Bir belediye başkanı ile ünlü bir müteahhit… Belediye Başkanı yüzüne “astar” çekmiş bir isim… 

Müteahhit, konut sektörünün önde gideni… 

İkisi bir olup “kamulaştırmaya” hile karıştırmışlar… İşi şöyle tezgahlamışlar… 

Belediye Başkanı, beldenin en güzel mevkilerinden birini, o mevkide  konutu veya arsası bulunan vatandaşlara “ Buraya sosyal konut yapılacak” gerekçesi ile yanıltıp, kamulaştırma yapıyor.  

Tabii ki, en alt düzeyden… 

Daha sonra vatandaşlardan kelepir fiyatına kamulaştırdığı alanı, o ünlü müteahhidin beş para etmez arsası ile “trampa” edip, kıyağını yapıyor. Konut ve arsaları “sosyal konut” gerekçesi ile kamulaştıran belde sakinleri ne olup bittiğini anlamaya çalışırken, müteahhitlerin önde gideni atı alıp Üsküdar’ı geçiyor. 

Birden beldede boy boy “konut sitesi” reklamları peydahlanıyor. 

Ünlü müteahhit beldede trampa yolu ile belediyeden devir aldığı arsa üzerinde konut sitesi inşaatına ve “topraktan satış” işlemlerine başlıyor. Böylece “tezgah” tamamlanmış oluyor. 

Şimdi “sosyal konut” yalanı ile kandırılan belde sakinleri dahil, herkes birbirine şu soruyu soruyor. Bu neyin trampası !.. 

Rüşvetin trampası mı?.. 

Yoksa trampanın rüşveti mi?..

***

Kokusu şimdilerde daha çok çıkmaya başlıyor...

O belediye başkanı ile o müteahhidin önde gideninin çapraz ilişkileri gün be gün ortaya çıkıyor.

Soruşturmalar açılıyor…

İmara aykırı işler ve saire…

Peki o beldede "sosyal konut yapacağız" diye kandırılan vatandaşların durumu ne olacak?..

Bir belediye başkanı, kendi beldesinin sakinlerini, sıırf o müteahhidin önde gidenine kıyak olsun diye kandırıp, mağdur eder mi?..

Ediyor işte !..

İşin tuhafı şudur…

Böyle "zübük" karakterli belediye başkanları nasıl oluyor da, siyasi partilerde yer alabiliyor?..

Yaptıkları yolsuzluklar, usulsüzler ayyuka çıktığı halde hala nasıl o makamda oturabiliyor?..

Çok bilinmeyenli bir denklem misali…

Çözenebilene helal olsun doğrusu !..

Erhan ÇAKMAK