Evet Sevgili Okuyucular gün geçmiyor ki bir gariplik, can sıkıcı şeyler yaşanmasın ama ne yazık ki bu coğrafyalarda bu durumlara alışmamız gerekiyor. Her gün bambaşka bir mevzuyla muhatap olup moralimiz bozulabiliyor. Bazıları pek umursamaz, gamsızdır belki de öyle olmak gerekiyordur bilemiyorum ama bizler çok kafaya takan çabuk demoralize olanlardanız. En azından ben öyleyim desem daha doğru olur herhalde sizleri bilemeyeceğim.

Biraz da sohbet etmek istiyorum sanırım; mutlaka hepimiz kendimiz için önemli insanlara değer vermişizdir, onlar için endişelenmişizdir de sonrasında kah pişman olmuşuzdur kah da hiç hak etmediğimiz durumlarla muhatap kalmışızdır. Bazen de belli bir konu için birilerine kendimizi muhtaç hissetmişizdir; bu bazen kendimiz için bazen çoluğumuz – çocuğumuz, kardeşimiz, arkadaşımız, dostumuz için. İşte böyle durumlarda karşı taraftakiler durumu biraz farklı yorumlayıp size zarar verir hale gelebilir. Demek istiyorum ki bazen bir konu için birine mecbur kalsanız ya da kendinizi mecbur hissetseniz de kendinizi bırakmayın derim ben. Sizden bir tane daha yoktur ve her şeyin de mutlaka bir alternatif yolu bulunur. Davulun sesi uzaktan hoş gelir derler ya hani, yaşamadan bilinmez; öyle yaşamadan konuşmak da kolaydır eyvallah ama yine de benim dediklerimi es geçmeyin derim. Bazı özel ve istisnai durumlar olabilir; bu konular hakkında yorum yapamam, onları konu dışında bırakmakta fayda var.

Çok uzatmayacağım ama benim şahsi bir önerim olacak Sevgili Okuyuculara, Erken Kaybedenlere, Değer görmeyenlere, Hak ettiğini yaşayamayanlara; 

Umarım beni duyuyordurlar ve istisna olanlar lütfen bana kızmasınlar, onları eleştirmiyorum, yanlış anlaşılmasın. Ben diyorum ki yine kendimce “ Kimsenin oyuncağı ya da kuklası olmayın! Merak etmeyin, insan açlıktan ve yalnızlıkta ölmez; onurunu ve güvenini kaybettiği zaman ölür hem de nefes almaya devam ederek.” İnsan yalnız da yaşayabilir, birilerinin kuklası olmadan bir yerlere de gelebilir. Bazen insan mecbur kalır; onlara sözüm yok. Yine de insan bu coğrafyalarda açlıktan ve yalnızlıktan ölmez;  onurunu ve güvenini kaybettiğinde ölür ama çoğunun haberi bile olmaz. Bazıları ilerleyen zamanlarda anlayacak onurun ve güvenin sağdan soldan alınmayacak bir şeyler olduğunu da iş işten geçmiş olursa kimse şaşırmasın. Sevgili Okuyucular velhasılıkelam siz ne kadar iyi niyetli ve yapıcı olmak isterseniz isteyin bazen hasta tedaviye cevap vermez ve kaybolmayı tercih eder. İşte o zaman diyorum ki “ Hak edene hak ettiği kadar “ Hadi ben kaçar.

Günün Sözü: Yalnızlığa iyi bak, sahip çık. Kaç kişinin emeği var onda kim bilir? – Oğuz Atay