Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın, kentte yaşayan yabancı uyruklulara yönelik ayni ve nakdi yardımları kesme, su ücretlerine 10 kat zam uygulama ve nikah ücretlerini 100 bin lira olarak belirleme yönündeki kararları, sivil toplum kuruluşları tarafından yargıya taşınmıştı. Kuruluşlar, bu kararların ardından Özcan hakkında "nefret ve ayrımcılık" suçlamasıyla suç duyurusunda bulunmuştu.

Özcan hakkında, bugünkü duruşma öncesinde 29 Eylül’de, Bolu 6. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adli kontrol tedbiri olarak yurt dışına çıkış yasağı kararı verilmişti.

Bolu 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuksuz sanık Tanju Özcan ile taraf avukatları katıldı. Duruşmada söz alan Özcan’ın avukatı, dosyada müştekilerin ifadelerinin bulunmadığını belirterek, bu nedenle savunma yapamayacaklarını söyledi. Avukatı, "Yine usul yönünden bu dava başlatılamaz. Çünkü dosyada müştekilerin ifadeleri yok. Biz neye göre savunma yapacağız? Dosyadaki eksiklerin tamamlanmasını ve bize de ulaştırılmasını istiyoruz. Bu yüzden davanın ertelenmesini talep ediyoruz" dedi.

Mahkeme heyeti, dosyadaki eksikliklerin tamamlanması için duruşmayı 24 Nisan 2026’ya erteledi. Heyet, Özcan hakkındaki yurt dışına çıkış yasağı adli kontrol tedbirinin devamına ve bir sonraki celsede gazeteci Fatih Altaylı’nın tanık olarak dinlenmesine karar verdi.

Duruşma sonrasında Bolu Adalet Sarayı’nın önünde gazetecilere açıklamalarda bulunan Tanju Özcan, "Müşteki diye birilerinin ifadesini dosyaya koymuşlar ama taramamışlar. Ne avukatlar görüyor ne biz görebiliyoruz. Bu nedenle bugün savunmamı yapamadım, usul eksiklikleri tamamlanamadığı için" dedi.

Özcan, açıklamalarına şöyle devam etti:

"Zaten garip olan bir şey var. Ben neden yargılanıyorum? İddia o ki, sığınmacıların iş yeri açma ruhsatlarını iptal etmişim, iş yeri açmalarına izin vermemişim. Sularına ve nikah ücretlerine zam yapmışım. Zaten bu konularla ilgili daha önce soruşturma geçirdim ve eski adıyla söylüyorum, takipsizlik kararı verildi. Ama savcılık makamı davayı açarken müşteki bulamamış, öğrencileri getirmiş. İçeride bir öğrenci kardeşimiz de vardı. Kardeşim, şunu bile anlamadınız mı? Geçici sığınmacı ayrı bir şeydir, ülkemize tahsil için gelen yabancı öğrenciler ayrı bir şeydir. Hukuki statüleri bile farklı. Böyle bir dava olmaz ama savunmamızı yapamadık çünkü usul eksiklikleri o kadar çok ki."

Vicdanen rahat olduğunu dile getiren Başkan Özcan, "Bir de olmayacak bir şey oldu. Yargılamaya 10 gün kala bu soruşturma 5 Ocak’ta başladı, 4 Haziran’da dava açıldı, duruşma 7 Ekim’e, yani bugüne bırakıldı. Ben duruşmaya geldim, hazırdım. Ama bir hafta önce hakim bey dosyayı resen ele aldı ve savcının talebine aykırı şekilde bana yurt dışına çıkış yasağı koydu. Bugün duruşma 24 Nisan’a ertelendi ama yurt dışına çıkış yasağım devam ediyor. Neden devam ediyor, anlamak mümkün değil. Tabii sözüm hakim beye değil ama şunu söylüyorum; bana yurt dışına çıkış yasağı konuluyor sığınmacılarla ilgili tepkilerimden dolayı, ama onlara hala yurda giriş yasağı konmuyor. Garip olan bu. O yüzden vicdanen de rahatım, aldığım kararlardan dolayı hukuken de rahatım. Sığınmacılarla ilgili aldığım kararlardan pişman değilim. Bugün olsa yine aynı kararları alırım" ifadelerini kullandı.

Kaynak: İHA