Kastamonu’da Olgunlaşma Enstitüsüne bağışlanan asırlık yorgan ile minder kılıfında, ilk kez nadir görülen desenlere rastlandı. Kastamonu Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Dr. Ayten Canaslan, Olgunlaşma Enstitüsünün kurulmasıyla birlikte yoğun bir araştırma ve geliştirme çalışmaları neticesinde yaklaşık 500 tane farklı desene ulaştıklarını kaydetti.

Geleneksel taş baskı sanatının nadir desenlerinin bulunduğu asırlık yorgan ile minder kılıfı Kastamonu Olgunlaşma Enstitüsüne bağışlandı. Taş baskı sanatının tarihi örneklerinin bulunduğu koleksiyona, böylelikle ilk kez bir yorgan da eklenmiş oldu.

Koleksiyoner Mahmut İslamoğlu’nun bu bağışı, taşıdığı desen ve motiflerin şehrin taş baskı sanatına dair ilk ve ender görülen örnekler olması ve koleksiyona ilk kez bir yorgan eklenmesi yönüyle önem taşıyor.

İslamoğlu, eserlerin detaylı olarak incelenerek desenlerin araştırılması ve korunması için Kastamonu Olgunlaşma Enstitüsüne bağışta bulundu.

"Kalıcı olarak gelecek kuşaklara aktarılması için yorgan ve yastık kılıfını enstitüye bağışladım"

Yorgan ve minder kılıfının Kastamonu’nun el sanatı tarihi açısından önemli olduğunu ifade eden İslamoğlu, 15 yıldır etnografik koleksiyona ilgisinin olduğunu söyledi.

Koleksiyonundaki yorgan ve minder kılıfının taş baskı sanatı açısından incelenmesi gerektiğine dikkati çeken İslamoğlu, "Koleksiyona eklediğim bu eserler, Kastamonu merkezinden ve köylerinden elimize geçiyor. Yine bu yorgan ve minder kılıfının da koleksiyonumuza girdikten sonra üzerinde yer alan desenler açısından değerlendirildiğinde önemli olduğunu düşündüm. Hem kalıcı olarak gelecek kuşaklara aktarılması hem de araştırmalara katkı sağlamak için yorgan ve yastık kılıfını enstitüye bağışladım" dedi.

"Yoğun bir araştırma-geliştirme çalışmaları neticesinde yaklaşık 500 tane farklı desene ulaştık"

Kastamonu Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Dr. Ayten Canaslan da, enstitünün, şehrin geleneksel sanatlarını koruma ve bu değerleri gelecek kuşaklara aktarma misyonuyla faaliyet gösterdiğini söyledi.

Enstitüde yürütülen iki yerel projeden birinin Kastamonu taş baskısı olduğunu anlatan Canaslan, şunları kaydetti: "Kastamonu’nun kültürel ve sanatsal mirasını sahiplenerek bu mirasın yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde tanıtılmasını hedefleyen Kastamonu Olgunlaşma Enstitüsünün bünyesinde altı ulusal, iki yerel proje yürütülmektedir. Bu iki projeden biri de taş baskı ile ilgili. Yaklaşık iki yıldır arşiv taramalarımız devam ediyor. Yoğun bir araştırma-geliştirme çalışmaları neticesinde yaklaşık 500 tane farklı desene ulaştık. Elde ettiğimiz örneklerde ve sandık taramaları sonucunda görüyoruz ki masa örtüleri, minderler, yorganlar eski dönemlerde aslında baskı olarak yapılmış ve ürünlere dönüştürülmüş. Gördüğünüz yorganda taş baskı kullanımına ilk kez bu örnekte rastlamakta olup bu durum hem teknik açıdan hem süsleme geleneği açısından dikkat çekicidir. Stilize edilmiş bitkisel motifin bu özgün yorumu bu örnekte ilk kez karşımıza çıkmaktadır. Bunun yanı sıra zincir suyu motifi de yer almaktadır. Elbette daha önce çeşitli desenlere ulaşmış olmakla birlikte bu yorganda ilk kez gördüğümüz desenlerin oluşu bizim için ayrıca önem arz etmektedir"

Canaslan, Osmanlı döneminde yaygın kullanılan rozet, lale, zincir suyu ve nar desenlerinin minder kılıfında bir arada kullanıldığına dikkati çekerek, bu desenlerin bir araya getirilmesiyle hem estetik hem de sembolik bir anlatım yakalandığı dile getirdi.

Daha önce müze arşivlerinde yapılan araştırmalarda minder kılıfının üzerindeki desenlere ulaşıldığını ancak uygulamadaki örneklerinin bu minderde görülmüş olduğunu anlatan Canaslan, "Tasavvuf kültüründe nar, insan-ı kamil olma yolculuğunu, lale ise Allah’ın birliğini temsil eder. Osmanlı mimarisinde sıkça kullanılan rozet ve zincir suyu motifi de minder kılıfında yer almaktadır. Genel olarak baktığımızda oldukça anlam ifade eden bir tasarım olduğunu görüyoruz. Ustalarımızın ne kadar farklı açılardan güzel bir şekilde bazı şeyleri anlattığına şahit oluyoruz bu tasarımla birlikte. Gelenekten geleceğe köklü izler bırakmaya çalışan Olgunlaşma Enstitüsü kurumları olarak bu iki eseri bağışlayan Mahmut İslamoğlu’na teşekkür ediyoruz" diye konuştu.

Kaynak: İHA