Evet Sevgili Okuyucular sayılı günlerim falan da yok ama zaman bu ara bana çok hızlı geçiyor; tabii geceleri saymazsak. Geceler bambaşka hesaba katılmalı ve kişiye göre süper değişkenlik gösterebilir. Her neyse benimle aynı fikirde misiniz bilmiyorum ama temmuz ayı çok ama çok hızlı geçti gibime geliyor. Bakın daha dün temmuz ayına girmişiz gibi; ayın sonuna gelmişiz neredeyse. Ben hızlı geçti dedim ama baya damga vuracak olaylar da olmadı değil yani. 

Biraz düşünürsek ilk aklıma Hırvatistan ve Dünya Kupası geldi; hepimiz içimiz buruk bir şekilde maçları izledi değil mi? Hırvatistan takımı tüm dünyaya takım nasıl olunur ve birlik beraberlik dersi verdi. Her ne kadar finalde kaybetseler de bence çok ama çok şeyl kazandılar. Ayrıca Hırvat takımını anarken Vida’dan da söz etmeden olmaz; çok başarılı bir turnuva geçirdi, tebrik etmek lazım. Sonrasında aklıma UEFA’nın Financial Fair Play (Finansal Fair Play ) uygulaması nedeniyle büyük takımlarımızın yaşadığı sıkıntılar geldi. Bu uygulamanın da sonucunda genç futbolcuların önemi anlayan kulüplerimiz genç oyunculara önem vermeye başladılar. Altyapılar, genç oyuncular falan araştırmalar yapılmaya başlandı. Şimdi konu genç oyuncular ise mutlaka değinmemiz gereken bir husus olduğunu düşünüyorum. Kadrosunda hiçbir yabancı futbolcu bulundurmayıp sistemin S’si olmayan Türk Futbolunda kendilerine özgü bir sistem oluşturarak devamlı genç oyuncular yetiştiren Altınordu Futbol Kulübünü canı gönülden kutluyorum. Diğer takımlarımıza örnek olmasını şiddetle tavsiye ediyorum. Ayrıca Fatih Terim’in birkaç gün önce büyük takımlar birbirlerine oyuncu verebilmeli, büyük takımlar birbirlerinden transfer yapabilmeli fikrine katılıyorum. Diğer ülkelerde olduğu gibi bizde de bu işler olabilmeli; profesyonel açıdan bakılmalı olaylara artık.  Sporla ilgili baya aklıma kazınmış olay olmuş temmuz ayında değil mi?

Tabii bu ayda yaşanılan iş kazası, göçükler, tren kazası, şehit ve şiddet haberleri içimizi yaktı. Ne kadar olmasını istemesek de bu kötü hadiselere şahit oluyoruz; çocuğa şiddet, kadına şiddet, hayvanlara şiddet, inanın sonu yok bitmiyor bunlar. Çoluğa çocuğa taciz ve nice insanlığa yakışmayan eylemlere girmek bile istemiyorum; çok sinirleniyorum. Sizden özür dileyerek bu konuları kapatmak istiyorum. Bu temmuz ayında doların yükselişi de hafızalarımıza kazındı; ekonomimiz ciddi anlamda kötü durumda. Benim naçizane fikrim özel şirketlerde çalışanların daha planlı daha dikkatli bir şekilde ekonomik çerçevede kendilerine dikkat etmesi. Çok büyük borçlara girmemelerini tavsiye ederim; doların hareketli olması birçok şirketi ve sektörü olumsuz etkiledi. Dikkatli olmakta fayda olacağını düşünmekteyim; haddim olmayarak söylüyorum bunu da, kusuruma bakmasın özel şirketlerde düşük ücretlere çalışanlar. Bu arada bu ayda bir tarafta imzalar toplanarak gitmesi istenen siyasi parti genel başkanını da gördük, gitmesin diye kampanyalar yapılan ikna edilmeye çalışılan bir genel başkanı da gördük. Bana fikrimi soran olursa bence her genel seçimden sonra genel başkanlar kongreye gitmesi yönündedir. Başarılı olan ödüllendirilir ve onurlandırılır, başarısız olan da değiştirilir. Her ne kadar ülkemde hak edenin ödüllendirildiğine inanmasam da bu çerçevede büyük bir olasılıkla doğru hareket edileceğini düşünmekteyim. Ooo unutmuşum temmuz ayı konuşulur da bedelli askerlik muhabbeti es geçilir mi? Tek bir kesim dışında bedelli askerlik bekleyenlere saygım var. Kim diye sorarsanız; sağda solda vatan, millet edebiyatı yapıp kendi düşüncesinden olmayanıı vatan haini ilan edip kendini vatansever ilan edenlerin bedelli kovalamasına saygı duymuyorum. Çünkü onlar kendinden başka insanların düşüncelerine saygı duymuyorlar. Neyse temmuz ayını konuşuyoruz malum havalar sıcak ben kaçıyorum; görüşmek üzere.