Çaycuma'da kendisini “mehdi” ilan eden Halveti Tarikatı'nın Şabaniyye kolundan olduğunu söyleyen İ.A, 9 yaşındaki kız çocuğunun sivilcesini patlatma bahanesiyle banyoda üst üste taciz olayında bulunmuş. Çocuk olayı annesine falan anlatmış, bunlar "aman ağzından kaçırma başkaları duymasın..." diyerek olayı gizlemişler, olay yargıda, ceza verilmiş, istinafa gitmiş ama ne bir tutuklama var, ne bir göz altı...
Hakim bilir tabii ki...
Şimdi konu ülke çapında patladı, ne olacak bilinmez ama peş peşe gelen tarikatlardaki taciz olayları artık iğrençlik boyutlarını da aştı.
Bu arada Çaycuma'da bu türden olaylar da başka ilçelere oranla biraz daha fazla olarak yer alıyor. Hepsi tarikat olayı değil ama iğrenç vakalar, geçtiğimiz yıl dört beş haber basında yer almış bu konularda.
Bu tarikatlarla iltisaklı olayların tohumlarının çok önceleri atıldığı konuşuluyor Çaycuma'da, devletin resmi makamlarının da adı geçti.
10 Ocak 2016 tarihinde bu konulara dikkat çeken ilk yazımızda özetle şöyle demişiz:

Bildiğiniz gibi geçtiğimiz Aralık ayı sonlarında Çaycuma’da çok garip bir olay yaşandı ve bir daire müdürü, ilçenin Milli Eğitim müdürü yani,  ilçe’nin kaymakamını, il’in müdürünü, yine il’in valisini takmadan kendi keyfine göre bir genelge yayınladı ve çocuklara yılbaşı kutlamasını yasakladı.
Bu nasıl olabilirdi?
Devlet hiyerarşisinde böyle bir şey olabilir miydi? Tüm dünyanın, evet tüm dünyanın kutladığı yılbaşı yasaklanabilir miydi? Ama oldu işte, Hem de bölgenin en çağdaş ve modern, en eğlenceyi seven, en toplumsal,  en sosyal insanlarının yaşadığı Çaycuma’da oldu… Peki neden oldu? Çaycuma pilot bölge mi seçildi? “Şu işi Çaycuma’da bir deneyelim, kimse sesini çıkarmazsa diğer ilçelere ve sonra da şehirlere yayarız” diye mi düşünüldü? Eğer böyleyse; Talimat kimden veya nereden geldi? Ülkenin laik düzeniyle Cumhuriyet rejimini aşındırmaya, törpülemeye çalışan birileri mi var? “Milli kültüre ters…” şeklinde saçma sapan bir gerekçeyle ve genelge zorlamasıyla karşımıza çıkan bu uygulama ya yarın bir gün festivallerde, yarışmalarda, düğün derneklerde yine aynı gerekçeyle karşımıza çıkıp da “kızlarla erkeklerin toplu halde oynamaları milli kültümüze ve dinimize terstir…” şeklinde hortlarsa ne olacak?
Evet 10 Ocak 2016'da özetle böyle yazmışız...
23 Kasım 2016'da şunları ilave etmişiz görüşlerimize:
Bu yazıyı İl Milli Eğitim Müdürünün dikkatine yazmıyoruz, Milli Eğitim Bakanının dikkatine de yazmıyoruz, Nasılsa cevaplamak işlerine gelmeyecek…Başbakanın dikkatine diyoruz… Olmadı Cumhurbaşkanının dikkatine yazıp TBMM’de de okutturacağız! Çaycuma’da bir Milli Eğitim Müdürü var, bazı uygulamalarıyla Milli Eğitimin milini çıkartıp milsiz eğitime dönüştüren Müdür beyimiz geçtiğimiz yıl ilçedeki minicik okul çocuklarına yılbaşı kutlamalarını yasaklamıştı… Tüm dünyanın kutladığı yılbaşını “geleneklerimizde yok” diyerek ecdad Osmanlı’ya bile ters düşen Müdür bey zorlamayla minik öğrencilerin başka şeyler kutlamasını beklemişti tahminen.
.........
Bu yıl da Öğretmenler gününde öğretmenlerin öğrencileriyle birlikte bu günü çeşitli eğlencelerle, sevgi gösterileriyle, kucaklaşmalarla kutlamalarını önlemek amacıyla tüm müdürlere 23 Kasım’daki eğitim şehitleri hatim merasimine katılmalarını emretti. Bir de resmi yazı yazdı… Bizim bildiğimiz kadarıyla dinde zorlama yok, dinde zorlama olmadığına göre hatim merasimlerinde de olmaz, peki bu emir ne? İl Müftümüz ile Çaycuma İlçe Müftümüze de buradan soruyoruz, zorla insanlar hatim merasimlerine getirilir mi? Var mı böyle bir şey? Bir daire müdürü kendine bağlı memurları zorla dini törenlere getirtebilir mi? Devlet prosedüründe böyle bir uygulama da var mı? Böyle emrivakilerle dini baskılar yaratarak insanlar sanki daha mı dindar olacak, yoksa böyle uygulamalara kızan insanları zorla mürtet mi yapacaklar? En önemlisi bir ilçe milli eğitim müdürü emrindeki insanlara böyle baskılar uygulama cesaretini kimden ve hangi makamdan alıyor? Soruyoruz…
Evet;
Bunları yazmışız, bunları yaşamışız...
Ama önceden de ipin ucu kaçırılmış,
Böyle istenmeyen iğrenç olaylara yol verilmiş..
Boş vere boş vere bu günlere gelinmiş!..