Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) çatısı altında kurulan Amasra Maden Kazasını Araştırma Komisyonu, dün itibariyle 10. toplantısını gerçekleştirirken, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz’ın ortaya koyduğu belgeler ve tespitler komisyona yine damga vurdu.

Yavuzyılmaz, Türkiye Taşkömürü Kurumunun (TTK) komisyona farklı zamanlarda sunmuş olduğu haritalar ile havalandırma şemalarındaki önemli tutarsızlıklara dikkat çekerken, “Metan gazı sensörlerinin, vantilatörlerin ve hava kapılarının yerlerinin daha öncesinde komisyona sunulan harita ve plandakinden farklı olduğu” ortaya çıktı.

CHP’li Milletvekilinin, patlamanın yaşandığı -320 kotunda, metan gazı seviyesi yükseldiğinde otomatik kesilmesi gereken elektriğin de kesilmediğini yönündeki tespiti ise komisyonun seyrini olduğu gibi değiştirirken, Yavuzyılmaz’ın konuşmasında şu detaylar öne çıktı:

“TTK’nın komisyona sunduğu haritalar birbirinden farklı”

“TTK, sensörlerin bulunduğu konumları gösteren haritayı geçtiğimiz hafta talebimiz üzerine komisyona gönderdi. Ancak bu sensörlerle ilgili gönderilen harita, TTK’nın daha öncesinde meclis araştırma komisyonuna sunduğu haritayla aynı değil, çok farklı. Burada -320 kotunda CH-27 metan gazı sensörü arından 15-20 metre uzaktayken , TTK'nin daha öncesinde gönderdiği haritadaysa sensör arına 60-70 metre mesafede. Ya, bu nasıl bir hata; bunu açıklamanız gerekiyor, neden sensör yerlerini plan üzerinde değiştirdiğinizi açıklamanız gerekiyor. Kaldı ki farklılıklar bununla da sınırlı değil, aynı zamanda -350 kotundaki 32 numaralı ve 25 numaralı metan gazı sensörlerinin de yeri bize daha önce sunduğunuz sensörlerin yerleriyle oldukça farklı.

Yine verdiğiniz yanıltıcı bilgilerden hareket edersek, şimdi, burada patlamanın gerçekleştiği -320 kotunu görüyoruz, burada 4 tane tali vantilatör var. 350 kotunda görünen bir tanesi arızalanıyor. Ancak havalandırma planı aslında bize daha önce teslim edilen planlardan farklı. -320 kalın damara yakın olan vantilatörler aslında orada değil. Onlar 350 kotunda. Arızalı olan da orada, dolayısıyla bu planda büyük bir hata var. Aslında hata değil de bir yanıltma var.

“Kapıların yerleri de haritalarda farklı görünüyor”

-320’deki patlamanın olduğu yer ile bu galerinin önünü kesen nefeslik kısmında bir hava kapısı var mı? Komisyona sunulan TTK’nın şemasına göre 2 tane hava kapısı var. Daha doğrusu kapı var da hava kapısı mı orası meçhul. TTK’nın bize verdiği ölçekli plana göre hava kapılarının yeri bize verilen plandaki gibi değil. Yerleri farklı. Bize verilen plandaki hava kapısının bulunduğu yer -320 kalın damara doğrudan gazın boşalabileceği şekildeyken, yeni plandaysa yine 2 tane hava kapısı var ancak -350’deki kör galerinin önü kapatılmış durumda. Bakın, bilirkişi raporu da burada. Bilirkişi raporunda ise 3 tane hava kapısı var. TTK'nin Komisyona sunduğu hava kapısı 2 tane; TTK'nin Komisyonun sorduğu sorulara verdiği yanıtlardaki 2 hava kapısının yeri farklı ve bu çok şeyi değiştirir.

“Patlamanın yaşandığı kotta elektrik kesilmedi, facia göz göre göre geldi”

Evet, şimdi hayati bir tespite doğru yaklaşıyoruz yani konunun özüne. Bu tespit olayın sorumluluğunu, komisyonun seyrini olduğu gibi değiştirecek nitelikte. Bakın burada müessesenin elektrik planı var. Sensörlerin metan gazı seviyesi yüzde 1,5'u geçince devre kesiciyi otomatik olarak harekete geçirmesi, devre kesicinin de bölgede ki konveyörlerin de bağlı olduğu hattaki elektriği kesmesi, ama temiz havayı da kesmemesi gerekiyor. Aslında TTK'nın raporunun da, savcılığın fezlekesinin de dayandığı bir nokta var, yani aslında varsayım şuna dayanıyor, diyor ki: "Burada -320 kalın damarda patlatmalar yapıldı, metan gazı seviyesi yükseldi ve 1,5 seviyesine geldi; bunu orada bulunan 27 numaralı sensör algıladı, merkez gaz izleme servisinde de bu durum tespit edildi ve devre kesici elektriği kesti. Sonrasında varsayımına göre devam ediyor; -320 kalın damardaki 2'nci patlatmayla birlikte de metan gazı seviyesi yükselince arın bölgesinde patlama oldu diyor. Emniyet fezlekesinde yer alan bu 2'nci patlatmanın barutçular tarafından usulsüz, mevzuata aykırı usullerle yapıldığıyla ilgili bu kısım gerekçe gösterilerek sorumluluk doğrudan barutçunun üzerine bırakılıyor.

Diğer yandan metan seviyesi %1,5’u geçtikten sonra sensör bu bölgede bulunan elektriği kesti deniyor değil mi? Ama kesmedi! Patlama olduğu ana kadar bu bölgedeki elektrik hiç kesilmedi. Bakın neden kesilmedi? Bunu bir elektrik mühendisi olarak söylüyorum. TTK'ya sorduğumuz sorulardan bir tanesi "Hangi sensörler, hangi devre kesicilerine bağlıdır?" sorusuydu yani ‘Bu devre kesiciler neredeki hangi elektrik ekipmanlarının enerjisini kesmektedir?’ diye sormuştuk. 1,69 seviyesine metan oranının çıktığını tespit ettiğsensör 27 numaralı sensör. ‘Yani arına en yakın olan sensör; bu, 1,69'a çıkıyor, 27 numaralı sensör.

Verilen yanıtta, ek 3 tablosunda diyor ki: "24, 36, 27, 26, 80 numaralı sensörler -300 2'nci rekup istasyonuna adreslenmiş.’ Neresi -300 2'nci rekup, bakın, şuradan göstereyim: Hani, bu, bize verilen kot haritasında görünmeyen şu kısım var ya, 11 işçinin çalıştığı; o bölge. Yani, CH27 sensörü 1,69'a çıktığında, evet, devre kesici devreye girdi ama -300 kotunun 2'nci rekup bölgesinin enerjisini kesti, yani -320 kotundaki konveyörleri besleyen hattaki enerji hiç kesilmedi. Yani özetle 320 kotundaki 1,69'u, metanı gördüğümüz sensörün kestiği devre kesici kendi bulunduğu kattaki konveyörlerin enerjisini kesmiyor. Verilen yanıtta sensörün adresi, sensör numarası, tarihi, tek hat şemaları hepsi güncel, resmi veri. Yani patlama gerçekleştiği anda, eksi 320 galerisinde elektrik kesilmemiş durumdaydı. Facia göz göre göre geldi.”

(HABER MERKEZİ)

Editör: Haber Merkezi