‘31 Ekim Uluslararası Karadeniz Çevre Günü’ nedeniyle Kent Konseyi Çevre Çalışma Grubu basın açıklaması yaptı. 

Kent Konseyi tarafından Belediye Kültür Merkezi girişinde (BKM) Kent Konseyi Çevre Çalışma Grubu başkanı Sema Koç
tarafından basın açıklaması yapıldı. Koç, “Temiz deniz, temiz hava, yaşanılabilir doğa istiyoruz” dedi. 

Kent Konseyi Çevre Çalışma Grubu başkanı Sema Koç tarafından yapılan açıklamada; “Çok zengin bir ekosisteme sahip olan Karadeniz'in hem karadan hem de denizden ciddi bir kirlilik tehdidiyle karşı karşıya olması ve bu kirlilikle mücadelenin ancak bölgesel düzeyde sağlanacak işbirliği ile mümkün olabileceğinin anlaşılması üzerine, 1992 yılında Karadeniz'e kıyısı olan 6 ülke (Türkiye, Rusya, Romanya, Bulgaristan, Ukrayna ve Gürcistan) bir araya gelerek “Bükreş Sözleşmesi”ni imzalamış ve bu sözleşme daha sonraki yıllarda değişik protokollerle zenginleştirilmiştir. Anlaşmanın imzalandığı 31 Ekim günü “Uluslararası Karadeniz Günü” olarak ilan edilmiş ve böylece Karadeniz kıyısı boyunca yaşayan milyonlarca insanın Karadeniz'de deniz kirliliğinin önlenmesi ve ekosistemin korunması konusunda farkındalığının artırılması amaçlanmıştır. Tuna, Don, Dinyester, Kızılırmak, Yeşilırmak gibi 30'dan fazla akarsuyun beslediği geniş bir drenaj alanı olan Karadeniz'e boşalan nehirlerin havzaları ile bu nehirlerin etkileşimde olduğu alanlar düşünüldüğünde; Karadeniz çok geniş bir coğrafyadan etkilenmektedir.. Orta ve Doğu Avrupa, Kafkaslar, Balkanlar ile Anadolu gibi nüfus yoğunluğu fazla olan büyük bir coğrafyada çevresel unsurlar yeterince dikkate alınmadan kısa vadeli kalkınma politikaları gerçekleştirilmektedir. Bu da; kentleşme, altyapı, evsel, endüstriyel, tarımsal ve hatta askeri faaliyetlerden kaynaklı atık su ve katı atıkların yalnızca kıyısında bulunan ülkelerden değil; birçok ülkeden etkilenen, sınırlı bir şekilde dünya denizlerine bağlanan, doğal çevrimi uzun süren Karadeniz'de etkisi giderek artan ciddi bir çevresel yıkıma neden olmaktadır. Kısacası; Karadeniz sadece kıyısı bulunan ülkeler tarafından değil, aynı zamanda tüm Avrupa tarafından kirletilmektedir. Ayrıca, yine insan kaynaklı faaliyetler sonucu ortaya çıkan küresel iklim değişikliği, kıyı alanların doldurulması, sahil yolu yapımı gibi yatırımlar Karadenizdeki çevresel felaketi derinleştiren tehditlerdendir. Özellikle deniz çöpleri, Karadeniz ekosistemi üzerindeki en büyük çevresel tehditlerden biridir. Her yıl çoğunluğu plastik olan milyonlarca ton çöp denizlere ulaşmakta, denizel ortamdaki yolculukları süresince mikro ve nanoplastiklere parçalanıp daha fazla alana yayılarak besin zincirine dahil olmaktadır. Bu kalıcı kirleticiler; deniz canlılarını, kontamine olmuş deniz ürünleri yoluyla insan sağlığını ve ekonomiyi olumsuz yönde etkilemektedir. Karadeniz'de deniz suyu kalitesinin bozulması, biyolojik çeşitliliğin azalması, denizin yaşanabilir alanı olan oksijenli tabakanın daralması ve Hidrojen Sülfür içeren tabakanın genişlemesi sonucu denizin asidifikasyonu çevresel yıkımın en belirgin sonuçlarındandır. Karadeniz'in kirlenmesi ve ekosistemin bozulmasının temelinde tamamen insan kaynaklı karasal ve denizel sebepler yatmaktadır. Bu sebepler; 

Hızlı ve plansız kentleşme 

Endüstriyel kirlenme 

O İklim değişikliği kaynaklı yağış ve sıcaklık dengesizlikleri, Yasadışı ve aşırı su ürünleri avcılığı veya yetiştiriciliği, Uluslararası yoğun deniz trafiğidir. Ülkemiz Karadeniz kıyılarında ise; Sedece Karadeniz'i değil, tüm gezegene zarar veren etkenlerin başında termik santraller, akarsu yataklarına, sulak alanlara, sahillere yapılan beton inşaatlar, işgal edilen kıyılar, arıtılmadan denize boşaltılan evsel ve sanayi atıklar, sahillere atılan plastikler gelmektedir. Nükleer santral ve gemi söküm tesisi yapılmak istenmesi ise, bölge için son derece tehlikeli tehditlerdir. Yaşanan ekolojik kriz, küresel ısınma ve iklim değişikliği toplumsal, politik, kültürel ve ekonomik sorunlardan bağımsız düşünülemez. 
Şöyle ki, Türkiyemizin Karadeniz kıyıları diğer kıyı ülkelerinin ve Tuna havzası ülkelerinin kurtulmak istediği kirlilik için bir çöplük durumuna gelmiştir. Karadeniz'de uluslararası deniz trafiği nedeni ile, gemi ve petrol kökenli kirleticilerin verdiği zarar sonucunda, deniz canlıları gittikçe azalmaktadır. Ticari önemi yüksek olan kıymetli deniz ürünleri örn: orkinos, kalkan, uskumru, kolyoz..gibi balıkların türleri maalesef azalmaktadır. Türkiyenin Karadeniz sahillerinde sürdürülebilir balıkçılığın ve bioçeşitliliğin korunması amacıyla, doğaya ve tüm canlılara duyarlı, toprağına, havasına, suyuna sahip çıkan , tüm canlıların yaşam hakkını sağlayacak politikalar için alınacak tedbirlere katkı vermenin hepimizin görevi olduğunu bir kez daha hatırlatmak. Zonguldak'ta ise, Karadeniz'in maruz kaldığı genel çevre sorunları yanında, önemli bir sorun olarak yaşadığımız, sahil şeridindeki benzinliklerin karşısındaki alanda, 2009 yılında çöp dökümüne kapatılan çöp deponi alanının, üzerinden 12 yıl geçmesine rağmen, çevre kirliliği yaratmaya devam etmesidir. Mevcut atık yığının içindeki enjöktörler, plastikler ve tıbbi atıklar dalgalarla Kozlu sahiline ve diğer sahillere sürüklenerek sağlığımızı tehdit etmektedir. Geçen yılki 31 Ekim Karadeniz Gününde teknelerle sahaya giderek yaptığımız etkinlikte konuya dikkat çekmiş ve yetkililerden çözüm istemiştik. Geçtiğimiz bir yılda mevcut çöp yığınının taşınmadığını ve sorunun aynı şekilde davam ettiğini üzülerek görmekteyiz. 
Ayrıca,kentimizdeki kanalizasyon atıklarının tamamının arıtmaya bağlanamamış olması, termik santrallerden denize boşaltılan sıcak sular, derelere, denize ve sahillere atılan plastikler ve hafriyat atıkları Karadeniz'i tehdit eden diğer) kirletici unsurlardır. Zengin kaynakları ile birlikte ekonomik değere sahip olan denizimizi iyileştirmek ve korumak için gerekli işbirliğinin; genelde kıyıdaş ülkeler ve ilgili diğer havza ülkeleri ile özelde ise yerel yönetimler, kamu kurum/kuruluşları, üniversiteler, özel kuruluşlar ve sivil toplum kuruluşları ile yapılması gerekmektedir 
Herseyden önce yerelde yaşayanlar olarak bizler, Karadeniz'in çevre sorunlarına karşı toplumsal farkındalığımızı artırmak zorundayız 
Bugün buradan, Zonguldak Kent Konseyi Çevre Çalışma Grubu olarak yerel yönetimleri ve tüm halkımızı her canlı için yaşam kaynağı olan çevremizi, denizimizi ve doğamızı korumaya ve yönetim birimlerimizle birlikte gerekli önlemlerin alınarak çevremizi ve Karadeniz'i korumaya davet ediyoruz” diye konuştu. 

Haber: AYTAÇ ÖZTÜRK

Editör: Haber Merkezi