Türkiye'nin terörle imtihanı Osmanlı döneminde 1815 yılında Batılı ülkeler tarafından düzenlenen Viyana Kongresi ile başlıyor.

Anılan kongrede, Osmanlı topraklarında yapay bir " Şark Meselesi " oluşturulması ile bölücülük faaliyetlerine zemin hazırlandığı görülüyor.

Batılı ülkelerin Osmanlı topraklarını bölüp parçalamak amacı ile hazırladığı bölücülük senaryosunun bugün Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türk Polis Teşkilatı ve MİT'in ortak operasyonları ile yok olma noktasına getirilen PKK ve yan örgütlerinin temelini oluşturduğunu söylemek olasıdır.

Cumhuriyet döneminde başlatılan iç isyanlar da aynı senaryonun devamı şeklinde tanımlanabilir.

Cumhuriyet tarihimiz boyunca ülkemize musallat olan terör örgütleri renk ve şekil değiştirmiş olsa da, aslında hepsi aynı merkezlerden yönetilen taşeron örgütler olarak ortaya çıkmıştır. PKK, PYD-YPG, DHKP-C, FETÖ ve benzeri terör örgütleri, yabancı ülkelerin gizli servislerinin yönetim ve denetiminde ülkemizin varlığına, bekasına ve toprak bütünlüğüne yönelik terörist eylemler gerçekleştirmiş, 15 Temmuz vatan haini darbe girişiminde olduğu gibi Hükümeti devirip, devleti ele geçirmeye çalışmış, Türkiye Cumhuriyeti bütün bu melanet örgütleri ve onlara para, silah, mühimmat ve lojistik destek sağlayan birçok ülkeye karşı mücadele etmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti, terörle imtihan edilmeye, terörle terbiye ve dizayn edilmeye çalışılmış, bunu sağlamak üzere son derece profesyonel yöntemlerle her türlü alçaklık ülkemize karşı kullanılmıştır.

Bütün bunlara karşı Türkiye Cumhuriyeti, askeri, polisi ve istihbarat birimleri ile büyük bir mücadele vermiş, şehitlerimizin kanı yerde kalmamış, özellikle son yıllarda yapılan yapılan yoğun ve etkili operasyonlarla PKK ve benzeri terör örgütlerinin beli kırılmış, nefesleri kesilmiştir.

*

İstanbul Taksim'de İstiklal Caddesi'nde PKK'lı bir kadın teröristtin bombalı saldırısı güvenlik güçlerimiz tarafından çok yönlü soruşturuluyor.

Bu saldırıyı artık can çekişen PKK'nın "hala ölmediğini" göstermek için yaptığını değerlendirenler olduğu gibi, 6 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine, 81 vatandaşımızın da yaralanmasına neden olan bu alçak saldırının bir "arka planının" olduğu, Türkiye'ye mesaj verilmek istendiği bizzat İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu tarafından ifade edilmiş ve ABD'ye atıfta bulunmuştur.

Sayın Soylu, " ABD'nin taziyesini kabul etmediklerini" ifade ederek, çok net bir duruş sergilemiştir.

ABD'nin ve birçok Avrupa ülkesinin PKK'ya ve diğer terör örgütlerine gizli veya açık destek verdiği biliniyor.

Bombalı saldırıyı gerçekleştiren kadın terörist ile kendisiyle birlikte olan ve halen aranmakta olan diğer terörist hakkında Yunanistan'a kaçırıldıktan sonra "infaz" kararı verildiğine ilişkin bilgiler, "arka plan" tezinin çok doğru bir tespit olduğunu da göstermektedir.

*

Bütün bunların yanında Türkiye'nin terörle imtihan edilmesinin asıl nedeni, ülkemizin büyük bir hızla kalkınma hamlesini gerçektirmekte oluşu, savunma sanayiinde yerli ve milli üretim ile büyük güç kazanması ve bölgemizin lider ülkesi Türkiye'nin yakın bir gelecekte dünya sıralamasında ilk 10 ülke arasına girme hedefinin gerçekleşme endişesidir.

Türkiye, terör odaklarının sahiplerini korkutuyor.

Özellikle, Türkiye Cumhuriyeti'nin liderliğinde, Avrupa Birliği, Asya Birliği ve saire birliklere alternatif olarak " Türk Birliği"nin kurulması yönündeki adımlar başta ABD olmak üzere Batılı ülkelerin uykularını kaçırıyor.

Türk Birliği büyük bir ülküdür.

Bunun adı 'Kızıl Elma"dır.

Yeryüzündeki bütün Türk devletlerinin, ekonomik, sınai, sosyal ve kültürel anlamda büyük bir teşkilat altında birleşmiş olması…

Sayın Cumhurbaşkanımızın sözlerini hatırlayalım…

" Bu yüzyıl, Türk yüzyılı olacak"

ABD'yi, Avrupa'yı, yeryüzünde terör odaklarını besleyen her kim varsa, hepsinin yüreklerini ağzına getiren budur işte…

*

Türkiye Cumhuriyeti, terör odaklarının arkasında hangi devlet veya devletler olursa olsun, terörle sonuna dek mücadele etmek ve terörü yok etmek kudretine sahiptir.

İstanbul Taksim'deki bombalı saldırı planlı, programlı ve özellikle "zamanlama" konusunda dikkat çeken bir eylem olmakla birlikte, ülkemizi kaosa sürüklemek amacına hiçbir zaman ulaşamayacaktır.

Türkiye, terörü yendi…

Bundan sonra da yenmeye, yok etmeye devam edecek.