' cevabı alması üzerine hukuk mücadelesi başlattı. 2018 yılında yetkili servise dava açan Yıldız, yaklaşık 5 yıl süren hukuk mücadelesini kazandı. Mahkeme hem Yıldız'ının zararının karşılanması hem de hasardan ötürü değer kaybı ile birlikte tazminat ödenmesine karar verdi. Mahkeme kararının ardından Sinan Yıldız, avukatlarının aracılığıyla icra takibi başlatarak tüm zararını karşıladı.

“İstediğiniz yere şikayette bulunabilirsiniz” diyen firmaya açtığı davayı kazandı
15 Eylül 2018 tarihinde Kastamonu'da yağan dolu yağışı sebebiyle aracının zarar gördüğünü belirten Sinan Yıldız, “Bir gün sonra aracımızı yetkili servise teslim ettik. Dolu yağışından sonra aynı günün akşamı yetkili servisi arayarak aracımızın onarımı için başvuruda bulunduk. Bir gün sonra aracı yetkili servise teslim ettik. Yaklaşık bir hafta içinde aracımızı bize teslim edeceğini söylemelerine rağmen 35 gün sonra aracımız teslim edildi. Tabii aradıklarında aracımızın orijinaliyle hiçbir farkı olmadığını, kendimizin dahi fark edemeyeceğini bize beyan ettiler. Bunun akabinde yetkili servis danışmanı bize bu konu da bilgi verdi. Aracımızı bir gün sonra alabileceğimizi ifade ettiler. Tabii biz aynı günün sabahında Ankara'ya yola çıkarak aracımızı teslim alacağımızı düşüncesiyle servise başvuru yaptık. Fakat yaklaşık sabah dokuzdan, akşam beşe kadar bizi serviste beklettiler. Gerekçeleri aracın çalışmadığı için günlerdir aküsünün bittiği ve akünün şarj edildiği söylendi. Tabii bu süreç yaklaşık sekiz, dokuz saat kadar sürdü. Devamında aracımızı aldıktan sonra bagaj kapağı kısmında ve sunroofla, ön camının arasında yaklaşık bir 20 santimlik mesafede dalgalanmalar mevcut olduğunu gördük. İçimize sinmeyerek servisten aracımızı teslim aldık. Daha sonra aracımızın dört kapı üzerinden, tavan oluklarından yaklaşık beşer santim boya attığını tespit ettik. Bunun devamında ben avukatlarımla görüştüm, bayi ile de görüştüm, servisle de görüştüm. Bize 'bu daha fazla olmuyor, bizim elimizden gelen başka bir şey yok, istediğiniz yere şikayet edebilirsiniz' denildi. Biz de buna istinaden avukatlarımızla görüştük. Devamında Kastamonu Adliyesi'nden bilirkişi raporu aldık. Bilirkişi raporuyla mahkemeye başvurduk. Mahkeme süreci başlayınca karşı taraftan bilirkişi raporuna itiraz geldi. Kendileri tekrar bilirkişi raporu istediler, tekrar bilirkişi raporu geldi. Fakat bütün raporlar bizim lehimize çıktığı için tekrar tekrar itiraz ettiler” dedi.

“Mahkeme, öngörülen gerekli değer kaybı ve tazminatı ödemeye mahkum etti servisi”
Açtıkları davanın sonuçlandığını ve bu davayı kazandıklarını söyleyen Yıldız, “Daha sonra bu karara da itiraz ederek tekrar Ankara Bölge Mahkemesi'ne sunuldu. Yaklaşık bir, bir buçuk yıl kadar Ankara Bölge Mahkemesi'nde süreç devam etti. 2023 Nisan ayında Ankara Bölge Mahkemesi bizim haklı olduğumuz kanaatine vardı. Biz de değer kaybı ve tazminat davası açmıştık. Bölge Mahkemesi bizim haklı olduğumuz kanaatine vararak servisi tazminatı ödemeye mahkum etti” diye konuştu.

“Hakkınızı aradığınız zaman emin olun adalet tecelli ediyor”
Mağdur olan vatandaşların her türlü haklarını hukuk çerçevesinde aramaları tavsiyesinde bulunan Yıldız, “Böyle bir duruma maruz kaldığınız zaman 'ben yapamam, karşımdaki davalı çok büyük, çok geniş bir aile, biz başa çıkamayız, baş edemeyiz' diye düşünmeyin. Hakkınızı aradığınız zaman adalet tecelli ediyor ve eninde sonunda hakkınız olanı alıyorsunuz, mutlaka mağduriyetiniz gideriliyor. Türk adaletine güvenin ve bu tür konularda hakkınızı her şekilde aramanızı arayı” şeklinde konuştu.

(İHA)

 

Editör: Oğulcan Öz