Hatırlarsınız eskiden hastane koridorlarında, doktor odalarında duvarda asılı olan tabloyu… Kaşlar yay gibi, sağ taraftan atılan bir bakış, işaret parmağı dudakta ve yapılan o ‘Şşşşttt!’ olun ikazını…
Götürdüysem sizi eski hastane günlerine… Hadi hatırlayın bakalım o günleri…Oluşan kuyruklar, ayakta bekleyen hastalar, eczane sırası, paran yoksa rehin kalmaların…. Bunlar geldi aklınıza hemen demi?
 Teknolojinin ilerlemesiyle tıp sektörü de inanılmaz hızlı gelişti. İlaçların ve muayenelerin yazıldığı koca koca defterler vardı, hatırlayanlarınız olacaktır. O dönemde doktorluk ve hemşirelik yapmış arkadaşlar ne denli zorluklar yaşandığını çok daha iyi bilirler. Değinmek istediğim konu bu değil. O dönemde olan, şu an ise nasıl olmadığına inanamadığım bir olgu var… SAYGI…
Elinizi vicdanınıza götürün!
Oturduğunuz yerden randevu alabiliyorsunuz belki ama hangi güne atarsa sistem razı geliyor, birde gittiğinizde bile sıra bekliyor, o kargaşanın bedelini birde doktorlara kesiyorsunuz!!!
Şimdi doktor sırasını sıcacık hastane içinde bekliyor olabilirsiniz doğru, fakat içerideki hasta 3-4 dakika fazla dura dursun bunun da faturasını doktorlara kesiyorsunuz!!!
Kardeşinle kanlı bıçaklı kavga ediyor, öldürmeye teşebbüs ediyorsun! Doktor ‘Hastamızı kaybettik, başınız sağolsun’ dedi diye tekme tokat doktor dövüyorsunuz!!!
Çocuğunuzun ateşi 37,5. Doktor antibiyotiksiz toparlamaya çalışalım diyerek rutin yapmanız gereken şeyleri söylüyor! Antibiyotik vermedi diye bağıra çağıra odadan çıkıyorsunuz! Antibiyotikolik olmuşsunuz!
Ambulans çağırıyorsunuz! Geç geldi diye 112 ekiplerine saldırıyorsunuz! 
Çocuğunuzdan kan alınacak. Anne gergin, baba gergin, çocuk ebeveynlerinden daha gergin… Basıyor çığlığı, hemşirenin başında bekliyor, bir damar yolu bulamadın mı diye hadsizce söyleniyorsunuz!
Acil servise geliyor. Dinlenerek geçireceğiniz bir salgını, serum taktırmak istiyorum diye hatta üstüne birde içerik belirtip sarı serum istiyorum diyecek kadar da küstahlaşıyorsunuz! İş öğretmeye kalkıyorsunuz!
Birde kurgu ustası olmuş, içeride bize neler yapıyorlar Allah bilir, sağ giren ölü çıkıyor naraları atıp birde kendinize inanan insanlar buluyorsunuz!
Sahi siz hiç utanmıyor musunuz?!
Çocukluğumuzda ki o saygı nerede! Doktora giderken temiz giyinen, çorabına kadar özen gösteren bizlere ne oldu? O tablo inince mi bağırmak, küfretmek, ağızda sakızla odaya girmek, cam çerçeve indirmek serbest oldu? Ben gerçekten anlamak istiyorum. Ne oldu bize!!! Empati yeteneğimizi ne ara kaybettik…
O kızdığınız, beğenmediğiniz, ama hak etti dediğiniz doktorlarımız, hemşirelerimiz, 112 çalışanlarımız, sağlık çalışanlarımız da insan. Bizler gibi…
Sabaha kadar çocuğu ateşlenmiş, uyumamış olabilir.
Eşiyle kavga etmiş olabilir.
Ailesinden birini kaybetmiş ve sonrasında ki ilk iş günü olabilir.
Yolda gelirken trafik magandasına denk gelmiş ve iyice gerilmiş olabilir.
En yakın arkadaşını kaybetmiş olabilir.
Hayvanını kaybetmiş olabilir.
Sizden önceki hastası tüm sinirlerini germiş olabilir.
Aldatılmış bile olabilir…

Sadece EMPATİ!!!... Ve ben geriye dönüp bakıyorum asla rahatsız olduğum bir doktor hasta ilişkim olmadı… Had bildim, dediklerine başımla beraber deyip saygı duydum. Belki de olay biraz da budur… Tereciye tere satmasak mı?...
Ve ben inanıyorum (inanmak istiyorum) ki eski günlerimize dönecek, saygınlığı tekrar kazandıracağız. Doktorlarımız, hemşirelerimiz, 112 çalışanlarımız 14 Mart Tıp Bayramınız Kutlu olsun… Her şeyin en iyisini hak ediyorsunuz!!! Bizler sizleri hak ediyor muyuz? Orası büyük bir muamma...