AK PARTİ’DEN KUR’AN YAKMA OLAYINA SERT TEPKİ

TUNÇ, İSVEÇ’E SERT ÇIKTI
KENAN TUNÇ KUR’AN YAKMA OLAYINA SERT TEPKİ GÖSTERDİ. TUNÇ, ASIL HEDEFLERİ TÜRKİYE VE ERDOĞAN DÜŞMANLIĞIDIR 

Ak Parti Zonguldak İl Yönetim Kurulu Üyesi Kenan Tunç İsveç’te Kur’an-ı Kerim yakılması olayına sert bir şekilde tepki gösterdi. Tunç, yaşaşan çirkin olayı;
“ Birkaç gün önce terör örgütleri tarafından ülkemiz ve sayın Cumhurbaşkanımız aleyhine düzenlenen eylemlere “sözde özgürlük” adı altında göz yuman ve orada yaşananlara kör, sağır ve dilsiz kalan İsveç hükümeti şimdi de Stockholm Türk Büyükelçiliği önünde Rasmus Paludan isimli bir müptezelin milyarlarca insanın kutsal kitabı olan, yüce kitabımız Kuran-ı Kerimin yakılmasına sessiz kaldı. Hemen belirtelim ki nefret suçu ve ırkçılık asla düşünce özgürlüğü değildir. Böyle müessif olaylarla son zamanlarda zıvanadan çıkmış bir görüntü sergileyen İsveç hükümetini ve yüce kitabımızı ateşe veren kepazeyi şiddetle ve nefretle kınıyorum. ” sözleriyle kınadı.  
 Dış İşleri Bakanlığına “ Ülkemizin tüm uyarılarına rağmen, İsveç’te bugün kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim’e karşı yapılan aşağılık saldırıyı en güçlü şekilde lanetliyoruz" şeklinde bir açıklama yaparak aziz milletimiz adına tepkisini en bariz bir şekilde ortaya koydu. Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak öncelikle Devletimize bu vakur duruşundan dolayı şükranlarımı arz ediyorum. Allah (cc) devletimize zeval vermesin.” diyerek teşekkür eden Tunç, MHP Lideri Devlet Bahçelinin; “İsveç’in NATO üyeliği bu şartlar altında Gazi Meclis’in onayından geçemeyecektir. Dinimize, dilimize, değerlerimize, Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerimize hıyanetin ve saygısızlığın muhakkak bir sonucu olacaktır. Bu sonuca ulaşmak için diyorum ki: Aziz Milletim Sıra Sende.” sözlerine de destek vererek “Sayın Bahçeli’ye hissiyatımıza tercüman olan bu açıklamasından dolayı tebrik ve teşekkürlerimi arz ediyorum.” dedi. 

Kur’an- Kerim yakma olayının özellikle Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde gerçekleştirilmesinin nedenini “Türkiye’nin güçlenmesinden rahatsız olan kesimlerin hazımsızlığı ve Türkiye düşmanlığıdır. Bunların yaptıkları “ögürlük” maskesi altında İslam düşmanlığı, İslam düşmanlığı adına da Türkiye düşmanlığı yapmaktır. Başarılı olmaları ise asla mümkün değildir.” şekilinde ifadeler kullanan Kenan Tunç, “ Neden Özellikle Türkiye Büyükelçiliği? sorusuna verilecek cevap niteliğinde şu açıklamalarda bulundu.

“Neden Özellikle Türkiye Büyükelçiliği? Çünkü Savunma Sanayiinde destanlar yazmaya, Mavi Vatanda Enerji üsleri kurmaya ve dünya siyasetinde yönetilen değil yöneten olmaya başlayan bir Türkiye’den rahatsız olmaya başladılar. 

Çünkü onlar, uyuyan devin yeniden uyanmasından, Türkiye denen aslanının yeniden kükremesinden ve ayağa kalkmasından korktular.

Korktular. Mazlumların hamisi Payitahtın yeniden dirilişinden, dünya beşten büyüktür diyen bir liderin ardında milyonlarca yiğitle, kahramanla gelişinden korktular.

Korktular, Ortadoğu’da yaşanan gelişmelerden, birleşmelerden, kucaklaşmalardan korktular. 

Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan savaşta arabulucu, tahıl krizini çözmekte bir dahi olarak müslüman bir Türk evladını, Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı görmekten korktular. 

Türk Milletinin menfaatine yaşanan her gelişmede etekleri tutuştu. Her yerde rol almaya, ağa babalarının yazdığı senaryoları oynamaya başladılar. 

Durmuyor, dinlenmiyorlar. Ülkemiz üzerinde gece gündüz oyun oynuyor, tuzak kuruyorlar. Dün İha’lar, Siha’lar, bugün mukaddes kitabımıza yönelik yalanlar, iftiralar…

Hem içeriden hem dışarıdan en kıymetlilerimize saldırı üstüne saldırı, hakaret üstüne hakeret ediyorlar. 

Ama üstad Sezai Karakoç’un dediği gibi;

Ne yapsalar boş, göklerden gelen bir karar vardır,
Gün batsa ne olur, geceyi onaran bir mimar vardır.

Tunç, “Unutmayalım ki; Kâfirin kâfirliğini korkusuzca yaptığı bu dünyada Müslüman Müslümanlığını cesaretle yaşamadıkça mukaddes değerlerimize yapılan saldırılar durmayacaktır.” diye devam ettiği açıklamasını bu tür oyun ve tuzakları bozmak için neler yapılması gerektiğini şu sözleriyle tamamladı:

Merhum Abdürrahim Karakoç’un öteler ötesinden adeta yüreklerimize her gün fısıldayan şu sözleri ne kadar manidardır. 

"Beden ölür, çürür, cana bakın siz.
Kim kiminle yürür, ona bakın siz.
Bırakın dönsün dönme dolaplar.
Haktan hakikatten yana bakın siz."

İşte bu sözlere kulak verip kimlerle yürüdüğümüze ve körü körüne kimin değirmenine su taşıdığımıza baktığımız ve saflarımızı belirleyip tüm Müslümanlar olarak birbirimize sımsıkı kenetlendiğimiz gün, sadece İsveç eşkiyalarının değil, tüm İslam düşmanlarının korkudan ayak bağlarının çözüldüğü gün olacaktır.”
(Haber-Ercan Demir)

Editör: Haber Merkezi