Mutsuzluktan söz etmek istiyorum

Dikey ve yatay mutsuzluktan

Mükemmel mutsuzluğundan insan soyunun

Sevgim acıyor

Biz giz dolu bir şey yaşadık

Onlarda orada yaşadılar

Bir dağın çarpıklığını

Bir sevinç sanarak

En başta mutsuzluk elbet

Kasaba meyhanesi gibi

Kahkahası gün ışığına vurup da öteden beri yansımayan

Yani birinin solgun bir gülden kaptığı frengi

Öbürünün bir kadından aldığı verem

Bütün işhanlarının tarihçesi

Sevgim acıyor

Yazık sevgime diyor birisi

Güzel gözlü bir çocuğun bile

O kadar korunmuş bir yazı yoktu

Ne denmelidir bilemiyorum

Sevgim acıyor

Gemiler gene gelip gidiyor

Dağlar kararıp aydınlanacaklar

Ve o kadar

Tavrım birçok şeyi bulup coşmaktır

Sonbahar geldi hüzün

İlkbahar geldi kara hüzün

Ey en akıllı kişisi dünyanın

Bazen yaz ortasında gündüzün

Sevgim acıyor

Kimi sevsem

Kim beni sevse

Eylül toparlandı gitti işte

Ekim filan da gider bu gidişle

Tarihe gömülen koca koca atlar

Tarihe gömülür o kadar

Turgut Uyar’ın Acıyor şiirinde anlattığı gibi “ Eylül toparlandı gitti işte, Ekim filanda gider bu gidişle” Zaman çoğu zaman hızlı geçse de geceleri hiç geçmiyormuş gibi gelebilir. Bu dediğim kişiden kişiye göre değişebilir. Bunu gelir seviyesi, özel ve sosyal hayat,  insanlar, duygular, ekonomik mevzular, memleket meseleleri, ailevi sorunlar ve daha niceleri belirleyebilir. Bazen de o zaman hiç geçmez; dediğim gibi, zaman, mekân, kişiler, durumlar gibi etkenler belirler zamanın hızını. Ne demişti Cemal Süreya “ Hayat Kısa Kuşlar Uçuyor” Hadi görüşmek üzere.