Değerli editörümüz Ramazan “ hafta sonu yazısı” için aradığında aklıma ilk gelen “ tatil “ oldu. Gerçi Bağkur emekli maaşıyla tatil de ne ! Ancak gönül bu hep olmazı istiyor. Zoru başarmanın heyecanı ve adrenalini sarıyor tüm beyin hücrelerini ( tıbbi olarak LOBLARI demek lazım). 

   Gidemiyorsak da en azından azmimiz var. 

 Aslında, yemek, uyumak veya spor yapmak gibi “tatil yapmak” ta resmen bir ihtiyaç. Kuran’da bile yüce Allah “ yarattığım yeryüzünü gezip görün” diye emrediyor.( ANKEBUT suresi 20.ayet) Ki rabbimizin yaratma kudreti hakkında nasıl eşsiz olduğunu gözünüzle görün. Kime anlatıyorsun ki? Ülkedeki maaşlarla “akşam pazarına bile “ zor gidiliyor. 

   Seyahat yazısı denince aklıma birkaç ünlü ismin bu konudaki sözleri geldi. 

Örneğin Mark Twain; “ öğrenmek istiyorsan seyahat etmelisin” diyor. 

   Kanadalı şair roman yazarı Jack Kerouac “ yaşa, seyahat et, maceraya atıl, ŞÜKRET ve asla pişman olma” hayat felsefesini aktarıyor sevenlerine. 

  Kızılderili şef SEATTLE “ gittiğin yerlerden sadece yeni hatıralar al ve sadece ayak izlerini bırak” diye bugünün orman yakan hain ve vahşilerine yıllar öncesinden uyarı veriyor. Günümüzde piknik alanlarını çöplüğe çevirenlerle ormanları yakıp “bağrımızı dağlayanlar” aynı kafadan tipler. 

  Dünya bir kitaptır. Ve seyahat etmeyenler onun yalnızca bir sayfasını okumuş olurlar, diyen düşünürlerden günümüze değişen tek şey o  kitabı okuma şansına sahip olanların da “ servet biriktirme zaafları” yüzünden kitabın kapağını açmaya pek meraklı olmamalarıdır. 

   Millet ekmek bulamıyor sen seyahatten bahsediyorsun diyenlere Fransa sarayında sevgili kraliçe Mary pasta yemeye devam ediyordu, derim bende . 

  Pasta bulamıyorsanız bir Büyük şehir belediyesinden ayrı ayrı 4 maaş alamıyorsunuz demektir. Sorun pastada değil sizdedir.