Sevgili Okuyucular hayatım boyunca pek şanslı bir hayat yaşamadım; gerçi buna pek çemkirmedim de ama sizin şansınızı merak ediyorum. Siz de durumlar nasıl, dikkate alıp cevap verirseniz; sizleri dinlemek isterim. Vallahi öyle şanslı durumların, mucizevi olayların gerçekleştiği dünyada bize şansın Ş’sinin uğramamasına bazen şaşırıyorum. Sizler de aynı durumda mı merak ediyorum yoksa bu durum bazı seçilmiş özel kişilere mahsus mu? Merak ediyorum. Eee cevaplarınız alayım yavaştan; hadi ama cidden merak ediyorum ya, azıcık halden anlayın. Şimdi bazı durumlardan bahsedeceğim bu durumu kimse şahsi olarak algılamasın herhangi bir isim de olabilir bunlar. Mesela inşaat okuyan birinin bir kültür merkezinin müdürü olabildiği ya da orijinali sol bek olan futbolcunun sol bek olarak şans bulamayıp ön liberoda şans bulduğu ya da atıyorum bir meslek okuyan birinin hiç alakası olmayan bir alanda şans bulduğu ülkemizde biz hala bir yer bulamadıysak; 

Soru 1: Şanssız mıyız?

Soru 2: Yetersiz miyiz?

Soru 3: Farklı dünyaların insanı mıyız?

Soru 4: Yeteneksiz miyiz? 

Soru 5: Bize uygun bir balta yok mu? ( Baltaya Sap Teoremi )

Az önce yukarı da yazdım; kimsenin makamına, yerine, pozisyonuna, durumuna inanın ne sözüm ne de gözüm var. Hem onlara hem de onları oralara koyanlara, oralarda şans tanıyan kimselere tek bir kelamım yok. Sadece sorguladığım durum bizim durumumuz, demek ki problem bizde. Problemi tam teşhis etmeye çalışıyorum sadece, başka bir amacım ya da bir yerlere mesaj gönderme tribim yok. Her zaman derim; kendi mesleğiyle ilgili ya da alakalı olmayan başka bir görevle emeğiyle çalışan herkese saygım sonsuz ve Rabbim yardımcıları olsun; helaliyle evine ekmek getirenlere. Rabbim daha fazlasını versin inşallah.

Sizden cevap bekliyorum ama hiç ses seda çıkmıyor; ben sorularıma kendim cevap versem zaten burada sormazdım ama değil mi? Az bir yardımcı olsanız ya; sanki sizler de tek başınıza cevap verebiliyorsunuz bu sorulara. Hep beraber belki bir sonucu ulaşırız da problemi keşfederiz diyordum ben ama neyse. Zor bir hayat yaşıyoruz Sevgili Okuyucular ama bizlerden daha zor yaşayanlar çok daha fazla var. Nasıl ülkenin yüzde noksan sekizinden çok bolluk bereket içinde yaşayan bir kesim olduğu gibi. En önemli sorulardan biri ülkenin ya da dünyanın yüzde kaçı huzur içinde yaşıyor; ama gerçek huzurdan bahsediyorum. Paranın verdiği sahte ya da geçici huzur ve mutluluktan bahsetmiyorum. Bu soru hakkında da bir fikir yürütemiyorum ne yazık ki ben.  

Mutluluğun adam seçtiği gibi huzur da seçicidir. Kimi kendini kandırarak huzurlu olur kimi alışveriş yaparak kimi kilometre yaparak kimi bahçe işleriyle uğraşarak kimi müzik yaparak kimi elinde fırça resim çizerek kime de ben gibi yazdıkça huzurlu olur. Siz en çok ne zaman huzurlu oluyorsunuz? Ben yazmadan önce okurken ve izlerken ( bazı film ve dizileri) huzurlu olurdum. Bir de iç huzur olayı var, bu da vicdan tartısından geçer; işte bu benim en rahat olduğum konu şahsen. İç huzurumda o kadar zenginim ki kaç tane villam, arabam, yatım var sizlere anlatamam. O zaman Rabbim vicdan rahatlığı versin diyelim; tabii ki de bunun için vicdan muhakkak önemlidir. Farkındayım; bugün çok soru sordum size, kusuruma bakmayın. Tekrar hatırlatmak istiyorum; yazdıklarım belli bir zümreye ya da kişilere değildir. Biz severiz; “ Burada buna bir şey demiş, orada şuna bir şey demiş ” diye adlandırmaya bayılırız. Bakın aklıma ne geldi; kitabım çıktığında kitabı birisinin aleyhine yazdığımı bile söylediler. Çok gülmüştüm; arkadaş kitabın adı “ Öküz Çarpması” ve kitabın konusu “ Şizofren olmaya bir tık kalmış bir yazar adayının kendiyle yüzleşmesi”. Bir de bir seneden fazla kitabı çıkarmaya çalışmışım hiç işim yok zaten; herhangi birinin aleyhine kitap yazacağım, o kadar maddi ve manevi kendimi yorarak. Neyse kaçtım ben; gülesim geldi de.

Günün Sözü: Önce seni görmezden gelirler, sonra sana gülerler, sonra seninle dövüşürler ve sonra sen kazanırsın. - Gandhi