Tiyatro Sanatçısı Fazilet Küçük, pandemi döneminde tiyatro sanatçılarının içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal duruma dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Yedi ayı aşan süredir kazançlarının sıfır lira olduğunu belirten Tiyatrocu, buna rağmen özel tiyatroların kira, fatura, personel maaşı ve SSK Primleri gibi giderlerini karşılamak zorunda olduğunu belirtti. Bu giderleri ödeyemeyen çok sayıda tiyatronun kapandığını ve yüzlerce tiyatrocunun işsiz kaldığını belirten Küçük, somut adımlar atılmazsa sanat üretecek kurum kalmayacağının altını çizdi.

264 Madencinin hayatını kaybettiği 3 Mart Kozlu Grizu Faciası'nı anlatan Karalığın Yüreği oyununa ilişkin de konuşan Failet Küçük; oyunun pandemi sebebiyle turnesinin iptal olduğunu belirterek; "Aralık veya Ocak ayında pandemi süreci normalleşme eğilimi gösterirse oyunu Batı Karadeniz'de 6-7 noktada oynamayı planlıyoruz. Ayrıca 3 Mart'ın yıl dönümünde tekrar Zonguldak'ta madenci ailelerine bu oyunu oynamak, kahraman madencilerimizi unutturmamak istiyorum." dedi.

Fazilet Küçük'ün açıklamaları şöyle:

"Ne geçinebiliyoruz ne de sahnelerimizi ayakta tutabiliyoruz!"

"Pandemi dönemi her sektörü derinden etkiledi fakat biz sahne sanatçılarını geri dönüşü imkansız şekilde yıprattı. Öyle ki sahnelerin kapandığı ilk günden bu güne 7 aydan fazla süre oldu ve bu 7 aylık sürede meslektaşlarım sahnelerinin kiralarını, faturalarını, vergilerini, çalışan maaşlarını, SGK primlerini ödemekle mükellefken ne bunları ödeyecek ne de hayatımızı devam ettirebilecek bir gelir elde edebildik. 7 ayı aşkın süredir gelirimiz şaka gibi gelebilir ama 0 TL... Bu gelirsizlikle ne geçinebiliyoruz ne de sahnelerimizi ayakta tutabiliyoruz!

Bu borç yükü altında irili ufaklı pek çok tiyatro ezilirken eşyalarını satarak, arşivlerini satarak sahnelerini yani iş yerlerini ayakta tutmaya çalışan meslektaşlarım oldu. Bir yandan da Toy Sahne gibi onlarca sahneye veda ettik. Bu kapanan sahneler kolay yaratılabilmiş değerler değil fakat ülke olarak adım adım yok edilişini izledik.

"Tiyatromuz Yaşasın" ile Sorunlarımızı Görünür Kıldık!

Biz Tiyatro Emekçileri pandemi sürecinde bir araya gelerek sesimizi duyurmaya çalıştık. Öyle ki "Tiyatromuz Yaşasın İnisiyatifi" olarak kapalı olan sahnelerimizde, Türkiye'nin her şehrinde eş zamanlı taleplerimizi okuduk, sesimizi duyurduk. Binlerce oyuncu ve çok daha fazla seyircimizin katkılarıyla hala devam eden www.tiyatromuzyasasin.com web sitesi üzerinde bir imza kampanyası yaptık. Mücadelemiz sonucunda 2020 sonuna kadar Tiyatrolar için vergi indirimi kazanmış olsak da pandemi koşullarında oynayabileceğim oyun ve seyirci sayısı kısıtlı olduğundan bu kazanım tam olarak derdimize derman olmuş değil. Öncelikle sanattaki bu vergi indiriminin kalıcı hale gelmesi gerektiğini söylüyoruz. Ayrıca açık havada fiziki mesafeye uygun oyunlarımızın da yasaklanmasının ardından sanat çevreleri ve sanatseverler sesimizi ortak yükselterek bu yasağın kaldırılmasını sağladık. Bunlar önemli kazanımlar olsa da bütünlüklü bir Tiyatro Yasası çıkmadan yine her zamanki gibi her değişen koşulda işleri iptal edilen ilk sektör biz olacağız. Bu yüzden bu kazanımların dışında Tiyatro Yasası için mücadele edip görüşmeler yapmaya, sanatseverlerin bu konuda sesimize ortak olmasına ihtiyacımız var.

Bakanlık da Yerel Yönetimler de Sanatçılara Sırtını Dönmüş Durumda!

Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin Bülent Ecvit Üniversitesi'nde Devlet Konservatuvarı'nda Tiyatro Oyuncusu eğitimi aldım ve mezun oldum; ardından yaptığım işlerle insanlar bana sanatçı ünvanını layık gördü ve öyle anıyorlar. Öte yandan kendi çabaları ve emekleriyle toplumda sanatçı ünvanı almış değerli insanlarımız var ve çok iyi oyuncular, yönetmenler olmuşlar. Tarihin her döneminde bizim üzerimizde kamusal sorumluluklar varken ve bu ünvanları gerek bize devlet gerekse vatandaşlar vermişken; böylesi bir dönemde devlet ve bakanlığın bize sırt dönmesi, kaderimize terk edilmemiz tiyatro kültürüne geri dönüşü imkansız zararlar verebilir. Birkaç yerel yönetim hariç hiçbir yerel yönetim de kendi kentinin sanatçılarına, sanat kurumlarına destek vermiyor. Belki şehirleri, o şehrin insanlarını, kültürünü ve özel durum ve sorunlarını sahneye taşıyan, anlatan veya tanıtan sanatçılara malesef yerel yönetimler de sırt dönmüş durumda. Bu hal böyle devam ederse üzülerek söylüyorum ki önümüzdeki dönem belki de çok daha fazla sahnemiz kapanabilir."

"3 Mart Grizu Faciası'nı Tüm Ülkeye Anlatacağız!"

264 Madencinin hayatını kaybettiği 3 Mart Kozlu Grizu Faciası'nı anlatan Karalığın Yüreği oyununa ilişkin de konuşan Failet Küçük; "Turne programımız pandemi sebebiyle iptal oldu. Oyunumuz aslında geçmişten bu güne kadar madenci ailelerinin yaşadıklarını anlatıyor. Bir madenci oyunu olmasının yanısıra bir kadın oyunu da! Oyunda 3 Mart'ta Grizu'da şehit olmuş bir madencinin evinde eşinin o maden faciası sırasında yaşadıklarını anlatıyoruz. 

Zonguldak'tan, Yenice'Den, Ereğli'den, Çaycuma'dan, Amasra'dan oyunla buluşmak isteyen çok sayıda insanımız oldu. Hepsine bir araya geleceğimize dair söz verdik. Ayrıca bölgemiz dışında oyunumuzun Ege, Akdeniz ve Marmara gibi turne programları çıkacak. Yani 3 Mart'ı, Kozlu'yu tüm Türkiye'ye anlatacağız. Zonguldak'ta on yılı aşkın yaşamış, tiyatro ile tanışmış ve oyuncu olmuş bir oyuncu olarak benim bu aziz şehre bir nevi borcumu ödemiş hissetmem için bunu yapmam gerekiyordu.

Aralık veya Ocak ayında pandemi süreci normalleşme eğilimi gösterirse oyunu Batı Karadeniz'de 6-7 noktada oynamayı planlıyoruz. Ayrıca 3 Mart'ın yıl dönümünde tekrar Zonguldak'ta madenci ailelerine bu oyunu oynamak, kahraman madencilerimizi elimden geldiğince unutturmamak ve ülkemizin her yerinde anlatmak, yaşatmak istiyorum." dedi.(Haber-Ercan Demir)


Editör: Haber Merkezi