CHP Zonguldak Merkez İlçe Gençlik Kolları Başkanı Erçin Düven, görevinden istifa ettiğini açıkladı. Düven, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamasında istifa nedenine ise “Sebebi mi açık ve net. Gençliğe verilmeyen değer ve arkasında hiçbir zaman durulmayan gençler” diye açıkladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Gençlere önem veriyorum” sözünün hiçbir zaman görülmediğini söyleyen Düven, şöyle devam etti: “CHP Zonguldak Merkez İlçe Gençlik Kolları Başkanlığı görevimden istifa ediyorum. Maalesef gecemizi gündüzümüze kattığımız partimizdeki görevimden istifa ediyorum. Sebep mi açık ve net gençliğe verilmeyen değer ve arkasında hiçbir zaman durulmayan gençler. Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun gençlere önem veriyorum sözünü hiçbir zaman ne tabanda ne yukarıda maalesef hiç görmedim. Gençlik kotalarına uyulduğunu da görmedim. Daha bunun gibi niceleri. Partide genç yok diye söylenenler maalesef bugün bizleri de kendi yaptıkları hatalardan, parti içindeki adamcılıktan sırf yanlarında biat etmediğimizden dolayı kaybettiler. Yarın bizler sokaklarda başımız dik gezerken bazıları yüzümüze bakamayarak kafalarını önlerine eğecekler. Unutmasınlar ki o oturdukları koltuklar M. Kemal Atatürk'ün koltuğudur. Biz bir şey kaybetmedik çünkü bizler Mustafa Kemal Atatürk'ün gençliği olarak dimdik ayaktayız.” “VİCDANIMI LEKELEYEN BİR GEÇMİŞİM OLMADI” Hiçbir zaman vicdan mahkemesi yapmak durumunda olmadığını ifade eden Düven, “Şeref namus sözü verilip de tutulmayan sözler, arkamızdan çevrilen işler her şey ama her şey yapılmayan kalmadı. Ne hesabını veremeyeceğim bir günüm oldu ne de vicdanımı lekeleyen bir geçmişim. Ne hissettiysem onu söyledim, onu yaşadım. Yaşadığım bir tek andan bile pişmanlık duymadım. Asla keşkelerim olmadı. Hiçbir zaman kendimle vicdan mahkemesi yapmak zorunda kalmadım. Karşıma bazen gerçek yüzler, bazen sahteler çıktı ama olsun. Bazen çok kırıldım, bazen belki de kırdım ama hata insana mahsustur dedim. Kimileri birden fazla kırdılar kalbimi ama ben onları yine de affettim. Onlar belki beni saflıkla yargıladılar. Belki de içten içe sinsice güldüler ama asıl unuttukları şuydu: ‘Ben aldanmadım. Aldanan her zaman kendileri oldular ama bunu anlayamadılar. Bir insan kaybının ne olduğu bilemedikleri için.’ Kaybetmek onlar için bir alışkanlık haline geldiği için. Oysa ben hiç insan kaybetmedim. Sadece zamanı geldiğinde vazgeçmeyi bildim o kadar” dedi.