Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlanan maktulün annesi Hatice K., "Çöp atmaya gitmiştim, geldiğimde torunum kanlar içerisinde yerde yatıyordu. Çocuk kaçarken arkasından ateş etmiş" dedi.

Olay, 13 Haziran 2024 tarihinde Emek Mahallesi Yanartaş Sokak’ta gerçekleşmişti. Adana’dan Eskişehir’e gelen Osman Nuri K. (60), kızı Merve Karabaş’ı (31) ve torunu Alp Ata Karabaş’ı (7) sokak ortasında tabancayla vurarak öldürmüştü. Osman Nuri K.’nın eşiyle boşandığı dönemde kızıyla yaşadığı sorundan dolayı cinayeti işlediği öğrenilmişti. İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı polis ekiplerince yakalanarak adliyeye sevk edilen cinayet zanlısı, tutuklanarak Eskişehir H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na gönderilmiş ve 16 Temmuz 2025 tarihinde ilk kez hakim karşısına çıkmıştı. Mahkemece, zanlının tutukluluk halinin devamına ve duruşmanın 22 Ekim 2025’e ertelenmesine karar verilmişti.

Eskişehir 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Osman Nuri K.’nin yargılamasına devam edildi. Saat 14.00’da başlayan duruşmada müşteki Ahmet Karabaş, sanık Osman Nuri K. ve avukatları hazır bulundu. Adana’da bulunan tanık Hatice K. ve sanığın bacanağı Alaattin Yaman ise, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlandı.

Osman Nuri K.’nın 32 yıllık eşi olduğunu ve 2 çocuklarının bulunduğunu söyleyen Hatice K., "2024 mayıs ayında Adana’da yaşayan kız kardeşimin yanına gittim. Hem kızım hem de oğlum beni görmeye geldi, yanlarına götürmek istediler. Kızım Merve, ’Anne benimle gel. Ahmet benimle ayrılmak istiyor. Bana yoldaş olursun, çocuğuma bakarsın’ dedi. Merve ile Eskişehir’e geldim. Bir hafta sonra sanık, müşteki Ahmet ve kızıma benimle görüşmek istediğini söylemiş. Ahmet yanıma geldi, sanığın benimle görüşmek istediğini söyledi ama ben görüşmek istemediğini ifade ettim. Ahmet de aynısını sanığa söylemiş. Olaydan 1 gün önce kızım ile beraber adliyeye geldik, sanık hakkında şikayetçi olduk. Sanığın kızımın adresini nereden, nasıl bulduğunu hala bilmiyorum" dedi.

Olay gününü anlatan Hatice K., "Ben çöp atmak için dışarıya çıkmıştım. Geldiğimde, torunum kanlar içerisinde yerde yatıyordu. İleride de kızım kanlar içerisinde araç içerisinde bulunuyordu. Sanık yanıma geldi, elimdeki telefonu aldı. Polisi arayacaktım, bu sebeple elimden telefonu aldı. Dışarıya çıktığımda sanığı hiç görmedim çünkü saklanmış. Ben silah sesi duymadım ama çocuğa sıktığını duydum. Çocuk kaçarken arkasına ateş etmiş. Eski kullandığım GSM hattından herhangi birisine konum atmadım. Ben telefon kullanmasını bilmem, sadece konuşmayı bilirim. Sanığın, ’Merve’yi öldüreceğim, çocuğu kaçıracağım’ şeklinde sözleri olduğunu duydum. Bu söylediklerini, Adana’daki komşumuzdan öğrendim. ’Ahmet’i de, Merve’yi de öldüreceğim’ diye bir söz duymadım. Sanığın en ağır cezayı almasını istiyorum" şeklinde konuştu.

Merve Karabaş’ın annesi Hatice K.’nin duruşmada öne sürdüğü bazı iddialara cevap veren Müşteki Ahmet Karabaş, şunları söyledi:

"Olay olduktan sonra 15-20 gün evime giremedim. Eve girdiğimde, her yer talan edilmişti. Damatlığıma kadar, her yer karıştırılmıştı. Müşteki Hatice’nin oğlunun ricası üzerine, pazar günü onunla helalleşecektik ancak cumartesi akşamından evden kaçmıştı. Komşulardan öğrendiğim kadarıyla, 15-20 günlük süre içerisinde benim evimden 2-3 valiz eşya kargolanmış. Müşteki Hatice’nin bunu yapmaya ne hakkı vardır? Olaydan sonra evi değiştirmek istediğini söyledim. Hatice, evden pay istedi. Merve’nin kartlarını da isteyerek, ’Maaşı benim olacak’ dedi. Merve muhasebecilik yaptığından, Hatice başkalarına ait olabilecek parayı alabileceğinden kartları ben aldım."

Sanık Osman Nuri K.’nin bacanağı Alaattin Yaman, "Kendi çocuğuyla hiç konuşmadığını, torunu olup görüşmediğini bilirim. Torunu olduğunu biliyordu. Hatice ile arasında ailevi sıkıntıları vardı. Adana’da Hatice bir süre bizim yanımızda kaldı. Merve, Eskişehir’den gelerek annesi ile görüştü. Sonra da annesini aldı, Eskişehir’e gitti. Ben sanığa adresi söylemedim. Hatice, kızı gelmeden 3-5 gün önce sanık ile burada baş başa görüştü. Bu esnada yanlarında değildik, ne konuştuklarını bilmiyorum. Eskişehir’de açık adresi nasıl öğrendiğini kesinlikle bilmiyorum. Hatice ve sanık telefondan görüşüyorlardı. Merve’nin açık ev adresini bilmiyordum. Sanığın, ’Ahmet’i de, Merve’yi de öldüreceğim’ şeklinde sözlerini duymadım. Sanığın silah taşıdığını bilmiyordum, üzerinde silah görmedim. Eskişehir’de Hatice ile görüşmeye çalıştığında uzaklaştırma aldığını, maktulün cenazesinde duydum. Hatice’nin boşanma davası açtığını ve avukata gittiğini benim evimde kaldığı zamanlarda biliyordum. Bu dava Adana’da açılmıştı. Osman da biliyordu, avukat kendisine haber göndermiş. Ben bir daha tanıklık yapmak istemiyorum" ifadelerini kullandı.

Mahkeme heyeti, telefon incelemesi neticesinde ele geçirilen bir ekran görüntüsünü sanık Osman Nuri K.’ye sordu. Elle yazılmış yazının fotoğrafı olan ekran görüntüsüyle ilgili cevap veren Osman Nuri K., "Bana göstermiş olduğunuz adresi kimin gönderdiğini hatırlamıyorum. Sanırım bu adresi internetten buldum. Gösterdiğiniz ekran görüntüsündeki yazı bana ait değildir" dedi.

Taraflara söz hakkı verilmesinin esas hakkındaki mütalaa açıklandı. Mahkeme heyetince sanığın tutukluluk halinin devamına, Hatice K.’nin soruşturma ve mahkeme beyanlarında ismi geçen komşusunun duruşmaya zorla getirilmesine karar verildi. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’ndan (BTK) ise, Hatice K.’nın kullandığı cep telefonunun görüşme kayıtlarının çıkartılarak mahkemeye sunulması istendi. Hatice K.’nin olay öncesinde veya sırasında sanık ile irtibatının olup olmadığının araştırılacağı belirtilerek, duruşmanın 17 Aralık 2025 tarihinde saat 14.00’a ertelendiği açıklandı.

Duruşmanın ardından Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği pankartı açılarak bir basın açıklaması yapıldı. Öncü Çocuklar ve Kadınlar Derneği gönüllü Avukatı Hediye Gökçe Baykal, "Bugün öz babası tarafından katledilen anne ve 7 yaşındaki oğlunun duruşması için Eskişehir 7. Ağır Ceza Mahkemesindeydik. Bugün aslında sanıktan daha çok katılanın beyanları bizim için önem taşıyordu. Çünkü biz soruşturma aşamasından beri sanığın tek başına hareket etmediğini, adresi tek başına bulamayacağını iddia ettik. Adresi bulma yönünde beyanları da çok tutarlı değil. İnternetten bulduğunu söylüyor ama ona yazılarak verilmiş bir adresten bahsediyoruz. Müvekkilimin de söylediği kadarıyla, kesinlikle adresi bilmiyordu ve bulabilmesi mümkün değildi. Birisinin ona yardım ettiğini düşünüyoruz. Bu anlamda da şüphelerimiz annede. Bunun araştırılması için HTS kayıtlarının getirilmesini talep ettik. Annenin beyanları tutarsız. Çok yakında olmasına rağmen, ’Görmedim. Silah sesini duymadım’ diyor. Silah sesini duymaması mümkün değil. Bir şeyleri gizlediğinden şüphe ediyoruz. Sanık her ne kadar, ’Torunumu görmedim’ dediyse de yine katılan annenin beyanları ortada. Arkasından ateş ettiğini, korkutma amaçlı değil, öldürme amaçlı olduğunu bu ifadelerden anlamış durumdayız" şeklinde konuştu.

Kzı 1Kzı

Kaynak: İHA