Kaza, 18 Aralık 2024’te D-100 kara yolu Köroğlu Mahallesi mevkiinde meydana geldi. Ankara istikametinde seyreden Nurten Y. idaresindeki 34 EBS 075 plakalı cip, bisikletiyle yolun karşısına geçmek isteyen Hasan Talha Yılmaz’a çarptı. Çarpmanın etkisiyle ağır yaralanan küçük çocuk, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.
BERAAT KARARI VERİLDİ
Hasan Talha Yılmaz’ın ölümüyle ilgili soruşturma sonrası Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sürücü Nurten Y.’nin "dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmeyerek kazanın meydana gelmesine sebep olduğu" ve "taksirle ölüme neden olma" suçunu işlediği belirtildi. Ancak, Bolu Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında, sürücü Nurten Y.’nin beraatine hükmedildi.
"KAMERA GÖRÜNTÜLERİNDE HIZI AÇIKÇA BELLİ"
Kaza anında oğlu Hasan Talha’nın yanında olduğunu söyleyen acılı baba Yamaç Yılmaz, "Hasan Talha bisikletle benden az bir süre önce yola çıktı. Önce kontrol etti ardından yola çıktı. Ama araba o kadar hızlı geliyordu ki, çocuk fark edemedi. O anda zaten çocuğa çarptı. Kadın bunların hepsini inkar ediyor. ’Olay burada değil, 20 metre ileride oldu’ diyor. Ama hakim bu konuda hiçbir şey sormadı. Olay nerede olmuş, nasıl olmuş? Bunlar hiç konuşulmadı mahkemede. Kadın ’Manevra yaptım’, ’Fren yaptım’ diyor ama kamera görüntülerinde böyle bir şey yok. Ne fren var, ne manevra. Ama hala kendisine hiçbir soru sorulmadı. Kamera görüntülerinde de hızı açıkça belli. Olay yeri incelemesinde, aracın hızının 100 kilometrenin üzerinde olduğu ortaya çıktı" dedi.
"BU KARAR BİZİM İÇİN YIKIM OLDU"
Yılmaz, şöyle konuştu:
"Mahkeme bizi tamamen suçlu gösterdi. Olay yerinde hiçbir inceleme yapılmadı, bizi çağırmadılar bile. Bu karar bizim için yıkım oldu. Aynı acılarımızı tekrar yaşadık. Biz sadece adalet istiyoruz. Gerçek neyse, o ortaya çıksın. Kim suçluysa o belli olsun. Biz ’Karşı taraf yüzde yüz suçlu’ da demiyoruz ama bir çocuk, 10 yaşındaki bir çocuk nasıl tamamen suçlu ilan edilir? Bu olacak iş değil"
Karşı tarafın yakınlarının olaydan hemen sonra kendilerine maddi yardım teklifinde bulunduğunu iddia eden Yılmaz, "Evladımızın kanını parayla, daireyle, herhangi bir şeyle değişemeyiz. Sadece adalet istiyoruz" şeklinde konuştu.
"GÖRÜNTÜLER HER ŞEYİ GÖSTERİYOR AMA NEDEN BÖYLE BİR KARAR VERİLDİĞİNİ ANLAMIYORUZ"
Davanın İstinaf Mahkemesi’ne taşındığını belirten baba Yılmaz, "Sonucu bekliyoruz. Kamera görüntüleri her şeyi açık açık gösteriyor ama neden böyle bir karar verildiğini anlamıyoruz. Hakime de neden böyle bir karar verildiğini sorduk. ’Olay yeri inceleme ekibinin raporuna göre karar verdik’ denildi. Her şey gözümüzün önünde. Görüntüler var, kendi imkanlarımızla bilirkişi raporu hazırlattık. Uzman kişi kameraları inceleyerek her şeyi tek tek yazmış. Hız 100 kilometrenin üzerinde, olay yeri yaya geçidi. Ne fren izi var, ne manevra var. Kadın hala ’fren yaptım’ diyor. Yani göz göre göre yalan söyleniyor ve buna rağmen kimse bir şey demiyor" ifadelerini kullandı.
"AİLECEK ÇOK KÖTÜ DURUMDAYIZ"
Acılı anne Nilüfer Yılmaz ise "Hiç iyi değilim. O günden beri psikolojik tedavi görüyorum. Bütün düzenimiz alt üst oldu. Ailecek çok kötü durumdayız" diye konuştu.