Bir özel hastane düşünelim…Adı üstünde “özel” hastane…Bu hastanede ücretli muayene ve ücretli tetkik ve tedavi uygulaması olduğundan, sağlık hizmetinin daha üst seviyede verileceğini de düşünürsünüz.Diyelim ki, çeşitli “tahliller” yaptıracaksınız.Başlangıçta sonuçlardan “emin” olursunuz, nasıl olsa “özel” hastane, daha dikkatli, daha özenli, daha duyarlı olur, diye güvenirsiniz.Ne var ki, her zaman öyle olmuyor işte …Önce paranızı, sonra “kanınızı” alıyorlar ama, sonuçlar “yanlış” çıkıyor.Al başına belayı !..Bir anda elinize mesela “kanser” işaretleri veren tahliller tutuşturulsa ne yaparsınız?..  *** Yanlış tahlil sonuçları, yanlış teşhis ve yanlış tedaviyi birlikte getirmez mi?..Diyelim ki, yanlış sonuçlar nedeniyle “kanser” tanısı kondu, ona göre ilaçlar verildi, ona göre tedavi yöntemleri uygulandı…Hastanın uğradığı maddi ve manevi zararı, psikolojik travmayı telafi etmek mümkün olabilir mi?..Tedavi olmak isterken, hem beden, hem de ruh sağlığını kaybetmesi muhtemel bir hastanın durumunu düşünün…Özel hastanelere ve özel sağlık kuruluşlarına karşı değiliz, sağlık hizmetini en iyi şekilde vermeye çalışan, insan sağlığını ticari kaygılardan çok önde tutan özel hastane ve sağlık kuruluşlarını tenzih ediyoruz.Kötü örnek “örnek” olmasa da, oluyor böyle vakalar !.. *** Kendi içindeki çelişkilerden kurtulamamış, kendi içindeki ortaklarının “kuyu kazma” savaşlarının alabildiğine devam etttiği, sağlıktan önce “parayı” düşünen, iş disiplininin bulunmadığı, kimin elinin kimin cebinde olduğu belli olmayan, birtakım “ilişkilerin” ayyuka çıktığı bir özel hastane…Gayrıciddi bir özel hastaneden, “ciddi” tahlil sonuçları beklemek beyhude zaten !..Ünlü sanatçı merhum Nejat Uygur’un ünlü tiyatro oyununa ismini verdiği gibi…Hastane mi?..Kestane mi?..Hiç belli değil…(Söz Meclisten İçeri/Erhan Çakmak)
Editör: Haber Merkezi