TUTUNUYOR MUYUZ?

 

 “Bazılarımız şiirlere, şarkılara, filmlere, kitaplara tutunuyor… Sanırım artık insan, tutunamıyor insana.” diyor üstat. Sen de herkese üstat diyorsun bu da kim, hangisi demiş bunu diyen soran varsa eğer; Oğuz Atay diyeyim ben. Adam sanırsın beynimde yaşıyor; inanın üstadın 7 kitabını var, hepsini de okudum. “ Tutunamayanlar (724 sayfa), Tehlikeli Oyunlar ( 479 sayfa ), Oyunlarla Yaşayanlar, Korkuyu Beklerken, Bir Bilim Adamının Romanı, Günlük ve Eylembilim ( kronolojik sırası)” üstadın bu 7 eserinde de aklıma yatmayan, beni yanıltan tek bir cümle yok desem abartmış olmam. Sevdiğim zaman dibine kadar sevdiğim doğrudur, bu sebeple bu adama müthiş vefa borcum bulunmaktadır. Bu nedenledir ki, Öküz Çarpması kitabımı ona doğum günü hediyesi olarak yazmam, Tiyatro Topluluğumun adının da “Oğuz’cum Atay” olması. Neyse üstadımın sözüne dönelim; eee sizler nasıl tutunuyorsunuz? Can alıcı soruyu sordum; hadi düşünün bakalım, ben yeni bir paragrafa geçene kadar.  

Evet, cevapları alabilir miyim? Neye tutunuyorsunuz? Benim paraya tutunan tanıdıklarım var sizlerin var mı? Yalakalıkla tutunanları da tanıyorum; ya siz? Karakterini teslim eden, iplerini başkalarının ellerine verip tutunanlara denk geldiniz mi? Başkalarının güdümünde tutunanlara artık tutunmayın deseler ne yapacaklar, fikri olan var mı? Yok mu abi cevabı olan, arkadaş bir cevap verin ya. En güzel tutunma yolu aşk esasında değil mi? Var mı aşk ile tutunan?  Mesela Öküz Çarpması kitabında başkarakter Tansel’e kafasındaki diğer Tansel dalga geçerken; Orijinal Tansel şöyle cevap veriyor; “ Aşk bu kadar kolay değil. Senin dediğin gibi olmuyor, o devirleri ben bitirdim. Lay lay lom ilişkiler bana göre değil. Ben, sen ve senin gibiler gibi AVM’de kafede yalandan sevgilisinin gözleri bakıp ‘Seni Seviyorum’ diyenlerden olmayıp; Doğu ve Batı arasındaki oynan TEHLİKELİ OYUNLARa kitlenip KORKUYU BEKLERKEN TUTUNAMAYANLARdanım. Kabul tutunamadım ama bencil de olmadım.” Karakterim Tansel’de cevabında üstada selam yollamış. Farkında mısınız; sizlere düşünme zamanı vermek için biraz konuyu yayıyorum; dallandırıp budaklandırıyorum. Sizleri sevdiğim için yapıyorum bunu. Siz de bir cevap verirsiniz bana umarım. İsteyen özelden de cevap verebilir, mail adresim köşemde görünüyor.

Sevgili ve Saygıdeğer okuyucular, siz hayata ne ile tutunuyorsunuz? Esasen çok basit bir soru ama bir o kadar da yoğun. Ne ile tutunduğunu bilmek için bir de tutunmak lazım değil mi ama. He bu arada bir de tutulmak vardır? Mesela ben Sıla’nın sesinden Yıkılmışım Ben şarkısına tutuldum; sabahtan beri dinliyorum ve hatta şu an onu dinleyerek yazıyorum. Çok iyi söylemiş; ağzına yüreğine sağlık. Benim geyik falan yaptığımı umarım düşünmüyorsunuzdur? Size ne kadar ciddi olduğumu göstermek için tüm samimiyetimle önce ben cevap vereyim sizlere. Öncelikle bazı zamanlar tutunmuşluğum oldu ama şu aralar tutunmaya çalışıyorum; kâh tutunmuş gibi oluyorum kâh az kaldı şimdi olacak diyorum vs. Bu tutunma olayına cevap ararken; aile, inanç ve bazı manevi duyguları kenara bırakarak cevap arayalım yoksa cevap verirken kolaya kaçabiliriz. 

Üstadım Şiire Tutunmak dedi; evet bazen okuyarak bazen de yazarak tutunmuşluğum oldu. Bazen Cemal Süreya dizeleriyle tutundum, çoğu kez Ahmet Arif, kimi zamanlar Özdemir Asaf, Turgut Uyar dizelerinde, bazense “Uykuya değil rüyalarıma gitmek istiyorum” diyerekten kendi dizelerimde tutundum. Şarkılar desek, zaten az önce Sıla dedim, Emre Aydın var, Hüsnü Arkan, Cem Adrian, Yaşar Kurt, Şebnem Ferah, hatta yeri gelir Hakan Altun, Halil Sezai şarkıları; bazen de  “Mutluluk bu, adam seçer” diyerekten kendi şarkılarımla tutunmuşluğum var. Filmlere – dizilere girmek istemiyorum; ki girersek birkaç sayfa daha yazı yazarım gibime geliyor. İnsanlara gel artık diyorsanız? Dürüst olayım her zamanki gibi; tutunduğumu sandığım insanlar oldu ama sandığım işte. Sonrası birkaç dost, birkaç sevdiğim büyüğüm ve anlamlandıramadığım insanlar işte. Ama size söz; tutunduğum gün olur ve ben hala burada yazıyor olursam, direkt sizlere kim olduğunu söyleyeceğim. Belki ne yapalım, bizi mi ilgilendiriyor diyeniniz olabilir ve haklıdır da ama içimden geldi o cümle. Neyse ben cevabımı verdim, şimdi sıra siz de; ben bekliyorum. İsterseniz çakma bir isimle internetten yazının altına yorumla bile cevap verebilirsiniz. Maillerimi de devamlı kontrol edeceğim, bu bekleme umarım o gemi bir gün gelecek beklemesi gibi olmaz. Ama bende de olmayacak ve gelmeyecek olanı beklemek gibi güzel de bir huy var; neyse çok uzattım, ben bekliyorum haberiniz olsun.