Zonguldak Ticaret Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Demir, Kanal Z Genel Genel Yayın Yönetmeni Simge Kırlı’nın sunduğu ‘Günün Konusu’ programında canlı yayın konuğu oldu. 

Kanal Z Stüdyolarından gerçekleşen canlı yayında Başkan Metin Demir, Genel Yayın Yönetmeni  Simge Kırlı, Susma Gazetesi Yazı İşleri Müdürü  Bahattin Arı ve Karaelmas Gazeteciler Derneği Başkanı Mustafa Emen’in sorularını yanıtladı. 

DEREYE SU GELİNCEYE KADAR KURBAĞANIN GÖZÜ PATLARMIŞ 

Rödovans sorunu neden çözülmüyor? Soma maden faciasının ardından tüm sorumluluk yük Zonguldak’ta ki rödovansçılara bir yük olarak verildi?  Sorusunu yanıtlayan Metin Demir, “Bizim 1990 yılında rödovans usulü işletmecilik yaptığımız bir hikayemiz var. Şu anda Zonguldak’ta 26 rrödavanslı saha var. Saha işletmeci arkadaşlarımız bu alanlarda çok büyük başarı göstermişlerdir. Devletin artık buradan bir katkı gelmez burayı terk edelim dediği yerlerde özel sektör ile girişimci arkadaşlarımız buralardan ciddi miktarlarda kömür üretmeye başladılar. Ciddi oranda istihdam sağlamaya başladılar. Bu hikaye 1990 yılından 2011 yılına kadar hep büyüyerek geldi. 2011 yılının sonuna geldiğimizde özel sektör ocaklarında 5500 çalışan sayısına ulaştık. Üretimde ise 1 milyon 100 bin ton seviyesine ulaşarak neredeyse bizim ev sahibimiz olan Türkiye Taşkömürü Kurumu’nu yakalayacak hale geldik. Dolayısıyla TTK’nın küçülmesi sebebiyle sorun yaşayan Zonguldak’a çok ciddi bir katkı oldu. 2014 yılında Soma yasasın olarak bilinen yasa düzenlemeye girdi. O dönemde 301 madenci kardeşimizi kaybettik. Hükümetti çok hızlı bir şekilde buna bir reaksiyon göstermek zorunda kaldı. Bu kazaların tekrardan yaşanmaması için iş güvenliği tedbirlerini birkaç kademe daha ileriye taşınmış oldu. Diğer yandan da madenci kardeşlerimizin çalışma şartlarını değiştirecek bir paket hazırlandı. Biz madenci kardeşlerimizin ne kadar zor şartlarda çalıştığını gayet iyi bilen bir aileyiz. Dolayısıyla Zonguldak‘ta yeraltında çalışan madenci kardeşlerimiz dünyanın en iyi maaşını hak ediyorlar. O dönemde bakanımız Taner Yıldız beye biz bunların hiçbirine itiraz etmiyoruz. Madenci arkadaşlarımız çok daha kazansınlar. Daha güvenli ocaklarda çalışsınlar. Lakin bunun bir de özel sektör firmalarında bir yansıması olacaktır. Siz TTK’ya bir ihale düzenlediniz biz de bu ihaleye özel sektör firmaları olarak katıldık. İlgili sahada ne kadar fon yılda üretim yapabilecek teknik bir girişimde bulunduk. Bunun karşılığında Türkiye Taşkömürü Kurumu’na ne kadar rödovans bedeli ödeyeceğimizle ilgili bir teklifte bulunduk. Her ihaleye hazırlanırken insanlar o dönemin ekonomik koşullarına göre hazırlık yaparlar. O tarihteki ihaleye katılan arkadaşlarımız gayet basiretli bir şekilde hesap yaptılar. Güncel maliyetlere bakarak bir teklif sundular. O dönemde devlet kuralları değiştirdi ve bizde Bakanımıza hiçbirine itirazımız yok. Ama bizim  sözleşmelerimizde buna güncellensin. Sayın bakanımız da bize hiç merak etmeyin, işçi arkadaşlarımızın maliyetlerimiz bir paket halinde hallettik. Biz bunun size olan yansımalarınıda telafi edeceğiz ve sizin gönlünüz rahat olsun, yatırıma üretime devam edin demişti. Bu hazırlıklar 2015 yılının şubat ayına kadar devam etti. Şubat ayında bir telafi düzenlemesi yayınlandı. Ama bir baktık ki, bize getirilen maliyet 100 TL ise ancak 15,20 lirasını karşılayacak bir düzenleme yapıldı. Biz yeniden Bakan beyle görüşmeye gittik. Biz bu konuyu böyle konuşmamıştık. Diğer bize hükumetimiz bakanlığımız Zonguldak‘dan özel sektörün Üretici kömüre ekonomimizin Bakanlığımızın buna ihtiyacı yok siz bu alanları kapatın diyorsanız biz kapatırız dedik. bakanımız da, öyle bir şey olmaz biz Zonguldak‘dan çıkartılan her bir ton kömürü önemli görüyoruz. Cari açığı azaltmamıza uygun bir kömürdür ve biz bunu çözeceğiz siz yolunuza devam edin demişti. Biz çalışmaya devam ettik ancak bu süreçte arkadaşlarımız zararını çalışmayı sürdürürler. İkinci bir yasal düzenleme çalışmaları devam ederken geldik haziran seçimlerine. Haziran seçimlerinden hemen önce bakan beyle görüşmüştük. Seçimden sonraki ilk işimiz bu demişti. Sonra seçimlerden sonra hükümet kurulamadı ancak kanun yapma yetkisi yoktu. Sonra 1 Kasım seçimlerini bekleyeceğiz denildi. Aynı parti hükümeti devam etti ama bakanlıkta isimler değişti. Devlette devamlılık esastır ama bakanlıklar değiştiği zaman kadrolar da bazı değişimler oluyor. Biz tekrar derdimizi anlatana kadar yine bir süreç geçti. Yine bir yasal düzenleme yapıldı ama baktık ki bizim istediğimiz düzenleme olmadı. Geçen yıl şubat, mart ayı gibi bakanlıkta şu konuda uzlaştık, orasından, burasından kesildi. Bize siz önce Türkiye Taşkömürü kurumuyla oturun onların itiraz etmeyeceği onların Sayıştay’a takılmayacağım düzenleme haline getirin. Sonra TTK ile bakanlık arasında mape isimli kurumla istişare edin. Bunun köklü çözümü ne ise bize düzenleyin getirin. Biz de gereğini yapacağız demişti. Biz de tarif ettikleri gibi önce Türkiye Taşkömürü kurumu ile sonra da diğer kurum ile uzlaştık ve sonra Bakan yardımcımızın önüne dosyayı sunduk. Bu süreç yürürken meclis tatile girdi. Sonra meclis açılınca ilk işimiz bu olacak denildi. Meclis açıldı bu defa da gündemde olan EYT gibi gündemle doldu. Bu süreçte bakanımız, Bakan yardımcımız eski müsteşarlarımız, genel müdürlerimiz daire Başkanlarımız Zonguldakdaki Rödovanslı sahaların devlet tarafından getirilen bir düzenleme ile sorun yaşadığını bu konuda özel saha sahibi arkadaşlarımızın haklı olduğunu bunun telafi edilmesi gerektiğini kabul etmeyen kimse yok. Bize denilen sizin işinizi en kısa sürede ilk fırsatta çözeceğiz. Eskilerin bir lafı var, dereye su gelene kadar kurbağanın gözü patlarmış. Su gelecek telafi edilecek de ne zaman edilecek.”

(HABER: AYTAÇ ÖZTÜRK)

Editör: Haber Merkezi