İki gece önceydi sanırım. Belki dün gece de olabilir; gecelerim baya uzun olduğu için karıştırıyor da olabilirim, artık siz benim kusuruma bakmayın. Hani televizyon karşısında ya da sıkıldığın bir arkadaş ortamında devamlı esnersin sanki günlerdir uyumamışın gibi bir uykun gelir de odana gidip yatağına yatarsın; yatağına yattığında ise sanki beş dakika önce uykudan uyanmışın gibi gram uykun yoktur, kaybolur gider ya hani. İşte tam olarak bundan bahsediyorum ama uykum; sıkıldığım arkadaş ortamında mı televizyon ya da bilgisayar karşısında mı bastırdı bilemiyorum. Sonuç olarak o tam uykunun kaybolduğu zamanlardan bahsediyorum.

Pek yazacağım yazının konusuyla birebir alakadar olmasa da bir anekdot verip kendi konuma devam etmek istiyorum. Piyasada, gazetelerde dönen bu günlük burç vs. olayına pek inanmasam da Astroloji bilimine saygım sonsuzdur. Astroloji ile ilgili bir internet sitesinde bir yazı okudum “Onların zihinleri gece boyunca hiperaktif haldedir.”  diye kova burcundan bahsetmişler. Bir kova olarak bana mantıklı ve uygun geldi fakat bu her kova için aynı mı bilemiyorum.

O başta bahsettiğim geceye geri döneyim. Önce bir süre sağa sola dönüp uyuma denemeleri ‘ bir – iki – üç – dört ‘ başarısız olduktan sonra zihnimde sorular ( hem de bir iki tane değil onlarca ) ortaya çıktı. Onlarca soru içinden biri burun farkıyla zihnimde öne geçti. İşte tam olarak bu soru “Ben kimim? “. Şimdi gülebilirsiniz belki; bu sorumu senin zihninde dolanan gibilerinden.

Evet çok basit bir soru değil mi? “Ben kimim? “. Düşünsenize, gerek sosyal hayatımızda gerekse eğitim hayatımızda ne zor sorularla karşılaştık ve ne nice soruları doğru ya da yanlış cevapladık ama beni hiçbir soru bu kısacık, iki kelimelik soru kadar yormadı. Acaba kimdim? Hayırlı bir evlat mı? Hayallerini gerçekleştirebilmiş biri mi? Saçma sisteme boyun eğmiş biri mi yoksa hala dimdik durabilen biri mi? İyi bir abi mi? İnsanlara hak ettiği değeri veren biri mi yoksa herkese haddinden fazla değer veren biri mi? Hedefleri olan biri mi? Seven sevilen biri mi? İyi bir dost mu? Aşkta yara alanlar için güvenilir bir liman mı? Örnek biri mi?  Terk edilen ya da reddedilen bir sevgili mi? Kendinden küçüklerin fikir aldıkları bir abi mi ya da kendinden büyüklerinin fikrini sordukları bir kardeş mi? İş yerinde iyi bir personel mi? Güvenilir biri mi? Hayalperest mi gerçekçi mi? Ne kadar hayalperest ne kadar gerçekçi? Sorumluluklarını yerine getirebilen biri mi? Cidden belli bir kesim tarafından sevilen biri mi yoksa sırt dönülen biri mi? Uzun saçlı, şişman, aksi biri mi yoksa uzun saçlı hafif toplu sakin sempatik biri mi? Saygılı, seviyeli, sevecen biri mi? Dürüst biri mi? İyi bir birey, aile baba adayı mı yoksa müzmin bir bekâr adayı mı? Yardımsever, vicdanlı ve vefalı mı yoksa gaddar, zalim ve gamsız mı? Adam gibi adam mı yoksa olsa da olur olmasa da olur mu? Yaşamaya değer mi yoksa aman boş ver mi? Duygusal biri mi? Çok basit bir soruymuş değil mi? Ben kimim sorusu. Siz de farkına varmışınızdır mutlaka.

Bunlar o geceden aklımda kalan alt başlıklı sorulardı. Daha da nicesi vardı. Bazen yüzleşmek gerekiyor kendi kendine de olsa ama kendinizi en hazır hissettiğiniz ve en dürüst zamanınızda bu yüzleşmeyi yapmanızı tavsiye ederim. Gerekli mi bunu yapmak diye soranlarınızın olabileceğini düşünüyorum. Eğer cidden soranınız varsa ben de size şöyle cevap vermek istiyorum. “Kendi eksiklerinize bakmadan başkalarından mucize beklemeyiniz “ Bunun için önce kendi yüzleşmemizi yapmamız gerektiğini düşünüyorum ama kendinizi ruhsal olarak hazırlamadan bu işe girişmeyin. En hazır halinizde bile o gece uykunuzu kaybediyorsunuz aksi durumunu düşünmek bile istemiyorum. Saygılar…

NOT: Öküz Çarpması kitabımdan alıntıdır.

Şimdi cevap vermek istiyorum; ben YALNIZ KALEM’im ya siz kimsiniz?